İsrail’deki ekonomi analistleri, Türkiye’nin İsrail ile “ticareti tamamen durdurma” kararının, Tel Aviv’in sanayi ve ticaret sektörüne ciddi zararlar vermesini bekliyor.  

Türkiye’den İsrail’e yapılan hammadde ve mal ihracatının değeri yıllık yaklaşık 5 milyar doları buluyor.  

Öte yandan Türkiye’nin bu adımıyla, aralarında metal, makine, otomobil, enerji ürünleri, kauçuk, plastik, sağlık ve tarım ürünlerinin de bulunduğu geniş bir yelpazedeki ürünlerin İsrail’e ihracatının durdurulacağı tahmin ediliyor.  

Ankara’nın inşaat hammaddesini içeren ihracatı, Tel Aviv’in Gazze Şeridi’ne yönelik savaşı başlattığı Ekim ayından bu yana halihazırda durdurulmuştu.  

Ayrıca, İsrail merkezli birçok fabrikanın da Türkiye’ye yönelik ihracatı durdurması bekleniyor. Bu da yıllık yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir kayıp anlamına geliyor.  

İsrail Merkez İstatistik Bürosu’nun (CBS) son verilerine göre Türkiye’ye yapılan ihracat İsrail’in toplam ihracatının yüzde 2,6’sını oluşturuyor. Bu oran, İsrail’deki şirketler için ek bir kayıp olarak görülüyor.  

İsrail ithalat ikilemiyle karşı karşıya  

CBS verilerine göre, İsrail’in Türkiye’den bu yılın ilk çeyreğinde yaptığı mal ithalatı, toplam ithalatının yüzde 4,8’ini oluşturdu.   

Geçen yılın aynı çeyreğinde ise bu oran yüzde 5,3 olarak kaydedildi.  

Türkiye, İsrail’in yaptığı ithalat açısından Çin, ABD ve Almanya’nın ardından dördüncü sırada yer alıyor.  

Gözlemciler, Türkiye’nin boykotu karşısında İsrail ekonomisinin zorluk yaşamasını bekliyor.  

Ayrıca, Gazze Şeridi’nde devam eden savaşın ışığında, İsrail’in Türkiye’den ithalatı bu yılın ilk çeyreğinde keskin bir düşüş göstererek yüzde 17,5’ye geriledi.  

İsrail’in toplam mal ithalatı ise yüzde 8,8 oranında düştü.  

İsrail merkezli Ynet’in haberine göre bu rakamlar, Tel Aviv’in Ortadoğu politikasına karşı duran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın politikasını doğrudan yansıtıyor.  

Bir diğer İsrail merkezli gazete olan Globes’in haberine göre, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2023 yılında 6,8 milyar dolara ulaştığını ve bunun yüzde 76’sının Türkiye’den ithalat olduğunu bildirdi.  

İsrail Ticaret Odaları Federasyonu’na (FICC) bağlı Ekonomi Departmanı’nın verilerine göre Türkiye’den yapılan ithalatın dağılımı şöyle:  

  • Yüzde 27 metaller   
  • Yüzde 13 elektrikli makine ve teçhizat   
  • Yüzde 9 plastik ve kauçuk  
  • Yüzde 8 taş, alçı, cam ve çimento   
  • Yüzde 7 otomobil parçaları   
  • Yüzde 5 maden suyu   

İsrail’e savaşı durdurması yönünde baskı  

Yedioth Ahronoth gazetesinin ekonomik ilişkiler muhabiri Gad Lior’a göre, Türkiye’nin İsrail ile ticari ilişkilerini kesmesinin sanayi, ticaret ve inşaat sektörlerine ciddi zarar vereceği ve bunun Gazze’de savaşın başlamasından bu yana ülkede devam eden ekonomik krizi daha da kötüleştireceği yönünde korkular bulunuyor.  

Türkiye’nin şu anda İsrail’in en büyük ticaret ortaklarından biri olduğuna vurgu yapan Lior, Ankara’nın Tel Aviv ile ticari ilişkilerini kesmesinin ardından mümkün olan en kısa sürede alternatif mal ve hammadde kaynaklarının araştırılması gerektiğini belirtti.  

Lior, bunlardan bir kısmının Almanya, İngiltere, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinden ithal edilmesinin muhtemel olduğuna da dikkat çekti.  

Ekonomik ilişkiler muhabiri, Türk boykotunun İsrail’e “savaşı durdurması yönündeki baskı” kapsamında olduğuna inandığını ifade etti.  

Lior ayrıca, Türkiye Ticaret Bakanlığı’nın yaklaşık bir ay önce, İsrail’e çimento, çelik ve alüminyum da dahil olmak üzere inşaat ve altyapı ürünlerinin ihracatına yönelik kısıtlamasını duyurduğunu hatırlattı.  

Türkiye’nin, Gazze’de derhal ateşkes ilan edene kadar ticari kısıtlamaların yürürlükte kalacağını açıkladığına da dikkat çekti.  

Art arda yaşanan diplomatik krizler  

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş konuya ilişkin değerlendirmesinde, Türkiye’nin ticari ilişkileri kesme adımının önemli olduğunu, bunun stratejik yansımalarının diğer ülkeleri etkileme açısından “büyük” olacağını ve dolayısıyla bölgedeki siyasi atmosferi etkileyeceğini ifade etti.  

İsrail merkezli Calcalist gazetesinin ekonomi analisti Adrian Filut ise, bu adımdaki asıl sorunun, “İsrail’i küresel olarak boykot etme eğilimi” olduğunu söyledi.  

Filut, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararının, Güney Amerika’daki Bolivya’nın ardından Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro’nun İsrail ile ilişkileri kesmeye karar vermesinden bir gün sonra geldiğine dikkat çekti.  

Ekonomi analisti, ekonomik boykotun yanı sıra İsrail’den uzaklaşma, onu dünyada dışlanmış ve istenmeyen bir varlık haline getirme adımının, tehlikeli çağrışımlara sahip ve küresel bir eğilime dönüşebilecek endişe verici bir konu olduğunu ifade etti.  

Filut, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsrail ile ticari ilişkilerin durdurulmasına” ilişkin bu kararının, diğer ülkelerdeki politikacılara da aynı adımı atma konusunda ilham verebileceğini kaydetti.  

Türkiye’nin bu kararından kaynaklanan bir başka ciddi sorun daha olduğunu söyleyen Filut, “Bu boykot, yalnızca Türkiye ile ticari ilişkisi olan şirketleri değil, İsrail’deki tüm şirketleri zayıflatabilir” dedi.  

Ekonomi analisti, İsrail merkezli şirketlerin dünyanın her yerinde rakipleri olduğunu vurgulayarak, “Dolayısıyla bu rakip şirketler bu olayı küresel pazardaki paylarını genişletmek için kullanabilir” diye konuştu.  

Filut konuya ilişkin değerlendirmesinde ayrıca şu ifadeleri kullandı:  

İsrail şirketlerine doğrudan veya dolaylı olarak yatırım yapan, özel ve kamudan olmak üzere çok sayıda uluslararası finans kuruluşu var. Bu boykotların onlar üzerinde sonuçları olabilir. Öte yandan üniversiteler, araştırma enstitüleri, spor ve kültür kurumları da boykot için ilham kaynağı olabilir.”  

İnşaat sektörü çöküşün eşiğinde  

Tel Aviv ve Orta Bölgedeki Müteahhitler ve İnşaatçılar Birliği Başkanı Amit Gottlieb’e göre, 

Türkiye’nin İsrail’le ticari ilişkileri durdurması, savaşın başından bu yana insan gücü ve hammadde sıkıntısı nedeniyle içler acısı bir durumda olan inşaat ve emlak sektörüne ağır bir darbe olacak. 

Gottlieb, sert eleştirilerde bulunduğu İsrail hükümetini, Türkiye ile mal ticaretine güvenip alternatif bulmak için yeterli çaba göstermemekle suçladı ve bu politikanın İsrail ekonomisi için tehlikeli olduğunu belirtti.  

İnşaat sektörünün, başka ülkelerden hammadde kaynağının bulunamaması ve güncel olayların İsrail pazarındaki çeşitli endüstriler üzerindeki vahim ekonomik sonuçlarının anlaşılamamasında bir miktar payı olduğu düşünülüyor.  

İnşaat maliyet endeksinin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 8 oranında artması, bu durumun inşaat şirketleri üzerindeki baskıyı artırması ve şirketlerin iflas riskiyle karşı karşıya kalması bekleniyor.

Gottlieb’e göre bu durum, sektörün ihmal edildiğini ve hükümetin inşaat sektörüne ilgisizliğini gösteriyor.  

Son 10 yılda Türkiye’den çimento ithal etme süreci, İsrail’in düşük maliyetli Türk ürünlerine bağımlılığının bir göstergesi olarak görülüyor.  

Yerel üretici Nesher şirketi, inşaat ve altyapı sektörlerine yönelik temel hammadde fiyatlarının artması nedeniyle uzun yıllardır İsrail pazarındaki tekel kontrolünden yararlanıyor.  

Öte yandan, İsrail merkezli Jerusalem Post gazetesi, ülke ekonomisinin temel taşı olan inşaat sektörünün “çöküşün eşiğine” geldiğini bildirdi.  

Daha pahalı alternatifler  

İsrail pazarındaki gıda ve elektrik endüstrileri arasında, Türkiye’den yapılan ithalatın durdurulmasının, İsrailli tüketiciler için fiyatların artışına yol açacağına dair endişeler var.  

Good Pharm şirketinin kurucusu ve CEO’su Adam Friedler, ekonomi gazetesi The Marker’a verdiği demeçte konuya ilişkin şunları söyledi:  

Türkiye’den yapılan ithalatın durdurulması, İsrail’deki tüketici ürünleri pazarına güçlü bir darbe olur. İki ülke arasındaki coğrafi yakınlık ve mevcut ticaret alışverişi nedeniyle bu ürünlerin büyük bir kısmı Türkiye’den ithal ediliyor.”  

Friedler, Ankara’nın ihracatı durdurulmasının, İsrail merkezli şirketleri, Türkiye’den yapılan ithalata göre çok daha pahalıya mal olacak alternatif kaynaklar aramaya zorlayacağını da sözlerine ekledi.  

The Marker gazetesine göre, İsrail’deki elektrikli ev ürünlerinin yüzde 30’u Türkiye’de üretiliyor ve bunların hacminin yıllık bir milyar şekelden (330 milyon dolar) fazla olduğu tahmin ediliyor.   

Bu nedenle, Türkiye’nin boykotu fiyatların yüzde 5 ila yüzde 10 oranında artmasına yol açacak.  

Türkiye 2 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Filistin topraklarında kötüleşen insani kriz nedeniyle İsrail ile ticari ilişkileri kestiğini duyurdu.  

Ankara, Tel Aviv savaşı sonlandırana ve Gazze’ye kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardım akışına izin verinceye kadar ihracat ve ithalatın durdurulacağını vurguladı.