Husi Grubu ve Suudi Arabistan Arasındaki Müzakereler: Yemen Savaşı Sona Mı Yaklaşıyor?

Yemen’deki savaşın başlangıcından bu yana ilk müzakere gerçekleşti. Husi ve Umman heyeti, Suudi Arabistan’ın daveti üzerine Riyad’a gitti. Ancak dört gün süren müzakerelerde somut bir kara alınamadı.
Husilerle Suudi Arabistan Arasındaki Görüşmeler... Yemen Savaşı Sona Mı Eriyor
31 Ocak 2024

14 Eylül 2023’te bir Husi heyeti, Umman heyeti eşliğinde, Suudi Arabistan’ın daveti üzerine, Riyad’a gitti. Bu davet, Yemen’deki savaşın başlangıcından bu yana Riyad’da gerçekleştirilen ilk müzakerelerden biri oldu. 

Dört gün süren müzakerelerin ardından Husi heyeti, BM ve uluslararası çevreler tarafından yapılan iyimser açıklamalara rağmen, herhangi bir anlaşmaya varıldığına dair açıklama da bulunmadan Sana’ya döndü. 

Geçen Nisan ayında, Suudi Arabistan’ın Yemen büyükelçisi Muhammed Âl Cabir başkanlığındaki bir Suudi heyeti, Sana’daki Husi grubunu ziyaret etmiş, Husi heyeti başkanı Muhammed Abdusselam ve Husilerin Yüksek Siyasi Konseyi Başkanı Mehdi El-Meşat ile görüşmüştü. 

İlk müzakere durağı: Cenevre 

Bu hareketlilik, özellikle Suudi Arabistan ve Körfez Koalisyonu ülkelerinin Mart 2015’te başlattığı “Fırtına Operasyonu” nu sonrası Yemenli taraflar arasında çatışmaların şiddetlenmesini izleyen uzun müzakereler silsilesinin ardından meydana geldi. 

Uluslararası gündem, Sana’yı askeri olarak kontrol altında tutan Husiler ve geçici başkent olarak Aden’e taşınan meşru hükümet arasındaki savaşı durdurmaya odaklanmış durumda. 

Uluslararası toplum, çok sayıda sivilin ölümüne sebep olan bu savaşı sona erdirmek için harekete geçti. 2015 Mayıs’ında, BM İsviçre'nin başkenti Cenevre'de Yemenli taraflar arasında müzakereler olduğunu duyurdu. Ancak müzakereler Husi heyetinin yokluğu nedeniyle gerçekleşmedi. Husi grubu, savaşın bir tarafı olan Suudi Arabistan'la doğrudan müzakere yapma şartını öne sürdü. Bu da meşru hükümet temsilcileriyle müzakere sürecini engelledi. Aynı yılın Aralık ayında Cenevre 2 müzakerelerinin başladığı duyuruldu, ancak bu da önceki müzakereler gibi başarısız oldu ve çatışmalar yeniden başladı. 

Kuveyt müzakereleri 

Cenevre müzakerelerini 2016 yılında Kuveyt'in ev sahipliği yaptığı müzakereler izledi. Çatışmaların iki tarafı meşru hükümet ile Husi Ensarullah grubu arasında gerçekleşen müzakereler, ateşkesin temelini atmak için birkaç ay süreyle devam etti. Ancak başarısızlıkla sonuçlandı ve çatışmalar tekrar başladı. Uluslararası toplum silahlı çatışmanın sona ermesi ve savaşın bitirilmesi için çağrılarda bulunmaya devam etti. 

Müzakerelerin başarısı: Stockholm Anlaşması 

Husiler için önem taşıyan liman şehri el-Hudeyde'de, savaşın ilerlemesi üzerine, BM insani durumun daha da kötüleşmesini engellemek için savaşı durdurma girişiminde bulundu. BM, tarafları Aralık 2018'de Stockholm'a davet etti ve bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma, BM başkanlığında ve ateşkesi izlemekle görevli her iki taraftan üyeleri içeren ortak bir yeniden konuşlandırma koordinasyonu komisyonu kurulmasını öngörüyordu. 

Tüm bu müzakere turları arasında, savaş süresince taraflar arasında gerçekleşen müzakerelerde sadece Stockholm Anlaşması, belirli bir bölgedeki savaşların durdurulması anlamına gelen, kısmi bir anlaşma olarak başarı sağladı. Diğer cephelerde ise çatışmalar devam etti. Taraflar arasındaki fikir ayrılıkları neticesinde devam eden tüm müzakerelerse başarısızlığa uğradı. 

Müzakerelere rağmen ihmal edilenler  

İnsani durum, Yemenli taraflar arasında yapılan müzakerelerde büyük bir rol oynadı. Esir ve kaçırılan insanlar dosyası, savaş sürecinde yapılan müzakerelerde en çok tartışılan konulardan biriydi. Taraflar arasında yapılan değişimlerinin en sonuncusu, bu ayın Nisan ayında 1400 esirin değişimiydi. Buna ek olarak, çatışma yılları boyunca müzakerelerin gündeminde olan yolların ve limanların açılması, Taiz'deki ablukanın kaldırılması ve memurların maaşlarının ödenmesi konularında hiçbir anlaşmaya varılamadı. 

Hükümetin tavrı: Barışa destekçi 

Uluslararası olarak tanınan meşru hükümet, geçici başkent Aden'den hareket ederek önceki tüm müzakerelere katıldı. Ancak Suudi Arabistan-İran anlaşmasını takip eden son müzakerelerde yer almadı. Bu müzakereler, Suudi büyükelçisinin Sana ziyaretinden sonra kamuoyuna duyuruldu. 

Meşru hükümet, Husilere silahlarını teslim etmeleri şartını koşan üç kaynağa bağlıdır. Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi konuyla ilgili şunları söyledi:  

"Yemen'deki sürdürülebilir barış ulusal, bölgesel ve uluslararası olarak anlaşmaya varılan üç kaynağa dayanmalıdır. Suudi Arabistan’ın girişiminde belirtildiği gibi, uluslararası meşruiyete başvurmayı, barışı ve güvenliği garanti etmelidir.” 

Husilerin tavrı: Süreç ve talepler  

Önceki müzakere turlarında Husi tarafın birçok şartı vardı. Bu da müzakerelerin tıkanmasına neden oldu. Husi tarafından sadece Stockholm Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma, Husilerin askerlerini diğer savaş cephelerine, özellikle Marib ve Taiz'e çekmesine olanak tanıdı.  

Husi grubunun lideri Muhammed Abdusselam'ın söylediğine göre, müzakereler insani, askeri ve siyasi dosyaları ele alıyor. Husilerin talepleri, çalışanların maaşlarının ödenmesi, havaalanları, yollar ve limanların açılması ve esir değişim anlaşmalarının yapılması üzerine yoğunlaşıyor. 

Güney Geçiş Konseyi’nin tavrı: Güney sorunu öncelikli mesele 

Güney Geçiş Konseyi komutanlığı, Yemen'in güneyini kuzeyinden ayırmayı talep ediyor ve güney sorununun öncelikli mesele olduğuna inanıyor. BAE, GGK kuvvetlerine askeri ve lojistik destekte bulunuyor. Konsey Başkanı ve Başkanlık Konseyi üyesi Aidarus el-Zübeydi şunları söyledi: "Güney sorununun herhangi bir anlaşmadan çıkarılması mümkün değildir.” Ayrıca el-Zübeydi, müzakerelerde Yemen'in birleşik bir devlet olarak ele alınmasına itiraz ediyor. Geçiş konseyinin Husilerle ayrılık şartlarını konuşmasına mümkün kılıyor. Ancak bu durum Yemen'in birliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit ediyor. 

Suudi-İran anlaşması: Yolu hazırlamak  

Yemen'de gerçekleşen müzakerelerin seyri, Suudi anlaşmasından önceki ve sonraki dönem olarak ikiye ayrılır. Bu yılın Mart ayında gerçekleşen Suudi-İran anlaşmasının önceki müzakereleri başarısız olmasına rağmen, Husi grubu anlaşmadan sonraki müzakerelere tepki ortaya koydu ve bazı dosyalarla ilgili müzakere esnekliği gösterdi. İlk müzakereler doğrudan iki taraf arasında gerçekleşti ve bunu esir değişimi anlaşması takip etti. 

Umman’ın arabuluculuk rolü 

Umman Sultanlığı, Suudi Arabistan ve Husiler arasındaki müzakereleri destekliyor ve her iki tarafın heyetlerine eşlik ediyor. Umman diplomasisi, çatışan taraflar arasındaki fikir ayrılıklarını azaltmaya, müzakerelerin devamını sağlamaya çalışıyor ve bu rolü savaşın başlangıcından bu yana üstlenmiş durumda. Bölgedeki tüm çatışma tarafları ve bölgesel güçlerle iyi ilişkilere sahip, herkesin konuşabileceği tek taraf niteliğinde.  

Son müzakereler sırasında "Umman Yemen'de Barış Yapıyor" etiketi Yemen, Umman ve Suudi Arabistan'daki sosyal medya sitelerinde popüler oldu ve Umman'ın Yemen krizini çözme çabalarını övdü. Bütün bu çabalara rağmen, Öte yandan Umman’ın, Yemen'in el- Mehra iline olan nüfuzunda onunla rekabet eden Suudi Arabistan'a karşı yaklaşımında dikkatli olduğu söylenebilir. 

Geleceğe yönelik senaryolar  

Husiler ve Suudi Arabistan arasındaki müzakerelerin bir uzlaşmaya varması bekleniyor. Ancak Husi grubunun Riyad'dan döndükten kısa bir süre sonra Suudi sınırını yeniden hedef alması, grubun içinde barış süreci konusunda anlaşmazlıklar olduğunu gösteriyor. 

İki taraf arasında bir anlaşma sağlanacaksa, bu anlaşmanın iki devlet tarafından da talep edilmesi gerekiyor. Böylece Husiler, kontrolü altındaki bölgeleri yönetirken, meşru hükümet de kendi kontrolü altındaki bölgeleri yönetecek. Bu gerçekleşirse, hükümet içindeki anlaşmazlıklar, hükümette yer alan Güney Geçiş Konseyi ve diğer gruplar arasında artacaktır.  Aynı zamanda meşru hükümetin içindeki taraflar arasında çatışmaların da başlangıcı olabilir.  

Geçiş Konseyi, Güney Yemen'in ve başkenti Aden'in ayrılmasını isteyebilir. Eğer Suudi Arabistan'ın desteklediği müzakereler, Husilerin, başkent Sana'yı meşru hükümete teslim etmeyi reddetmesi nedeniyle başarısız olursa, iki taraf arasındaki çatışmaların yeniden başlaması bekleniyor. Her iki tarafın askeri hazırlıkları, savaşa ne kadar hazır olduklarının boyutunu da göstermektedir. 

Popüler Haberler
Kuveyt'in Turistik Cazibe Merkezi Üçüz Kuleler

Seyir küreleriyle süslenmiş benzersiz tasarıma sahip üçüz kuleler günümüzde Kuveyt'in simgeleri arasında yer alıyor.

Umman'ın Tarihine Tanıklık El Alem Sarayı'nın 200 Yıllık Hikayesi

Umman'ın başkenti Muskat'taki El Alem Sarayı, ülkenin tarihine şahitlik eden, kentin en önemli sembollerinden sayılıyor ve 200 yılı aşkın bir tarihi olan saray Sultan Kabus'un önemli misafirlerini ağırlıyor.

BM Gazze'de Kara Sınırlarının Açılmaması İnsani Felaketi Sürdürüyor

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı Genel Komiseri Philippe Lazzarini, Gazze Şeridi'ne kara sınırlarının açılmaması ve bölgeye güvenli ulaşımın sağlanmamasının, insani felaketin sürmesine…

Mirbat Geçmişin İzlerini Taşıyan Şehir

Umman Denizi'ne uzanan Mirbat şehrinde, geçmişte antik pazarda alışveriş için çevre ülkelerden gelen tüccarları ağırlayan limanın yanı sıra bölgeyi olası tehlikelerden korumak için inşa edilen tarihi kale ziyaretçilerini karşılıyor.

İsrail'in Gazze Katliamı Hedefleri ve Olası Sonuçları

İsrail'in Gazze'ye saldırılarının temel hedefleri, Hamas'ı ortadan kaldırmak, rehineleri kurtarmak ve bölgeyi işgal etmektir. Uzun süredir devam eden bu çatışmanın, barış süreci için gerçekçi ihtimallerini ve zorlu seçenekleri Dr. Ayhan…