03 Haziran 2025
Ukrayna’nın son saldırısı ne gibi sonuçlar ortaya koydu?
2 Haziran 2025 tarihinde İstanbul’da yapılan Rusya-Ukrayna barış-ateşkes müzakerelerinde iki tarafın da birbirlerine taleplerini ilettiklerini görüyoruz.
Görüşme öncesi Rusya topraklarında 4 hava üssüne yapılan Ukrayna saldırısı Rusya’ya mesaj içeriği taşıyordu. Neydi mesaj?
“Ukrayna’nın Rusya’da ulaşamayacağı toprak ve sınır yoktur.”
Bir önceki görüşmede Rus heyeti başkanı Medinskiy’nin tarihten örnek vererek İsveç ile yapılan savaşta 21 yıl dayandıklarını ve bu savaşı da uzun süre devam ettirebilecek güce sahip olduklarını söylemesi Ukrayna’nın saldırısı ile cevap bulmuş oldu. Ukrayna gerekirse kendilerinin de savaşmaya devam edecekleri mesajını vermiş oldu.

Ukrayna saldırısında 40 civarında stratejik Rus bombardıman uçağının yok edildiği veya zarar gördüğü bildiriliyor. Ruslar, Sovyet sonrasında 1991'den beri yeni Tu-95 veya Tu-22M3 bombardıman uçağı üretmedi. Stratejik filosu, Tu-160'lar, Tu-95MS ve Tu-22M3'ler dahil toplamda sadece 70-90 uçaktan oluşuyor. Bu saldırıda verilen zaiyat Rusya’nın uzun menzil savaş yeteneklerine büyük bir sorun oluşturuyor. Çünkü Rusya’nın uzun menzilli uçaklara sahip olması sadece kendisi için değil müttefikleri Çin ve İran gibi ülkeler için de güvence oluşturuyordu.
Rusya’nın bu saldırıya mutlaka bir cevabı olacaktır ancak zaten Ukrayna’da vurulmadık askeri tesis, fabrika vb. kalmadığı için hedefler ancak şehirler olabilir. Ukrayna saldırısında yapay zeka destekli bir istihbarat başarısından söz edilebilir. Böyle bir planlamada Avrupa ülkelerinin yer alması da mümkün gözüküyor. Son dönemde silah sanayisinde geliştirilen “Yapay Zeka Görüntüleme Modülü” Rusya’da tatbik edildi. Bu modüle göre yapay zeka ile hedefler önceden sisteme tanıtılıyor, taranıyor. İlgili dronlar hedeflerini görür görmez önceden işlenmiş modülü tanıyarak yok ediyor. Yeni dönemde savaş teknolojisinde bu tür modelleri daha sık görebiliriz.
Bu saldırı Rusya’nın askeri ve güvenlik sisteminde büyük açıkları ortaya çıkardı. Çünkü Rusların yaptırımları atlatmak için kullandığı yolu, Ukrayna saldırı için kullandı. Birçok Avrupa menşeli ürünü sanki yaptırımları atlatan Rus şirketleri üzerinden Rusya’ya sokup orada dron üretimini ve saldırı planlarını tatbik edebildi. Bu ürünler Orta Asya, Finlandiya, İsveç gibi ülkeler üzerinden Rusya’ya sokulabildi. Bu saldırı sonrası önemli görevden almaların olması da muhtemeldir.
Rusya için İstanbul görüşmesi bir fırsat olarak görülmelidir, diğer türlü çıkış yolu 5-10 yıl uzayabilir
Rusya-Ukrayna Savaşı gün geçtikçe birçok ülkenin içerisine çekildiği bir mücadele alanı haline geliyor. Bu savaş sadece askeri veya coğrafi olarak değil ekonomik olarak da rekabete dönüşüyor. Bu mücadele alanında AB ülkelerinin etkilerini daha da artırdıkları gözlemleniyor. Bu durum Rusya açısından olumsuz bir sonuç doğurabilir. Rusya’nın bu krizde meseleyi sadece Ukrayna’dan ibaret görmesi savaşı uzatacağı gibi gelecekte Rusya içinde de ayaklanmaları tetikleyebilir. Şöyle ki Rusya’nın uzun süreli savaşta Ukrayna’yı tümden alması mümkündür. Ancak bu durum savaşın Polonya, Romanya gibi ülkelere sıçramasına neden olacaktır. Romanya ve Polonya’da yapılan son seçimlerde Rusya ile mücadeleyi savunanların kazandıklarını hatırlatalım. Rusların, en karlı anlaşmayla bir barışı hedeflemeleri daha mantıklı gözüküyor.
AB ülkeleri, son Ukrayna saldırısını destekleyerek Rusya’ya kendilerinin de masada olduğu mesajını verdi. Rusya her ne kadar AB ülkelerini masadan uzak tutmaya çalışsa da AB’nin ekonomik gücünü kullanmaya başlaması onlara avantajlar sağlıyor. ABD Başkanı Trump’ın AB ile vergi konusunda uzlaşmaya yönelik tavırları, AB ülkelerinden gelen olumlu mesajlar AB-ABD birlikteliğini güçlendiriyor. AB, son dönemde yaptığı açıklamalarda ABD’den yüklü miktarda silah alımını planladığını ve vergi konusunda uzlaşmacı olacaklarını duyurdu. Bu haliyle ABD’ye yaklaşık 1 Trilyon dolarlık katkı sağlayacaklar. ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna konusunda AB ile hareket etmesi ihtimali güçleniyor.
Rusya ve Ukrayna ne istiyor?
2 Haziran 2025 tarihli İstanbul görüşmesinde Rusya son ana kadar taleplerini bildirmedi. Bunun en büyük nedeni ise önceden sunulan taleplere dair Avrupa ülkelerinin müdahalesini ve Ukrayna heyetini etkilemelerini önleyebilmekti. Tarafların mümkün olduğunca masayı bozmak istemedikleri ve görüşmeleri sürdürmek istedikleri anlaşılıyor. İlk İstanbul görüşmesinde esir değişimi konusunda bir anlaşma varken bu görüşmelerde cenazelerin teslimi, hasta ve yaralı esirlerin teslimi, çocukların teslimi gibi konularda anlaşma sağlandı.
Rusya-Ukrayna müzakerelerinde temel talep, Rusya'nın Ukrayna'dan Donetsk, Lugansk, Herson ve Zaporijiya bölgelerinin idari sınırlarından çekilmesi ve Rusya'ya teslim etmesidir. Rusya, Ukrayna'ya Batı desteğinin sona erdirilmesi ve Ukrayna ordusu sayısının da sınırlandırılmasını istiyor. Tarafsız bir Ukrayna’nın NATO’ya üye olmamasını da talep ediyor. Kırım dahil Rusya elindeki toprakların uluslararası hukuka göre Rusya olarak tanınması da talep ediliyor. Rusya'nın Kırım'ın kendi toprağı olarak tanınmasını istemesinde Ukrayna'nın tek başına karar veremeyeceği anlaşılıyor. Burada Kırım Tatarlarının da kararı söz konusu olacak. 250-300 bin Kırım Tatar Türklerinin hakları konusunda Türkiye devreye girer mi bilinmez.

Ukrayna’nın temel önerisi önce 30 gün ateşkes ve sonrasında barış müzakereleridir. Ukrayna, Rusya’ya ateşkes ve barış müzakereleri esnasında kademeli olarak dış yaptırımların kaldırılmasını da teklif ediyor. Görüşmelerde AB ve ABD’den de temsilcilerin olmasını istiyor. Bu talep Ukrayna’dan çok AB’nin isteği gibi gözüküyor. Ukrayna, NATO ve AB üyeliğinin tartışmaya açık olmadığını belirtiyor. Özellikle AB ve ABD’nin güvencesinde ve izlemesinde bir ateşkes ve barış olabileceğini dile getiriyor. Bu haliyle iki tarafın ilettikleri taleplerde yakın dönemde bir anlaşma olması zayıf ihtimaldir. Avrupalılara göre Rusya’ya tam teşekküllü bir yaptırım ve askeri destek Rusya’yı ikna edebilir. ABD’nin Rusya’ya ekonomik ve askeri baskısı artarsa taleplerin değişme ihtimali düşünülüyor. Bu karşılıklı talepleri iki ülke arasında liderler zirvesi dışında yapılacak görüşmelerin oldukça uzayacağı ihtimalini güçlendiriyor. Bu nedenle Lahey’deki 24-26 Haziran NATO Zirvesi öncesi veya hemen sonrasında İstanbul’da Rus lider Putin’in de katılacağı bir zirve teklifi ve planlaması var gibi duruyor.
Ukrayna heyetinin görüşmelere askeri kıyafetlerle katılması, yediden yetmişe son ferdine kadar savaşacağız sözünün arkasında olduklarını gösteriyor. Rusya, Ukrayna konusunda Ukraynalıları değil de Avrupalıları ikna etmesi gerekiyor.
Haziran sonunda Ukrayna’da ateşkes mümkün olur mu?
ABD Başkanı Trump’ın Çin başta olmak üzere AB ülkeleri ve diğer ülkelerle vergi konusundaki anlaşmazlığı ABD’yi de zor durumda bırakıyor. ABD’de finans piyasalarındaki dalgalanma Trump’a olan güveni azaltıyor.

Bu nedenle Trump’ın vergiler ve ekonomi konusunda kısa zamanda çözüm bulması gerekiyor. Diğer türlü ekonomik dalgalanma AB gibi ülkeleri Çin ile anlaşmaya itebilir. Zaten AB de Çin ile vergiler ve ekonomik iş birliği konusunda görüşmeler yapabileceğini duyurdu. Bu duyuru Trump’a karşı bir uyarıdır. Trump, AB ülkelerini karşısına alırsa o zaman Çin-AB birlikteliğine razı olmak zorunda kalacak. Bunu gören Trump’ın son dönemde Rusya’ya karşı daha sert açıklamalar yaptığını ve AB tezlerine destek olduğunu görüyoruz.
Batı ülkelerinin Rusya ve vergiler konusundaki görüşleri Haziran 2025’te Kanada’nın ev sahipliğinde yapılacak G7 Zirvesi, 24-26 Haziran’da Hollanda’nın Lahey kentinde düzenlenecek NATO Zirvesinde netleşebilir. Bu iki zirve Rusya’ya karşı birlikte mi hareket edecekleri yoksa ayrışmaya mı gideceklerinin ipuçlarını verebilir.
9-23 Eylül tarihlerinde ABD’nin New York kentinde yapılacak BM Genel Kurulu’nun 80’inci toplantısı, 22-23 Kasım’da Güney Afrika’nın ev sahipliğinde Johannesburg’da yapılacak G20 Zirvesi ve Brezilya’nın ev sahipliğinde düzenlenecek BRICS Zirvesi gibi toplantılar Ukrayna-Rusya görüşmelerini etkileyebilecek zirvelerdir. Bu zirvelerde liderler arasındaki görüşmeler müttefiklik ve görüş ayrılıklarını azaltma konusunda Ukrayna'ya avantaj sağlayabilir. Türkiye, Lahey’de düzenlenecek zirve öncesinde Rusya-Ukrayna arasında bir ateşkes olmasını ve ABD Başkanı Trump’ın bu dönemde Türkiye’yi ziyaret ederek liderler zirvesinin Türkiye’de yapılmasını amaçlıyor.
Gelinen süreçte Ukrayna’daki savaş uzarsa hem Ukrayna hem de Rusya büyük zarar görecek. Rusya belki Ukrayna’yı alacak ama uzun yıllar devam edecek bir mücadelede Avrupa ülkelerini karşısında bulacak.
ABD, AB’yi görmezden gelip Rusya veya başka bir ülkeyle iş birliğine gitmesi mümkün gözükmüyor. Uluslararası sitem Trump’ı bile çaresiz bırakabilir.
Türkiye gelinen süreçte artık ekonomik olarak da büyük katkılar elde edebilecek anlaşmalar yapmalıdır. AB, ABD, Ukrayna, Rusya gibi ülkelerin Türkiye’ye ihtiyaçları varsa bunun bedelini ödemek zorunda olduklarının farkına varmaları veya bunu onlara hatırlatacak bir politikaya ihtiyaç var. Ukrayna’daki savaş Türkiye’ye ekonomik anlamda kayıplar veriyor. O zaman bu kayıpların azaltılması adına Türkiye bu ülkelere karşı tarafsızlığının, iş birliğinin ve emeklerinin karşılığını alabilmelidir.
devamını oku daha az oku
Rusya'nın dış politikası, güvenlik doktrinleri, Suriye politikası ve Rusya-Türkiye ilişkileri üzerine çeşitli kitap ve makaleler yayınlamıştır.