Rusya ile İran, Orta Doğu'da Yeni Stratejide Birleşti: Türkiye’ye İhtiyaçları Var

İran ve Rusya’nın Türkiye ile anlaşmadan Rusya-İran-Irak-Suriye-Akdeniz koridorunu tamamlamaları mümkün olmayabilir. Rusya’nın Libya’da paralı askerler üzerinden önemli petrol ve gaz sahalarının kontrolünü elde tutma, kullanma girişimi yine Türkiye ile anlaşmadan yürürlüğe giremeyecektir.
Salih Yılmaz
Rusya ile İran, Orta Doğu'da yeni stratejide birleşti: Türkiye’ye ihtiyaçları var- Salih Yılmaz
31 Ocak 2024

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Türkiye'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret Azerbaycan-Ermenistan arasındaki savaş sonrası İsrail’in Gazze’ye saldırısı, Yemen’de Husilerin Kızıldeniz ablukası ve Suriye’de gelişmeler dışında ekonomik ve askerî açıdan da önem arz ediyor. 

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan,16 Ocak 2024 tarihinde yaptığı açıklamada PKK ile mücadelede ABD, Rusya ve İran’a mesajlar vermişti. Bu mesajlar çerçevesinde ABD’nin son dönemde Ukrayna Savaşı üzerinden Avrupa’da, Gazze’deki savaş üzerinden de Ortadoğu’da uyguladığı abluka hem İran’ı hem de Rusya’yı yeni önlemler almaya itiyor. Her iki ülke de birbiriyle yakın ilişki kursa da Türkiye’nin iş birliğine ihtiyaç duyuyor.  

Rusya ve İran, Orta Doğu’da Akdeniz koridoru mu kuracak? 

Rusya ve İran, 2023 yılında özellikle askeri ve ekonomik alanda birçok anlaşma imzaladı. Rusya-İran arasındaki 20 yıllık geçerli anlaşma İran’da 18 Ocak 2024’te onaylandı. Rusya ile İran arasındaki yeni anlaşma savunma ve enerji alanında geniş kapsamlı anlaşmaları içeriyor. Rusya ve İran, bu anlaşmalar sayesinde Orta Doğu ve Asya’da ABD’nin korumasına ihtiyaç duyan ülkeleri kendi tarafına çekmeyi de amaçlıyor. İran’ın Rusya ile imzaladığı ve onayladığı anlaşmanın 25 yıllık İran-Çin Kapsamlı İş birliği Anlaşmasını tamamladığını da söyleyebiliriz. 

 İran, Rusya ile yaptığı anlaşmayla Batı’nın kendisine uyguladığı yaptırımlar nedeniyle üretime katamadığı sektörleri Rusya üzerinden aktif hale getirebilecektir. Buna göre Rusya'ya büyük Chalus sahası da dahil olmak üzere Hazar Denizi'nin İran kısmındaki maden-petrol-gaz çıkarma konusunda öncelikli haklar verilecektir. 

 Hazar Havzası'nda kanıtlanmış hem karada hem de denizdeki sahalar da dahil olmak üzere, yaklaşık 48 milyar varil petrol ve 292 trilyon kübik feet doğal gaz bulunuyor. Bu sahanın işlevsel hale gelmesi İran’ın toplam tahmini gaz rezervlerinin yaklaşık %40'ını ve mevcut üretimin yaklaşık %80'ini oluşturması bakımından önemlidir. Chalus sahasında toplam 250 milyar fit küp doğalgaz rezervi var. 

 İran aynı zamanda Khorramshahr'daki ve Irak sınırındaki yakınlardaki Ilam eyaletindeki büyük petrol ve gaz sahaları için de Rusya’ya haklar veriyor. İran ve Irak'ın ortak sahaları uzun süredir Tahran'ın kilit petrol sektörüne yönelik uluslararası yaptırımları atlatmasına imkân veriyor. Çünkü İran buradan çıkardığı petrolü Irak petrolü olarak kolayca piyasalara sürebiliyor. İran’ın Irak sınırında petrol ve doğalgaz işlemesi kendisine önemli avantajlar kazandırsa da bu üretimin satılması için koridora ihtiyaç var.  

 İran'ın Suriye'nin Akdeniz kıyısına tam olarak desteklenen bir kara koridoru inşa etme yönünde uzun süredir devam eden planı var. Bu plana Rusya da destek veriyor. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurmaması için Rusya ve İran’ın itiraz etmesinin nedenlerinden birisi de bu koridorun Rusya-İran kontrolüyle açılmak istenmesidir. Bu koridor sadece ticaret koridoru olarak değil Suriye üzerinden İsrail’i baskılamak ve Lübnan’a destek olmak için de önemlidir. İran ve Rusya’ya göre İran’dan Suriye’ye açılacak bir koridor Orta Doğu'da, ABD ve müttefiklerini, bölgede baskı altında tutabilecek önemli bir girişimdir. 

 İran ile Rusya arasındaki askeri iş birliğinin genişletilmesi, İran’ın enerji sektöründe Rusya’ya önemli haklar vermesi nedeniyle işlevsel hale gelmiştir. Rusya, İran’daki bazı havalimanlarını askeri amaçlı olarak kullanabilecektir. İran'ın çift kullanımlı havalimanları listesinde Rus Havacılık Kuvvetleri için ideal olan ilk havalimanları Hamadan, Bandar Abbas, Çabahar ve Abadan vardır. 

 Rusya zaten Ağustos 2016'da Rusya'nın Hamadan hava üssünü Suriye'deki hedeflere saldırmak için kullanmıştı. Rus Donanması tarafından Çabahar, Bandar-e-Buşehr ve Bandar Abbas limanlarının kullanılması bekleniyor. Hazar Denizi'nin İran bölümündeki ilk üretim hakkı, Rusya'nın aynı zamanda İran'ın Hazar bölgesinin savunmasını Rusya’ya devrettiği anlamına da gelmektedir. İran elektronik harp sistemi Kuzeybatıda Rostov-on-Don yakınlarındaki Rusya'nın Güney Askeri Bölgesi (Rassvet) Müşterek Stratejik Komutanlığı'nın 19. Elektronik Harp Tugayı'na bağlanabilecektir. İran’ın hem Rusya hem de Çin ile birlikte Hazar Denizi başta olmak üzere bölgede elektronik harp kabiliyetlerini birbirine bağlamayı hedeflediğini görebiliriz.  

 İran İslam Devrim Muhafızları en yeni Rus kısa ve uzun menzilli füzelerini (Kh-47M2 Kinzhal, İskender M, RS-26 Rubezh, BrahMos-3 ve Avangard) kullanmak üzere eğitilecektir. Rusya’nın İran’a satacağı silah sistemlerinde İran'da da lisanslı üretime geçilmesi planlanıyor. Üretimin yüzde 30'u İran'da kalacak, geri kalanı ise Rusya'ya geri gönderilecektir. Bu sayede Rusya, silah üretiminde hız kazanacağı gibi üretimin Ukrayna’daki savaşta kullanılması da mümkündür.  

ABD’nin zafiyeti İran ve Rusya’ya yeni alan açıyor 

ABD’nin kendi müttefiklerini koruyamaması, Ukrayna’da Rusya’ya karşı üstünlük elde edememesi, Gazze’de soykırıma karşı İsrail’i desteklemesi gibi sonuçlar İran ve Rusya’nın bölgede etkisini artırmak için fırsatlar veriyor. 

Rusya’nın Batı tarafından enerji konusunda yaptırımlarla baskı altına alınmasını yeni bir stratejiyle aşma planları var. Rusya’da Putin iktidara geldiğinde başta Türkmenistan gazı olmak üzere Özbekistan gibi ülkelerin enerji kaynaklarına dair anlaşmalar yapılmış, Rusya’nın bu enerjiyi Batı’ya pahalıya satması sağlanmıştı. Ukrayna’daki savaş Avrupa’nın Rusya’da gaz tedariki planlarını değiştirmesine neden oldu. Rusya, enerji fiyatlarını kontrol etmek, düşmesini engellemek ve bu sektörde ana oyuncu rolünü sürdürmek için şimdi de İran ile iş birliğine gidiyor.  

Rusya sadece İran’da enerjide söz sahibi değil aynı zamanda Irak’ta da hem kendisi hem de İran üzerinden elde edeceği haklar ile bölgede enerji tekeli kurabilecektir. Rusya’nın özellikle Libya’da enerji sahalarında hak talep ederek bölgedeki varlığı gelecekte Avrupa ülkelerinin ucuz enerjiye ulaşımını da etkileyebilir. Irak’ın son 1 yıldır sık sık ABD’nin artık ülkeden çıkmasını istemesinin ana nedenlerinden birisi de Rusya-İran faktörüdür.  

Türkiye’yi ikna edebilecekler mi? 

Rusya-İran arasında ortaya çıkan askeri-enerji anlaşmasında Türkiye kilit rol üstlenmektedir. 

Rusya’nın Hazar Denizinde İran’ın sahip olduğu sahalarda enerji ve askeri alanda elde ettiği yeni nüfuz alanı tek başına bir anlam ifade etmiyor. Hazar’dan çıkarılacak petrolün yeni açılacak Zengezur Koridoru üzerinden veya Azerbaycan üzerinden veya Karadeniz üzerinden piyasalara satılması için Türkiye’nin oluruna ihtiyaç vardır. Ayrıca Rusya’nın Hazar’da ve İran’da elde ettiği askeri ayrıcalıklar hem Azerbaycan hem de Türkiye açısından askeri anlamda tehdit unsuru olarak görülebilir. Rusya-İran anlaşması, sadece Azerbaycan açısından değil Kazakistan, Türkmenistan için de tehdit olarak görülebilir. Türk Devletleri Teşkilatı üyesi bu ülkeler eğer ikna edilemezse topyekün bir rekabet gündeme gelecektir. Rusya’nın son dönemde Türk Devletleri Teşkilatına karşı olumsuz tavrında aslında bu tür ihtimalin olmasının etkisi vardır.  

İran’ın Suriye’de Halep merkezli özellikle Türkmen Dağ bölgesinde kendisine karargahlar kurmasında, Rusya’nın Suriye’nin kuzeyinde ülkenin doğusunu batısına bağlayan stratejik M4 karayolunu kontrol etmek istemesinde Rusya’dan Akdeniz’e açılacak bir koridorun stratejik planlarının etkisi vardır. Rusya, Suriye’de M4 karayolu üzerinden elde etmek istediği koridoru henüz tamamlayamadı. İdlib’de Türkiye’nin kontrolündeki bölgede Esad rejimini kullanarak elde ettiği avantajı, ABD-PKK kontrolünde olan bölgede sağlayamadı.  

Türkiye’nin olası ‘Güvenli Bölge’ planı hem Rusya hem de İran açısından kendi koridorları için tehdit olarak görülüyor. Türkiye’nin koridoru sağlaması halinde kendilerinin ticaret koridorunun Türkiye kontrolüne geçmesinden endişe duyuyorlar. İran ve Rusya’nın Türkiye ile anlaşmadan Rusya-İran-Irak-Suriye-Akdeniz koridorunu tamamlamaları mümkün olmayabilir. Rusya’nın Libya’da paralı askerler üzerinden önemli petrol ve gaz sahalarının kontrolünü elde tutma, kullanma girişimi yine Türkiye ile anlaşmadan yürürlüğe giremeyecektir.  

İran’ın son dönemde Kuzey Irak’ta Barzani yönetimine karşı baskısı bir bakıma enerji anlaşmalarına zorlamak için ilk girişim kabul edilebilir. İran-Rusya’nın Irak’ta kurmaya çalıştığı denklemde öncelikle ABD’nin bu ülkeden çekilmesi amaçlanmaktadır. Rusya-İran’ın enerji için Musul-Kerkük hamlesi Türkiye ikna edilmeden krizlere neden olabilir. Musul-Kerkük’ün içinde olduğu Türkmen Bölgesi kurulması ve tıpkı Kuzey Irak’ta olduğu gibi ayrıcalıklı olması halinde bölgeden çıkarılacak enerji Türkiye üzerinden piyasaya sürülebilir.  

Rusya’ya göre ABD’de seçimlerde Trump ve benzeri gelmesiyle ABD, Suriye’den çekilecektir. Bu çekilmeyle birlikte bölgede hızlı biçimde İran-Rusya hakimiyeti oluşturulacak ve koridor tamamlanacaktır. Türkiye’yi ise güvenlik garantileri vererek ikna etmeyi amaçlamaktadırlar. Ancak Türkiye, kendi güvenliğini Suriye’nin kuzeyinde İran ve Rusya’ya emanet etmeyi kabul etmeyebilir.  

Türkiye açısından bakıldığında her ne sebeple olursa olsun Suriye’nin kuzeyinde kendi güvenliğini İran veya Rusya garantörlüğüne vermesi düşünülemez. Bu iki ülkenin Türkiye olmadan Akdeniz’e ulaşma çabaları Türkiye açısından güvenlik tehdidi olacaktır.  

İran'ın Suriye'nin Akdeniz kıyısına tam olarak desteklenen bir kara koridoru inşa etme yönünde uzun süredir devam eden planı, Rusya tarafından destekleniyor. Ancak Türkiye’nin bu plana destek vermesi, bu iki ülkenin plana Türkiye’yi ne kadar dahil edecekleri veya ortaklığı kabul etmelerine bağlıdır. 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Popüler Haberler
Türkiye-Kuveyt İlişkilerinin 60. Yılı ve Kuveyt Emiri Şeyh Meşal'in Ankara Ziyareti

Kuveyt Emiri Şeyh Meşal, Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyarette, iki ülke arasındaki 60 yıllık diplomatik ilişkileri kutladı ve ekonomik, savunma ve güvenlik alanlarında iş birliğini güçlendirmek için kararlar aldı.

UNICEF Nijerya, Dünyada Okula Gidemeyen Çocuk Sayısının En Fazla Olduğu Ülke

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, dünya genelinde okula gidemeyen çocuk sayısının en fazla Nijerya'da olduğunu bildirdi.

Refah'ta Sıkışan 1,5 Milyon Filistinli için Endişeli Bekleyiş Devam Ediyor

İsrail ordusunun doğusunda kara saldırı başlattığı Refah'ta çoğu yerinden edilmiş kişilerden oluşan 1,5 milyon Filistinli, bu saldırıların daha da genişletilmesi ihtimali ve gidecek yerlerinin olmaması nedeniyle endişe içinde bekliyor.

Türkiye'ye Yönelen Uluslararası Yatırımcıların İlgisi Artmaya Devam Ediyor

Ekonomi yönetimince atılan adımlar ve Orta Vadeli Program hedeflerine olan bağlılığın devam etmesiyle Türkiye ekonomisine ilişkin belirsizlikler azalırken, Türk lirası varlıklara olan ilgi de artıyor.

Körfez Ülkeleri Arasında “Petrol Sonrası Gelecek” Konusunda Rekabet Artıyor 

Körfez ülkelerinin petrol sonrası döneme odaklanarak ekonomik ve diplomatik rekabeti artırması dikkat çekiyor. Katar, Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler, stratejik projeler ve yatırımlar aracılığıyla küresel sahnede etkilerini genişletmeye çalışıyor.…