Homi K. Bhabha, koloni-sonrası düşüncenin en önemli kuramcılarından biri olarak, kültürel kimliklerin ve temsil biçimlerinin sömürgecilik bağlamında nasıl üretildiğini, aynı zamanda bu üretim süreçlerinde nasıl çatlaklar ve direniş imkanları bulunduğunu göstermiştir. Edward Said ve Gayatri Chakravorty Spivak ile birlikte bu alanın kurucu şahsiyetleri arasında yer alan Bhabha, özellikle “melezlik”, “taklit”, “müphemlik” ve “üçüncü mekan” kavramlarıyla tanınır. Onun çalışmaları, yalnızca koloni-sonrası toplumları anlamakla kalmaz, günümüz dünyasında göç, diaspora ve kültürlerarası karşılaşmalar gibi konulara da ışık tutar.

1949 yılında Bombay’da doğan Bhabha, akademik hayatını İngiltere ve Amerika’da sürdürmüş, Harvard Üniversitesi’nde uzun yıllar öğretim üyeliği yapmıştır. En çok bilinen eseri The Location of Culture (1994), koloni-sonrası düşüncenin temel metinlerinden biri haline gelmiştir. Bhabha’nın yaklaşımı, Edward Said’in Oryantalizm metni ile açtığı güzergahın ardından sömürgeciliğin kültürel ve söylemsel boyutlarını derinleştirmeye yöneliktir. Said, Batı’nın Doğu’yu sabit bir öteki olarak temsil edişini vurgularken, Bhabha bu temsil sürecinin durağan değil, çelişkilerle dolu ve daima yeniden üretilen bir süreç olduğunu ileri sürer.

Bhabha’nın düşüncesinin merkezinde, kültürün hiçbir zaman saf, homojen ve durağan olmadığı fikri yatar. Ona göre sömürgecilik, yalnızca ekonomik ve siyasi bir tahakküm değil, aynı zamanda kültürler arası sürekli bir etkileşimdir. Bu sayede yeni kimliklerin ve yeni temsil biçimlerinin doğmasına yol açar. Bhabha, bu noktada “melezlik” kavramını teklif eder. Melezlik, kolonyal karşılaşmaların sonucunda ortaya çıkan kültürel karışımı ifade eder. Sömüren ve sömürülen ilişkisiyle tam olarak çakışmayan, kolonici ile kolonize edilen arasında kurulan ilişkiler, birbirinden tamamen ayrışmış iki kimliğin varlığını değil, sürekli olarak birbirini dönüştüren ve yeniden üreten bir kültürel müzakere sürecini gösterir. Bu irtibat ne bütünüyle sömürgecinin ne de sömürülenin denetiminde gelişir; kendi içinde öngörülemez yeni anlamlar ve biçimler doğurur.

Melezlik fikriyle bağlantılı olarak Bhabha’nın bir diğer temel kavramı “taklit”tir. Kolonici, sömürgeleştirdiği halkların kendisine benzemesini, Batı’nın değerlerini, tedrisatını ve yaşam tarzını benimsemesini ister. Ancak bu süreç hiçbir zaman tam anlamıyla gerçekleşmez; ortaya “neredeyse aynı ama asla tamamen değil” dediği bir taklit biçimi çıkar. Bu eksik benzerlik, kolonyal iktidarın hem istediği hem de korktuğu bir durumdur. Çünkü taklit eden özne, kolonyal iktidarın otoritesini güçlendirirken aynı zamanda onu alaya alır, istikrarsızlaştırır ve parodileştirir. Dolayısıyla taklit, kolonyal tahakkümün içindeki çelişkileri görünür kılar.

Belirsizlik ve taklit

Homi K. Bhabha 

Bhabha’nın bir başka kavramı “müphemlik” de bu çelişkilerin odağında yer alır. Kolonyal söylem, yalnızca baskı ve aşağılamadan ibaret değildir; içinde hayranlık, cazibe, hatta bağımlılık da barındırır. Sömürgecinin yerlilere duyduğu hem korku hem de merak, onları hem aşağılarken hem de taklide meyletmesine yol açar. Bu ikili duygular, kolonyal iktidarın sabit bir otorite olarak değil, sürekli yeniden kurulmak zorunda kalan kırılgan bir yapı olarak işlediğini gösterir.

Bhabha’nın en yaratıcı kavramlarından biri olan “üçüncü mekan”, melezlik ve müphemlikle beraber ürettiği yeni bir kültürel alanı tanımlar. Üçüncü mekan, kimliklerin karşılaşma ve çatışma içinde yeni anlamlara kavuştuğu, hegemonik iktidarın dışında özneleşme imkanlarının açıldığı bir alandır. Bu mekan, kolonyal iktidarın sabit sınırlarını aşındırır, kültürlerin karşılaşmasından doğan yaratıcı bir potansiyeli işaret eder.

Bhabha’nın düşüncelerinin oluşumunda pek çok farklı kuramcının etkisi görülür. Sözgelimi Edward Said ile arasındaki en önemli fark, Said’in Doğu-Batı arasındaki ikilikleri daha durağan bir biçimde tasvir etmesine karşılık Bhabha’nın bu ikilikleri istikrarsızlaştıran müphemlik ve melezlik boyutunu vurgulamasıdır. Gayatri Spivak’ın “Madun konuşabilir mi?” sorusu, Bhabha’nın da ilgisini çekmiştir; ancak Spivak, sömürgeleştirilmiş öznenin sesinin çoğu zaman bastırıldığını söylerken, Bhabha melezlik kavramıyla bu öznenin yeni kültürel biçimler üretebildiğini savunur. Frantz Fanon’un sömürgeciliğin psikolojik etkilerine dair analizleri, Bhabha’nın taklit ve müphemlik kavramlarının arka planını oluşturur. Fanon’un “siyah derili, beyaz maskeli” öznesi, Bhabha’da koloniciye benzeme çabasının neden olduğu eksik benzerlik durumuna dönüşür.

Yapısı bozulan koloni

Bhabha ayrıca Derrida’nın yapıbozumcu pratiğinden ve Foucault’nun iktidar-söylem çözümlemelerinden etkilenir. Derrida’dan kimliklerin asla sabitlenemeyeceği fikrini, Foucault’dan ise söylemin iktidar üreten doğasını ödünç alır. Ancak Bhabha’nın yaklaşımı çeşitli eleştirilere de maruz kalmıştır. Özellikle Aijaz Ahmad ve Benita Parry gibi Marksist düşünürler, onun ekonomik sömürü ve maddi ilişkiler yerine kültürel temsil ve söyleme fazlasıyla odaklandığını, böylece koloni-sonrası direnişi yalnızca sembolik düzleme indirgediğini düşünürler. Ayrıca Bhabha’nın metinlerinin dili oldukça karmaşık, çoğu zaman anlaşılması güç bulunur. Bu durum da onun teorilerinin geniş kitlelerce benimsenmesini zorlaştırmıştır.

Tüm bu eleştirilere rağmen Bhabha’nın koloni-sonrası düşünceye yaptığı katkılar göz ardı edilemez. Melezlik, taklit, müphemlik ve üçüncü mekan kavramları, kolonyal iktidarın yekpare ve mutlak olmadığını, kendi içinde çelişkiler taşıdığını gösterir. Bu kavramlar, kimliklerin daima müzakere halinde olduğunu, kültürler arası karşılaşmaların yeni özneleşme imkanları doğurduğunu ortaya koyar. Bhabha, Edward Said’in açtığı yolu derinleştirir, Spivak ve Fanon’un eleştirileriyle etkileşim halinde düşüncesini geliştirir.

Bugünün dünyasında göç hareketleri, küreselleşme, diaspora topluluklarının deneyimleri ve kültürler arası etkileşimler bağlamında Bhabha’nın düşüncesi son derece günceldir. Onun açtığı kuramsal alan, yalnızca koloni-sonrası toplumların değil, genel olarak modern dünyadaki kimlik ve kültür tartışmalarının anlaşılması için de vazgeçilmezdir.

Kaynakça

  • Bhabha, Homi K. (1994). Kültürel Konumlanış, çev. Tahir Uluç, İstanbul: İnsan.
  • Bhabha, Homi K. (Der, 2012). Kültürel Konumlanış, çev. Hayrullah Doğan, İstanbul: Koç Üniversitesi.
  • Fanon, Frantz (2022). Siyah Deri, Beyaz Maskeler, çev. Orçun Türkay, İstanbul: Metis.
  • Said, Edward (2020). Şarkiyatçılık, çev. Berna Ülner, İstanbul: Metis.
  • Spivak, Gayatri Chakravorty (2023). Madun Konuşabilir mi?, çev. Emre Koyuncu, Ankara: Dipnot.