Türk Tekstilcilerin Yeni Üretim Merkezi Mısır mı Oluyor? 

Türkiye’nin tekstil üreticileri, asgari ücret artışları ve Türk lirasındaki düşüş nedeniyle Mısır’a yöneliyor. Ekonomist Dr. Bilal Bağış, rekabet avantajının kalite ve markalaşma ile sağlanması gerektiğini vurguluyor. Ancak, Mısır’ın siyasi istikrar ve jeopolitik riskleri göz önünde bulundurulduğunda, yatırım potansiyeli konusunda dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor.
Türk Tekstilcilerin Yeni Üretim Merkezi Mısır mı Oluyor
18 Mart 2024

Türk tekstilciler, değersiz para birimi ve Kuzey Afrika’daki reform vaatleri nedeniyle üretim yatırımlarını Mısır'a taşımayı düşünüyor. 

Dünyanın yedinci en büyük hazır giyim ihracatçısı olan Türkiye'deki tekstilciler, asgari ücretteki artış ve Türk lirasındaki gerileme sebebiyle zorluk yaşıyor.  

Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı Fikret Kileci, daha önce verdiği bir röportajda şu ifadeleri kullandı:  

"Sektörümüzü ileriye taşımak için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Zor bir 2023 yılı geçirdik ve sektörümüzün ihracat oranı bir önceki yıla göre düşüş yaşadı."  

Bir önceki yıla kıyasla 359 milyon dolarlık düşüş 

Sektörün 2023 yılında yaklaşık 10 milyar dolarlık ihracat yaparak bir önceki yıla kıyasla 359 milyon dolarlık düşüş yaşaması dikkat çekiyor.   

Bloomberg'in yayımladığı "Mısır cüneyhinin değer kaybı, Türk tekstilcilere yeni bir sığınak sağlıyor" başlıklı habere göre Türk şirketleri, cüneyhin geçen hafta yüzde 40 düşmesi ve ucuz enerji maliyetleri nedeniyle, Mısır'ı alternatif bir üretim merkezi olarak görüyor.  

Türkiye'nin Tekstil Sektöründeki Rekabet Avantajı ve Mısır'ın Yükselen Rolü 

Fokus Plus'a konuşan Ekonomist ve Akademisyen Dr. Bilal Bağış konuya ilişkin,  

“Türkiye önemli bir tekstil ve hazır giyim üreticisi, ihracatçısı ülke. Bu sektörlerde rekabet avantajını kaybetmek istemez. Üreticiler ise maliyet enflasyonunu tüketicilere yansıtamamaktan şikâyetçi. Güçlü TL, enerji fiyatları ve görece yüksek ücretler gibi maliyetler nedeniyle zorlandıkları iddiasındalar” dedi.  

Daha önemli gerekçenin Mısır’ın sunduğu ABD pazarına açılım fırsatı ve ortalamanın altındaki maliyet avantajları olduğunu düşünen Bağış, “Zaten Türkiye’deki üreticilerin hedefi de ucuz mal satarak, ihracat pazarlarını koruma, yeni pazarlara, müşterilere ulaşma şansı yakalamak da olmamalıdır. Rekabet avantajı, kalite, markalaşma ve katma değer ile gelmelidir” ifadelerine yer verdi. 

Bağış devamında, “Mısır gibi yoğun nüfuslu bölge ülkeleri, yeni birer üretim üssü olarak Türkiye’ye rakip olma çabasındalar. Yine de Türkiye’nin onlarca yıldır sağladığı siyasi ve ekonomik istikrar, stratejik konumu ile son 20 yılda sağlamlaştırılan reel iktisadi altyapının verdiği avantaj ile bu centilmence rekabetten zarar görmeden çıkacağını öngörmek zor değil” şeklinde konuştu.  

Mısır'ın yatırım potansiyeli ve riskleri 

Mısır’ın 2024 itibariyle, zayıf para birimi, ucuz enerji potansiyeli ve reform vaatleri nedeniyle daha kolay yeni yatırım çektiğine değinen Bağış, devamında şu ifadelere yer verdi: 

“Ülke, fason üretim yapan tekstil firmaları ile ABD pazarını hedefleyen büyük şirketler için önemli bir üretim ve transit geçiş üssü avantajı sunuyor. Ancak, üretim ve ihracattaki artışın anlam kazanması için, zayıf ulusal paralardan çok daha fazlasına ihtiyaç var.” 

Bağış, “Mısır örneğindeki gibi işgücünün 3’te 1 ve hatta 4’te 1 maliyet oluşturduğu daha az gelişmiş ekonomiler, elbette işgücüne dayalı üretimde rekabet avantajına sahip olur. Türkiye’nin yarısı seviyesindeki enerji maliyetleri de bir başka kritik avantaj gibi görünüyor. Yeniden iyileşen ikili ilişkiler, vizesiz seyahat gibi avantajlar da Mısır’ı yatırım için cazip kılıyor” şeklinde konuştu. 

İşgücü verimliliği ile ilgili sorunlar ve kalıcı uzun vadeli doğrudan yabancı yatırımlar için uzun dönemli risk planlamalarının önemini vurgulayan Bağış, “Şüphesiz, IMF ile anlaşma, körfez sermayesi çekmeye başlamak Mısır’ın önünü daha fazla açacaktır. Ancak siyasi istikrar ile ilgili yakın dönemli risklerin tekrar ortaya çıkması, bölgedeki Filistin ve Kızıldeniz merkezli jeopolitik risklerin büyümesi olasılıklarını da tamamen göz ardı edemeyiz” ifadelerine yer verdi. 

“Türkiye’nin potansiyeli çok daha yüksek” 

Bağış konuya ilişkin değerlendirmesini, “Kur oynaklıkları, enerji maliyetleri ve görece yüksek ücretler nedeniyle, üretimin Mısır gibi ülkelere taşınması ilk bakışta karlı gibi görünse de uzun vadede, Türkiye’nin potansiyeli çok daha yüksek. Türkiye merkezli üretimin ve ihracatın avantajları da çok daha fazla olacak kanaatindeyim” ifadeleriyle sonlandırdı. 

Popüler Haberler
Kampüslerde Dayanışma: Üniversiteliler İsrail'in Gazze'ye Yönelik Saldırılarını Protesto Etti

Türkiye'nin çeşitli illerindeki üniversite öğrencileri ve akademisyenler, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına karşı seslerini yükseltiyor. Kampüslerde bir araya gelen öğrenciler, dayanışma ve destek gösterileriyle dünya kamuoyuna…

Çiftçi Samet Aksoy Hafta İçi Dizi Setinde Hafta Sonu Tarlada Mesaide

Manisa'nın Turgutlu ilçesinde çiftçilik yaparken oyunculuk hayalinin peşinden koşan 35 yaşındaki Samet Aksoy, 4 yıl önce bir oyunculuk ajansından yardımcı oyuncu olarak seçildiği Kuruluş Osman dizisinde, "Oğuz Alp" karakterine hayat…

BM İsrail’in Saldırıya Başlamasıyla 80 Bin Kişi Refah'tan Ayrıldı

Birleşmiş Milletler, İsrail'in 6 Mayıs'ta saldırılarını yoğunlaştırdığı Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah’ta 80 bin kişinin bölgeden ayrıldığını bildirdi.

Türkiye-Katar Ortak Yapımı Sinema Filmi İnterpol Hikayesi Sinemada Hayat Bulacak

"Rüzgargülü" ve "Zevcat" filmlerinin yönetmeni Meryem Beyza Er, İnterpol Daire Başkanlığı görevini de yapan Lütfi Çiçek'in hayat hikayesini beyazperdeye yansıtacak.

DSÖ Avrupa Direktörü Kluge Ruh Sağlığı Sorunlarını 'Bir Sonraki Pandemi' Olarak Niteliyorum

Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, ruh sağlığı sorunlarını 'bir sonraki pandemi' olarak tanımlayarak, pandemi döneminde artan kaygı ve uyku problemlerine dikkat çekti.