Libération: Hizbullah’ın Tünelleri Hamas’ın Gazze’deki Tünellerinden Daha Gelişmi

Fransız Libération gazetesi, Lübnan Hizbullahı’nın uzun süredir Kuzey Kore’nin sağladığı teknikler ve İran’ın yardımıyla hazırladığı tünelleri yeniden gündeme taşıdı. 
Hizbullah’ın Tünelleri Hamas’ın Gazze’deki Tünellerinden Daha Gelişmiş 
12 Mart 2024

Fransız Libération gazetesi bir haberinde Lübnan Hizbullah’ının tünellerini ele alarak bunları “daha sofistike” tüneller olarak tanımladı ve “Hizbullah’ın, Kuzey Kore’nin de yardımıyla, 1980’li yıllardan beri İsrail’in herhangi bir askeri operasyonuna karşı bir yeraltı savunma sistemi inşa etmek için çalıştığını” belirtti. 

Gazete, örgütün 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı operasyonuna verdiği destek bağlamında X platformunda yayınladığı ve “Hizbullah’ın elit Radvan birimi tarafından Lübnan’dan bir tünel aracılığıyla gerçekleştirilen sanal saldırıyı” gösteren bir videoya işaret etti.  

Gazete ayrıca “İran tarafından desteklenen Hizbullah’ın Hamas’tan çok daha büyük bir askeri güce sahip olduğunu ve Gazze’dekilerden daha gelişmiş, yüzlerce kilometreye varan ve İsrail’e ulaşan bir tünel ağı inşa ettiğini” ve devamla “bunların daha da öteye, Suriye’ye ulaşabileceğini” ifade etti.  

Gazete, “derinliğinin 80 metreye ulaştığı ve tünellerden birinin patlamasının depreme ya da toprak kaymasına yol açabileceği” uyarısında bulundu.  

“Savaşçıların sızmasına yönelik çok dar tüneller ve Fatih-110 gibi İran balistik füze bataryalarına yönelik daha büyük tüneller var” şeklinde yazdı.  

Tünelleri yok etmek için ormanlar yakılıyor  

Fransız gazetesi “Güney Lübnan’ın fosfor bombalarıyla bombalanmasının hedeflerinden birinin çam ormanlarını ateşe vererek yeraltı tünellerinin çıkışlarını ortaya çıkarmak olduğunu” bildirdi. Gazeteye göre, “hedeflenen bölgede 12 tünel fotoğraflandı ve bombalandı.”  

Askeri uzman emekli General Emin Hutayt Fokus Plus’a verdiği röportajda “Lübnan direnişinin, İsrail’in hava kuvvetlerine dayalı savaş teorisi bağlamında gizlenme ve savunma amaçlı tünel seçeneğine başvurduğunu” söyledi.  

Ayrıca, “Hizbullah tünellerinin süregelen çatışmalar karşısında art arda evrim geçirerek ana tünellerin yanı sıra alt komuta ve kontrol sistemlerini de barındıran operasyon merkezleri haline geldiğini” belirtti. 

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ise “Golan’da savaşacak savaşçılara emir vererek, sınır ötesinde saldırıya geçmek istiyorlarsa tünellere olan ihtiyacın acil hale geldiğini” söyledi. Hutayt’a göre Lübnan direniş tünellerinin tehlikesi ve İsrail’in bu tünellerle ilgili endişesi, “İsrail’in, tünellerde saklanan direnişçilere müdahale fırsatlarının azalması nedeniyle, fiili çatışma sırasında hava kuvvetlerinin pratikte işe yaramayacak olmasından duyduğu rahatsızlık” da dahil olmak üzere çeşitli yönlerden kaynaklanıyor.  

Ona göre en tehlikeli nokta, “tünellerin İsrail’i hem pratik hem de taktik açıdan korkutması, çünkü bu sayede direnişçiler İsrail güçlerinin Lübnan’a girmesi halinde sürpriz unsurunu kullanabilecekler.”   

Bunun yanı sıra “İsrail’i dehşete düşüren şey, bu tünellerin sınırı geçerek Celile’ye ulaşması ve hücum temelli savaş operasyonları yürütmek için kullanılabilir olması.”  

Hutayt, “Hizbullah’ın saldırı ve savunma amaçlı üç tipten oluşan tünelleri İsrail’i endişelendiriyor ve bu tünellerin riskleriyle karşı karşıya gelmekten korkmasına neden oluyor” dedi.  

“Kuzey Kalkanı” Hizbullah tünellerini açığa çıkardı  

Aralık 2018’de İsrail işgal ordusu, “saldırı tünellerini engellemek” amacıyla ilan ettiği “Kuzey Kalkanı” harekâtı sırasında, Birleşmiş Milletler tarafından 2000 yılında İsrail güçlerinin Lübnan’dan çekildiğini teyit etmek için belirlenen mavi hattın altında 40 metre derinliğe kadar kazılmış 6 saldırı tünelinin keşfedildiğini duyurdu.  

Washington Post, keşfedilen tünellerden birine girmeyi başaran Irak’taki ABD Merkez Komutanlığı’nın (CENTCOM) eski komutanı Joseph Votel’in şu sözlerini aktardı: “İsrail sınırları içindeki bir Hizbullah tüneline indirildim ve tüneli keşfetmek için 10 saat harcadık.”  

Devamla “Etkileyici bir mühendislik çalışmasıydı, kolayca hareket edebiliyordum ve güçlü bir güvenlik ve dayanıklılık hissi veren kalın ahşapla güçlendirilmişti” ifadelerini kullandı.  

İsrailli Alma Merkezi bir raporunda Hizbullah’ın Temmuz 2006’daki savaştan sonra Lübnan’da bir tünel ağı kurma projesi başlattığını belirterek bu ağın “Hamas’ın tünellerinden çok daha büyük olduğunu” vurguladı.  

Raporda “Güney Lübnan’daki arazi yapısının, sert bir dağlık zeminden ve vadilerden oluşan Gazze Şeridi’nden farklı olduğu, dolayısıyla İsrail’in, Hizbullah’ın İsrail içinde 10 kilometre uzunluğunda tüneller kazma kabiliyetini yok edemediğine” işaret edildi.  

Merkez raporunda bu tünellerin inşasının “olağanüstü çabalar gerektirdiğini” belirterek, örgütün tünel kazma başarısının İsrail açısından “sıradan bir başarısızlık değil, askeri bir skandal” olacağını ifade etti.  

Popüler Haberler
 İsrail, Mısır ile Arasındaki Barış Anlaşmasını İhlal Etti

İsrail'in Mısır ile imzaladığı barış anlaşmasını ihlal ederek Gazze'deki Refah Sınır Kapısı'nı ele geçirmesi, bölgesel gerilimi tırmandırdı. Mısır, İsrail'in bu hareketini kınayarak, iki ülke arasındaki gerilimin artışına ve bölgesel…

İletişim Başkanlığı ve AA, Cezayirli Gazetecilere Yönelik Eğitim Programı Başlattı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Anadolu Ajansı iş birliğiyle Cezayirli gazetecilere yönelik 3 günlük "Gazetecilik Eğitim Programı" düzenleniyor.

Katar Devlet Bakanı Al Khater ile Türk Bakan Yardımcıları Mersin’de Buluştu

İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Katar Dışişleri Bakanlığında Uluslararası İşbirliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Lolwah Rashid Al Khater ile Mersin'de bir araya geldi.

Çad’daki Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Gerçek Bir Demokrasi mi, Yoksa Formalite mi?

Çadlılar, siyasi değişim ve gerilimlerin gölgesinde sandık başına gitti. Darbe sonrası gerçekleşen ilk seçim, uluslararası çatışmaların ve iç siyasi rekabetin kesişmesiyle dikkat çekiyor.

Türkiye'nin Gazze Stratejisi Nasıl Şekilleniyor

Türkiye, İsrail'in Gazze'deki şiddet politikasına karşı güçlü bir diplomasi ve ticari ambargo ile karşılık veriyor. Hamas'ı terör örgütü olarak değil, ulusal kurtuluş hareketi olarak tanımlayarak farklı bir yaklaşım sergiliyor.