Arap Gençler Türkçe Öğrenimine Yoğun İlgi Gösteriyor

Son yıllarda Arap ülkelerinde Türkçe öğrenmeye olan talep büyük ölçüde arttı. Enstitülerin yaygınlaşması ve Arap üniversitelerinde Türk dili bölümlerinin açılması ile, Arap gençleri arasında Türkçeye olan ilgiyi giderek artıyor.
22MANS_WEB_-_Arap_Gençler_Türkçe_Öğrenimine_Yoğun_İlgi_Gösteriyor-2.jpg
25 Nisan 2024

Arap ülkelerindeki enstitüler ve üniversite bölümlerinde sunulan Türkçe dil kursları, Arap gençleri arasında büyük popülerlik kazandı. Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki kültürel yakınlaşmanın bir sonucu olarak, Türkçe öğrenciler tarafından en çok tercih edilen diller arasına girdi.    

Son yıllarda Türkiye, kültürel açılımlarını derinleştirerek dünya genelinde Türkçenin öğretilmesi ve yaygınlaştırılmasına büyük önem vermeye başladı. Bu çabaların odağında özellikle Arap ülkeleri yer alıyor. Türkiye’deki okullar, enstitüler ve üniversitelerde Türkçe öğrenen on binlerce Arap öğrenci bulunurken, aynı zamanda Arap ülkelerindeki enstitüler, üniversiteler ve okullarda da Türkçe öğrenmeye çalışan sayısız Arap öğrenci mevcut. Devlet kurumları ve özel kuruluşlar da artan talebi karşılamak amacıyla Türkçe bölümlerini açmaya ve genişletmeye devam ediyor.  

Yunus Emre Enstitüsü    

Son yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü, Türk dilinin öğretilmesi ve yaygınlaştırılması konusunda öncü kurumlar arasında yer alıyor. 2007 yılında kurulan Enstitü, kuruluşundan bu yana Türkçenin dünya çapında yayılmasına ve öğretilmesine yönelik önemli çabalar sarf etti. Enstitünün dünya genelinde 80’den fazla kültür merkezi bulunmaktadır ve bu merkezlerde Türkçe eğitimi, uzman Türk öğretmenler tarafından verilmektedir.  

Katar’da Arap gençlerin Türkçeye olan ilgisi    

Türkçe öğrenmeye ilginin artması bağlamında, Yunus Emre Enstitüsü’nün eski müdürü ve Katar Üniversitesi Türk Dili Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Selçuk Kürşad Koca ile bir görüşme gerçekleştirdik.   

Koca, Katar'da Türkçeye olan ilginin her geçen gün arttığını belirtti. Türkçenin dünya çapında yükselen bir değer olduğunu vurgulayan Koca, bu durumun çok yönlü etkileri olduğunu ifade etti. 

Türkiye'nin küresel etkisi, Türk dizileri ve filmlerinin yanı sıra, Yunus Emre Enstitüsü, Türk dili bölümleri veya programları, Türk şirketlerinin faaliyetleri, Türk okulları, Maarif Vakfı, TİKA ve YTB gibi kurumların çalışmaları da Türkçeye olan ilgiyi artırmıştır. Doç. Dr. Koca, bu faktörlerin Türkçenin dünya çapında popülerlik kazanmasına katkıda bulunduğunu belirtti. 

Ayrıca, doğrudan Türkçe eğitimi veren Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nin faaliyetlerinin de büyük önem taşıdığını dile getirdi ve enstitünün 2015 yılında açıldığını; o zamandan beri binlerce kişiyi Türkçe ve Türk kültürü ile buluşturduğunu ifade etti.   

 Türkçenin ilk, orta ve yüksek öğretim düzeylerinde öğretildiğini belirten Koca, Katar'daki Türk okulunun yoğun talep nedeniyle kapasitesinin üç katı öğrenciye hizmet verdiğini de sözlerine ekledi.  

Öte yandan, Katar Üniversitesi bünyesindeki Türk Dili programının üniversite öğrencilerine yönelik Türkçe öğretim faaliyetlerini sürdürdüğünü söyleyen Koca, 2018'den bu yana Türkiye'den dört öğretim üyesinin hizmet verdiğini ifade etti. Ayrıca, her yıl yaklaşık 400 yeni öğrencinin Türkçe dersi seçtiğini ve bugüne kadar üç binden fazla öğrencinin Türkçe ve Türk kültürü ile tanıştırıldığını belirtti.  

Koca, Katar Üniversitesi ve Yunus Emre Türk Kültür Merkezi dışında, Doha Enstitüsü, Hamad Bin Halife Üniversitesi ve birçok yerel dil merkezinde Türkçe öğretiminin yapıldığını ekledi.  

Türkiye’nin kültür açılımı   

Türkiye'nin son yıllarda Arap dünyasına açılma ve kültürünü Arap ülkelerinde yayma çabaları, toplumlar arası kültürel yakınlaşmayı artırdı. Araplar, Türkiye'ye siyasi, ekonomik ve kültürel açılardan giderek daha fazla ilgi duyuyor. Bu karşılıklı kültürel ilgi, Türkiye'nin Türk dilini yayma ve öğrenmeye yönelik artan talebi karşılamaya yönelik çabalarında da kendini gösteriyor. 

Araştırmacı gazeteci Esat Fırat, Fokus Plus'a verdiği röportajda, Türkiye'nin artık eski kimliğinden farklı bir konumda olduğunu ve bölgesinde etkili, uluslararası alanda güçlü bir ülke haline geldiğini belirtti. Fırat, Türkiye'nin 2000'li yılların başından beri Arap dünyasıyla diplomatik ilişkilerinin yakınlaştığını ve özellikle 2010 yılından itibaren sosyal, siyasi, kültürel ve ekonomik bağların daha da güçlendiğini ifade etti. 

Araştırmacı gazeteci Esat Fırat, devletler arası yakınlaşmanın, özellikle Arap Baharı sonrası, Türkiye ve Arap halkları arasında ciddi bir kültürel etkileşim ortamı yarattığını belirtti. Fırat'a göre, bu etkileşim Arap toplumunda Türkçe öğrenme isteğini artırdı. Türkiye'nin Arap dünyasıyla sürdürdüğü uzun süreli ilişkiler, son 10-15 yılda Türkçe öğrenme talebinin artmasına yol açtı. Fırat, Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki yakınlaşmanın güçlü bir turizm ve ticaret ağı oluşturduğunu ve bu durumun Türkçe öğrenme ihtiyacını artırdığını ifade etti. Ayrıca, Türkiye'den Arap ülkelerine ve Arap ülkelerinden Türkiye'ye olan öğrenci akışının dil öğrenimini hızlandırdığını ve Türk dizilerine olan ilginin de bu sürece katkı sağladığını ekledi. 

Türk dizilerinin etkisi 

Türk dizileri, Türkçenin yayılmasına önemli katkılar sağlamakla kalmıyor; "Diriliş Ertuğrul", "Payitaht Abdülhamid" gibi Arap ülkelerinde popüler olan diziler, Türk kültürünün özünü yansıtarak, bu dizilerden etkilenen Arap gençlerini Türkçe öğrenmeye motive ediyor. 

Yemenli öğrenci Umeyme El-Cabiri, diziler aracılığıyla Türkçe öğrenme deneyimini şöyle ifade etti:  
"Türk dizileri aracılığıyla Türkçe öğrenmek hem yararlı hem de eğlenceli bir deneyimdi, çünkü diziler günlük hayatı ve gerçekleri yansıtıyor. Yaklaşık bir yıl boyunca altyazılı olarak dizi izledim ve faydasını göremedim. Ancak üç ay boyunca altyazısız izlemeye başladığımda Türkçemin ne kadar geliştiğine kendim de şaşırdım. Bu ilerleme, Türkçeye olan sevgim ve öğrenme tutkumun bir sonucu. Şimdi, kendi çabalarım ve diziler sayesinde Türkçe konuşulanları anlayabiliyor ve kendimi ifade edebiliyorum."