Gazze’deki Savaşın Rusya’nın Bölgedeki Rolüne Yansımaları  


Aksa Tufanı'nın patlak vermesi ve Gazze'deki çatışmalarla, Rusya, Orta Doğu’da çok daha etkili roller üstlenmeye çalışıyor. Putin'in açıklamaları ve Güvenlik Konseyi'ndeki karar süreci, bölgedeki Rus stratejisinin odak noktalarını belirliyor.
Gazze’deki Savaşın Rusya’nın Bölgedeki Rolüne Yansımaları  
5 Mart 2024

Aksa Tufanı operasyonunun patlak vermesiyle, Rus medyası operasyonla yakından ilgilendi ve ilk kez Rus medyasında, bir dış haber Ukrayna savaşı hakkındaki haberlerden fazla oldu.  

Ukrayna savaşında Ukrayna’yı destekleyen Batı’yı takip ederek Ukrayna’nın yanında yer alan İsrail’in bu tutumu sebebiyle, Rus medyası objektiflerini Gazze savaşının başlangıcından itibaren İsrail’e çevirdi.  

Görünüşe göre Moskova yalnızca bakışları Ukrayna savaşından uzaklaştırmaya çalışmıyor, aynı zamanda Gazze savaşı üzerinden Orta Doğu’da çok daha etkili roller üstlenmeye ve Rusya’nın çökmekte olduğunu düşündüğü “tek kutuplu” dünya düzenini sona erdirmeye çalışıyor.  

Rusya’nın Gazze savaşına tepkisi 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Filistin’deki krizin sorumluluğunu Batı’nın taşıdığını söyledi ve ABD’yi Orta Doğu’da kaos yaymak istemekle suçladı.  

Gazze’deki savaştan sonra yaptığı ilk açıklamada, Gazze Şeridi’ndeki masum kadın, çocuk ve yaşlıların -kendi deyimiyle- “başkaları tarafından işlenen suçlar” nedeniyle cezalandırılmasını reddettiğini söyledi.  

Resmi haber ajanslarınca yayımlanan bir televizyon açıklamasında Putin, Suriye, Irak ve Ukrayna’daki olaylardan ve Gazze’de Filistinlilerin katledilmesinden ABD’deki yönetici elitleri ve onların müttefiklerini sorumlu tuttu.  

“Orta Doğu’da kaosun devam etmesini istiyorlar, bu yüzden ABD, Gazze Şeridi’nde acilen ateşkes sağlanması ve akan kanın durması için çabalayan, krizin çözümüne gerçek bir katkı sunmaya hazır bekleyen ülkeleri itibarsızlaştırmak için elinden geleni yapıyor” dedi.  

Putin, çatışmanın çözümü için gerekli anahtarın “iki devletli çözüm” kapsamında bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasında yattığına işaret ederek, bunun Washington’ın belirtilen hedefi olmadığını ima etti.  

Güvenlik Konseyi’ne sunulan ateşkes tasarısı    

Gazze’ye yönelik savaşın hemen ardından Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde İsrail-Gazze savaşında insani ateşkes çağrısında bulunan bir karar tasarısı hazırladı ancak bu tasarı, 15 üyeden oluşan konseyde, geçmesi için gerekli olan en az dokuz oyu alamadı.  

Buna karşılık Moskova, Pekin ile birlikte Malta’nın sunduğu Gazze’de insani ateşkes çağrısında bulunan ve Hamas’ı kınayan bir karar tasarısını dengesiz olduğunu savunarak veto etti.  

Dikkatleri Ukrayna’dan İsrail’e çekmek 

Aksa Tufanı öncesindeki siyasi gelişmelere bakılırsa, Ukrayna’nın işgalinden sonra Rusya’nın bölgesel etkisinin giderek azalması daha güçlü bir olasılıktı ve işgal sebebiyle Rus kaynakları üzerinde artarak devam eden baskı ve Rus silahlarının Ukrayna’daki zayıf performansı da bu olasılığı güçlendirmişti.   

Ukrayna’nın Rusya ile savaşı sırasında İsrail’de, Moskova’ya yönelik politikaların değiştirilmesi, Moskova’nın bir düşman olarak görülmesi, Ukrayna savaşında Batı ile tutum birliği sağlanması ve Kiev’e silah verilmeye başlanması çağrısında bulunan sesler yükselmişti. 

Ancak Gazze’deki yeni çatışma alanlarında yaşananlar denklemi değiştirdi ve Rusya’yı Filistinlilere verdiği siyasi desteği bir koz olarak kullanmaya yöneltti.  

Aksa Tufanı’ndan sonra Moskova’nın artan bölgesel etkisi  

Gazze’ye yönelik savaşın başlamasıyla birlikte Moskova, Rusya’nın Arap ve Müslüman dünyasındaki meşruiyetini ve varlığını güçlendiren bir anlatı inşa etmek üzere, Putin’in Washington’ın Filistin halkının meşru tarihsel haklarını hiçe saydığı söylemi yoluyla, Amerika’nın İsrail’e yönelik savunmacılığını lehine kullandı. 

Rusya, Gazze savaşını Batı politikalarının başarısızlığının kanıtı olarak göstermeye, kendisini Washington’ın politikasına karşı bir arabulucu olarak sunmaya ve sömürgeci savaş mimarı Batı’ya karşı bir barış mimarı olarak öne çıkmaya çalışıyor.  

Rusya’nın Doğu’ya açılan kapısı İran   

Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Essam Abdelshafy Fokus Plus’a yaptığı durum analizinde, Rusya’nın bölgedeki rolünün büyük ölçüde Suriye ve Irak’taki silahlı hareketler, Lübnan’daki Hizbullah ve Yemen’deki Husiler gibi bir dizi kilit kartı kullanan İran’ın rolüyle bağlantılı olduğunu söylüyor.  

Öte yandan Abdelshafy, Rusya’nın Doğu Arap bölgesi ve Arap Yarımadası’ndaki rolünün, Suriye meselesinde aralarında büyük bir etkileşim ve koordinasyon olan İran’ın arabuluculuğu sayesinde bu araçlar aracılığıyla var olabileceğini dile getiriyor.  

Fokus Plus’a konuşan Dr. Abdelshafy ayrıca, Rusya’nın Kuzey Afrika’daki bir dizi Arap ülkesinde, özellikle Libya ve Sudan’da özel güvenlik şirketleri ve Wagner aracılığıyla artan rolüne dikkat çekti.   

Abdelshafy, Gazze savaşı ve Aksa Tufanı operasyonunun pek çok meselede Rusya’nın rolünün artması olasılığının önünü açmasına rağmen, Rusya ile Siyonist varlık arasındaki stratejik ilişkiler bağlamında Rusya’nın Filistin davasındaki rolünün hala zayıf ve etkisiz olduğunu ve halen Ukrayna meselesiyle meşgulken Rusya’nın bu meselede büyük çaplı roller oynamak istemediğini sözlerine ekledi.  

Moskova’nın Ekim 2023’te yaptığı açıklamada, Tahran ile ilişkileri “karşılıklı güven” atmosferinde güçlendirmeye devam etme niyetini teyit etmesi ve Rusya ile İran’ın kapsamlı bir ortaklığı güçlendirmek için çalıştığını belirterek iki ülke arasında çeşitli meselelerde iş birliği düzeyini övgüyle anması dikkat çekicidir.  

Bu bağlamda Rusya, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi ve Haziran 2023’te düzenlenen 20. Astana toplantılarından bu yana durma noktasına gelen görüşmelerin yeniden başlatılması için her türlü çabayı göstermeye hazır olduğunu yineledi.  

Popüler Haberler
 İsrail, Mısır ile Arasındaki Barış Anlaşmasını İhlal Etti

İsrail'in Mısır ile imzaladığı barış anlaşmasını ihlal ederek Gazze'deki Refah Sınır Kapısı'nı ele geçirmesi, bölgesel gerilimi tırmandırdı. Mısır, İsrail'in bu hareketini kınayarak, iki ülke arasındaki gerilimin artışına ve bölgesel…

İletişim Başkanlığı ve AA, Cezayirli Gazetecilere Yönelik Eğitim Programı Başlattı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Anadolu Ajansı iş birliğiyle Cezayirli gazetecilere yönelik 3 günlük "Gazetecilik Eğitim Programı" düzenleniyor.

Katar Devlet Bakanı Al Khater ile Türk Bakan Yardımcıları Mersin’de Buluştu

İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Katar Dışişleri Bakanlığında Uluslararası İşbirliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Lolwah Rashid Al Khater ile Mersin'de bir araya geldi.

Çad’daki Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Gerçek Bir Demokrasi mi, Yoksa Formalite mi?

Çadlılar, siyasi değişim ve gerilimlerin gölgesinde sandık başına gitti. Darbe sonrası gerçekleşen ilk seçim, uluslararası çatışmaların ve iç siyasi rekabetin kesişmesiyle dikkat çekiyor.

Türkiye'nin Gazze Stratejisi Nasıl Şekilleniyor

Türkiye, İsrail'in Gazze'deki şiddet politikasına karşı güçlü bir diplomasi ve ticari ambargo ile karşılık veriyor. Hamas'ı terör örgütü olarak değil, ulusal kurtuluş hareketi olarak tanımlayarak farklı bir yaklaşım sergiliyor.