Teknolojik İnovasyona Yeni Bir Dönem: Türkiye ve Orta Doğu'nun Yapay Zekâ Liderliğine Yolculuğu

Katar'ın TASMU Akıllı Programı, Suudi Arabistan'ın NEOM girişimi ve Türkiye'nin Ulusal Teknolojik Hamlesi gibi öncü girişimler ve projeler bölgedeki teknoloji atılımlarının öncüleridir ve özellikle TASMU, Katar’ın sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması için yapay zekâ gibi son teknolojileri stratejik olarak kullanmayı amaçlamaktadır.
Gloria Shkurti Özdemir
Teknolojik İnovasyona Yeni Bir Dönem Türkiye ve Orta Doğu'nun Yapay Zekâ Liderliğine Yolculuğu
8 Şubat 2024

Devletlerin uluslararası arenadaki güç dinamikleri üzerinde yapılan tartışmalarda devletlerin ekonomik ve askeri kapasitelerine vurgu yapılır. Ancak, teknolojinin her iki başlığı da destekleyen temel bir belirleyici faktör olduğunu tanımlamak isabetli öngörüler yapabilmek için hayati önem taşır. Bu bağlamda teknolojinin diğer faktörlerle karşılaştırıldığında, bir devletin küresel düzende sahip olduğu etkiyi ve konumu temelden şekillendirdiğini söylemek doğrudur. 

Örneğin, ABD küresel hegemon statüsünü sahip olduğu teknoloji açığı sayesinde koruyabilmiştir. Bu teknolojik avantaj, ABD'ye diğer uluslara karşı ekonomik ve askeri üstünlüğünü sürdürme araçları sağlamış, böylece süper güç statüsünü güvence altına almıştır. Tarihsel olarak, hiçbir devlet veya güç bu hakimiyete meydan okuyamamıştır. Ancak günümüz statükosu, bilhassa yapay zekâ (YZ) alanındaki ilerlemeler nedeniyle değişmektedir. 

YZ, önceki teknolojik ilerlemelere kıyasla, "teknolojinin demokratikleşmesini" sağlamıştır. Bu fenomen, YZ'nin doğası gereği, çeşitli aktörlere teknoloji erişebilirliğini yaygınlaştırmıştır. Yeni dönemde, Çin gibi yükselen güçler, YZ'yi kullanarak ABD'nin küresel hegemonyasına doğrudan meydan okumaktadır. Ayrıca uluslararası güç hiyerarşisindeki konumlarını yükseltmeyi hedefleyen birçok ülke, bu teknolojik yayılım dalgasını kucaklayarak kendi ulusal YZ stratejilerini yayımlamaktadır. 

Bu gelişmeler, teknoloji inovasyonunu Batı merkezli paradigmadan uzaklaştıran kritik bir dönüşümü vurgulamaktadır. Günümüzde teknoloji inovasyonuna dair önemli girişimler ve atılımlar, Orta Doğu dahil olmak üzere, dünyanın çeşitli bölgelerinde gözlemlenmektedir.  

YZ’nin 2030’a kadar küresel ekonomiye yaklaşık 15,7 trilyon dolar katkıda bulunması beklenmektedir. Bu tahmin dahilinde, Orta Doğu bölgesinin (Türkiye hariç) YZ'nin toplam küresel ekonomik etkisinin yaklaşık yüzde 2'sine denk gelen, yaklaşık 320 milyar dolarlık bir kazanım edineceği öngörülmektedir. Özellikle Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar'ın ekonomik bu kazanımdan en büyük payı alması beklenmektedir. 

Türkiye bağlamında YZ'nin 2030 dahilindeki etkisine dönük özel tahminler mevcut olmasa da resmi tahminlerde YZ'nin 2025’e kadar ülkenin gayri safi yurt içi hasılasına (GSYİH) yüzde 5 katkıda bulunacağı öngörülmektedir. Bu katkının yaklaşık 50 milyar dolar olması beklenmektedir ki bahsi geçen bu meblağ bölgesel ekonomide önemli bir paya karşılık gelmektedir. 

Bu veriler, bu ülkelerin YZ başta olmak teknoloji inovasyonuna kritik katkılarını vurgulamaktadır. Konu bağlamında devletlerin performansları Global İnovasyon Endeksi (Global Innovation Index) ve Hükümetlerin YZ Hazırlık Endeksi (Government AI Readiness Index) gibi uluslararası sıralamalarla doğrulanabilmektedir. Bu sıralamalarda söz konusu uluslar, dünya çapında teknolojik ve YZ çalışmalarında öncü olarak ortaya çıkmakta ve dünya genelinde ilk 50 içinde aralıksız yer almaktadır. Konu dahilinde Türkiye, BAE, Suudi Arabistan ve Katar kendi bölgelerinde YZ benimsemesi için en hazır devletler ve önde gelen yenilikçiler olarak teknolojik inovasyonun bölgesel ölçütlerinde hâkim durumdalar. 

Devrim niteliğinde ulusal YZ stratejileri ve girişimlerinin başlatılması 

2017'den 2023 sonuna kadar yaklaşık 62 ülke kendi ulusal YZ stratejilerini yayımlamıştır. Ulusal bir stratejinin açıklanması, ülkenin YZ gelişim yörüngesini belirleyen ve ülkeyi küresel YZ yarışında rekabetçi haline getiren bir yol haritası olması nedeniyle kritik bir öneme sahiptir. Günümüze kadar Orta Doğu'da, Suriye ve Irak hariç, her ülke kendi ulusal YZ stratejilerini ilan etmiş ve kendilerini küresel YZ liderliği yarışında ön saflara taşımak için iddialı plan ve girişimler açıklamışlardır. 

Katar'ın TASMU Akıllı Programı, Suudi Arabistan'ın NEOM girişimi ve Türkiye'nin Ulusal Teknolojik Hamlesi gibi öncü girişimler ve projeler bölgedeki teknoloji atılımlarının öncüleridir. Özellikle TASMU Katar’ın sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması için YZ gibi son teknolojileri stratejik olarak kullanmayı amaçlamaktadır. Bu girişim, Katar'ın dijital dönüşüm çabalarında bir köşe görevi görmektedir ve Katar Ulusal Vizyonu 2030'da belirlenen kilometre taşlarının gerçekleştirilmesinde önemli bir role sahiptir. 

Ayrıca, Katar'ın ev sahipliği yaptığı 2022 FIFA Dünya Kupası, ülkenin YZ'yi ustalıkla kullanımının başlıca bir örneği olmuştur. YZ; güvenlik, lojistik ve maçların, oyuncuların ve taraftarların analizi gibi alanlarda geniş çapta kullanılarak Katar'ın teknolojik yeniliklerdeki ilerlemesini sergilemiştir. Bu uygulamalar, Katar'ın ileri teknolojilerin entegrasyonu konusundaki taahhüdünü vurgulamış ve YZ’nin benimsenimi ve kullanımı dahilindeki ulusal konumunu pekiştirmiştir. 

Katar yanı sıra Suudi Arabistan'ın NEOM projesi, muadillerine kıyasla en vizyoner girişimler arasında yer almakta ve geleceğe atılan cesur bir adımı temsil etmektedir. Bu hırslı çaba, kuzeybatı Suudi Arabistan'da tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalışacak olan yeni bir bölge kurmayı amaçlamaktadır. Bu şehir; yaşam standartlarını iyileştirmek, kentsel sistemleri optimize etmek ve karbon ayak izini önemli ölçüde azaltmak için YZ dahil ileri teknolojilerin entegrasyonunu planlamaktadır. Bu bağlamda NEOM sürdürülebilir gelişim için ilerici bir vizyonu somutlaştırmaktadır. NEOM dahilinde inşasına başlanan "The Line", insan merkezli tasarımı ve çevresel uyumu önceliklendirerek kentsel yenilik kavramını somutlaştıran kognitif (cognitive) bir akıllı şehir konseptine sahiptir.

BAE ise 2031 yılına kadar küresel bir YZ merkezi haline gelme hedefiyle hareket eden bölgesel bir lider olarak öne çıkmaktadır. Bu taahhüdün bir kanıtı olarak BAE, dünya çapında ender rastlanır bir yaklaşım izleyerek, YZ teknolojisi geliştirmeye odaklı Yapay Zekâ Bakanlığı kurmuştur.  Konu bağlamında BAE dünyanın ilk olarak lisansüstü seviyesinde YZ’ye odaklı araştırma-tabanlı Abu Dabi'de Mohamed bin Zayed Yapay Zekâ Üniversitesi'ni (MBZUAI) kurmuştur. Bu girişim, BAE'nin ulusal ölçekte sorumlu YZ yeteneklerini geliştirme stratejisini yansıtmakta ve YZ inovasyonu ve eğitiminde liderlik konusundaki adanmışlığını gözler önüne sermiştir. 

Son olarak, Türkiye de YZ alanında bölgesel bir lider konumundadır. YZ geliştirme stratejisi; Türkiye'nin yerli üretimi vurgulayan ve yabancı menşeili teknolojilere bağımlılığı azaltmayı hedefleyen kapsamlı Milli Teknoloji Hamlesinin bir diğer ayağıdır. Son yıllarda Türkiye, YZ'i yerli kaynaklar aracılığıyla geliştirmeye öncelik vermiştir ve bu bağlamda YZ'de daha etkili bir gelişim edinmek için sürdürülebilir ve çok paydaşlı bir ekosistem oluşturmaya dönük titiz çalışmalara imza atmıştır. Bu stratejik planlama, çeşitli projelerin YZ uygulamalarını bünyelerine katmasıyla önemli başarılar elde etmiştir. Bunlar arasında Türkiye'nin ilk yerli elektrikli otomobili TOGG'un geliştirilmesi ve askeri sektörde YZ entegrasyonu ile efektifliğini arttıran yerli insansız hava araçları öne çıkmaktadır. Bu başarılar, Türkiye'nin ulusal kalkınmasını hızlandırmak ve teknolojik bağımsızlığına güç katmak için YZ’yi kullanma taahhüdünü vurgulamaktadır. 

Yukarıda bahsi geçen bu devletlerin YZ alanında sergiledikleri efor ve ilerleme konusundaki aktif çabalarına dikkat çekilmelidir ki bu ortak politikalar özellikle üretken YZ (generative AI) alanında Batının teknoloji hakimiyetini delme eğilimini yansıtmaktadır. Bu durum Orta Doğu devletlerinin OpenAI'in ChatGPT’si gibi büyük dil modelleri (LLM) geliştirme çabalarında da görülebilmektedir. Suudi Arabistan ve BAE, Arapça LLM'leri geliştirmeye odaklanırken Türkiye yerel kaynaklara dayalı olarak Türkçe bir LLM geliştirmeyi hedeflemekte ve bu çabayı önde gelen bir Türk teknoloji firması olan T3 Vakfı'nın liderliğinde yürütmektedir. BAE'de ise önde gelen teknoloji şirketi G42 OpenAI ile iş birliği yaparak dünyanın ilk yüksek kaliteli Arapça LLM'si olan 13 milyar parametreli Jais'i geliştirmeyi planlamaktadır. Jais, bölgesel YZ gelişiminin önemli bir adımını temsil etmekte ve bu ülkelerin dilsel ve kültürel bağlamlarına uygun birer LLM geliştirerek küresel YZ birikimine katkıda bulunma amaçlarını göstermektedir. 

Yukarıda vurgulanan girişimler ve projeler, bu ülkelerin YZ alanında giriştiği geniş çaplı çabaların ve gelecek planlarının sadece bir kesitini temsil etmektedir. Bu örnekler, bu ulusların YZ'ye verdiği büyük önemi ve bu teknolojiyi en üst potansiyeliyle kullanma kararlılığını vurgulamaktadır. Bölgede YZ lideri olan ülkeler karşılaştırıldığında, bu devletlerin belirli bazı sektörlere yoğunlaşan kamu iktisadi teşebbüslerine sahip olduğu dikkate değerdir. Bununla birlikte, Türkiye’de kamu iktisadi teşebbüslerinin YZ alanında rolü her ne kadar önemli olsa da Türk özel sektörü YZ ekosisteminde yeniliği sürdürmede önemli bir oyuncu olarak kabul görmektedir. Türkiye'deki bu iki kanallı yaklaşım, YZ teknolojilerinde büyümeyi ve yaratıcılığı teşvik etme konusunda dengeli bir katkı sağlamak amacıyla hem kamu hem de özel kuruluşlardan gelen katkıyı dengelemeyi amaçlayan kapsamlı bir stratejiyi yansıtmaktadır. 

Bu bağlamda, Katar'ın Microsoft Azure, Suudi Arabistan'ın Nvidia ve BAE'nin OpenAI gibi şirketlerle yürüttüğü iş birlikleri kayda alındığında, Körfez ülkelerinin Batı şirketleriyle ortak çalışmalara dönük büyük bir açıklık gösterdiği söylenebilir. Bu iş birlikleri, bölgenin yapay zekâ hedeflerini hızlandırmak için küresel uzmanlıktan yararlanma taahhüdünü vurgulayarak, yapay zeka geliştirme, eğitim ve güçlendirmeye adanmış merkezler kurmayı amaçlamaktadır. Buna karşın, Türkiye uluslararası iş birliğine açık olsa da yerli YZ gelişimini ve uygulamalarını teşvik etmeye daha büyük bir vurgu yapmaktadır. Bu yaklaşım, Türkiye’nin yukarıda bahsi geçen vizyonuyla uyumlu olarak, YZ stratejisini yerel yenilik ve yetenekleri önceleyerek küresel iş birliğini ulusal teknolojik ilerleme ile dengelemeyi amaçlamaktadır. 

Orta Doğu'da YZ'nin geleceği: Quo Vadis? 

Yukarıdaki değerlendirmede açıkça görülmektedir ki Orta Doğu, sadece YZ devrimine katılmakla kalmayıp onun öncüsü olmaya kararlıdır. Bu yaklaşım, coğrafyanın önceki sanayi devrimlerindeki tarihsel duruşundan önemli bir farklılığa işaret etmektedir. Türkiye, Katar, BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkeler, YZ'nin potansiyelini ve bu teknolojiyi benimsemenin stratejik öneminin farkında olup öncü konumdadır. Bu ülkeler, YZ gelişimi konusundaki yollarını sürdürürlerse, yakın gelecekte bölgesel etkilerini aşarak küresel arenada önemli YZ oyuncuları haline gelme olasılığına sahiptir. 

Ancak unutulmamalıdır ki YZ alanında bölgesel iş birliği günümüzde sınırlıdır. Bu durum, bu ülkeler arasında diplomatik ve ekonomik kanallar kurmak için kullanılabilecek ortak teknoloji geliştirme çalışmalarına olanak sunmaktadır. Bu ülkeler çabalarını birleştirerek kolektif etkilerini önemli ölçüde artırabilir ve Orta Doğu'nun gerçek potansiyelini dünyaya göstererek, bölgenin istikrarsızlıkla ilişkilendirilen stereotipik algısına meydan okuyabilirler. Bu tür iş birliği, sadece teknolojik ilerlemeyi hızlandırmakla kalmayacak ve aynı zamanda bölgesel birliği ve küresel varlığı güçlendirecektir.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Popüler Haberler
Körfez Ülkeleri Arasında “Petrol Sonrası Gelecek” Konusunda Rekabet Artıyor 

Körfez ülkelerinin petrol sonrası döneme odaklanarak ekonomik ve diplomatik rekabeti artırması dikkat çekiyor. Katar, Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler, stratejik projeler ve yatırımlar aracılığıyla küresel sahnede etkilerini genişletmeye çalışıyor.…

 İsrail, Mısır ile Arasındaki Barış Anlaşmasını İhlal Etti

İsrail'in Mısır ile imzaladığı barış anlaşmasını ihlal ederek Gazze'deki Refah Sınır Kapısı'nı ele geçirmesi, bölgesel gerilimi tırmandırdı. Mısır, İsrail'in bu hareketini kınayarak, iki ülke arasındaki gerilimin artışına ve bölgesel…

İletişim Başkanlığı ve AA, Cezayirli Gazetecilere Yönelik Eğitim Programı Başlattı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Anadolu Ajansı iş birliğiyle Cezayirli gazetecilere yönelik 3 günlük "Gazetecilik Eğitim Programı" düzenleniyor.

Katar Devlet Bakanı Al Khater ile Türk Bakan Yardımcıları Mersin’de Buluştu

İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Katar Dışişleri Bakanlığında Uluslararası İşbirliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Lolwah Rashid Al Khater ile Mersin'de bir araya geldi.

Çad’daki Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Gerçek Bir Demokrasi mi, Yoksa Formalite mi?

Çadlılar, siyasi değişim ve gerilimlerin gölgesinde sandık başına gitti. Darbe sonrası gerçekleşen ilk seçim, uluslararası çatışmaların ve iç siyasi rekabetin kesişmesiyle dikkat çekiyor.