İran, Devrim Muhafızları Kudüs Gücü'nün Suriye ve Lübnan'daki komutanı Tuğgeneral Muhammed Zahedi'nin öldürülmesiyle aldığı acı darbeyle sarsıldı. 

Zahidi, yardımcısı ve diğer beş memurun orada bulundukları sırada öldürüldüğü İsrail baskını Şam'ın Mezze mahallesindeki İran büyükelçiliği karargâhının bitişiğindeki konsolosluk binasında gerçekleşti. 

İran, Şam'ı yaklaşık 18 önde gelen İranlı generali öldüren suikastlara karışmakla suçluyor. 

Suikastlarda ‘muhaberat’ izi 

İran güvenlik servisleri Esad rejimi yetkililerinin Suriye'deki üst düzey Devrim Muhafızları liderlerine yönelik suikastlara olası katılımı konusunda İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi'ne bir rapor sundu. 

Suriye'deki DMO "danışmanlarından" biri olan Rıza Musavi'nin Aralık 2023'te Suriye'de öldürülmesinin ardından Tahran ve Şam, İsrail'in Musavi'yi yakalamadaki başarısına yol açan güvenlik ihlalleri olasılığına yönelik istihbarat servisleri düzeyinde ortak soruşturma başlatılmasına karar verdi.  

Ancak bundan sonra Esad rejiminin "muhaberat" istihbaratının soruşturmayı engellediğinin İranlılar tarafından açıkça anlaşılması, Tahran'ı Lübnan Hizbullah’ının yardımıyla bağımsız bir soruşturma açmaya yöneltti. Bu soruşturmanın sonuçları, suikasta yol açan güvenlik ihlalleri ve sızıntılarının ortaya çıktığını gösterdi.  

Şam suikastlarında Rus izi de var  

Suriye'deki “Muhafızların” liderlerinin yanı sıra Suriye ve Lübnan'daki bazı “Hizbullah” kadroları üst düzey siyasi ve güvenlik korumasına sahip olmasına rağmen rejimin bunun farkında olmamasının pek olası olmadığına kanaat getirildi.  

Bir başka görüş olarak ihlalin/sızıntının Suriye'deki Rusya liderliği ve onunla iş birliği yapan rejim güvenlik ve askeri grupları düzeyinde olduğu da ön plana çıktı. Tahran'da şüpheleri artıran şey, 7 Ekim'den bu yana Lübnan veya Suriye'de öldürülen Hizbullah kadrolarının çoğunluğunun şu veya bu şekilde Suriye ve Rus güvenlik servisleriyle bağlantılı olduğu ve bu kadrolara casusluk yoluyla ulaşıldığı yönünde oldu. (Güvenlik iletişimi için belirlenmiş şifreli Rus telefonları) Ama olayın ardından başka bilgilerde ortaya çıktı. Pek çok İranlı yetkili, iç savaş sonrası güvenlik konusunda güvence aldıktan sonra Şam'ın İran nüfuzundan kurtulmaya yöneldiğine ikna oldu. 

Esad’ın İran’a başkaldırısı 

Beşar Esad'ın yakın ekibi, İsrail saldırılarını doğrudan Tahran'a uygun olmayan bir şekilde baskı uygulamak için kullanma kararı aldılar. Hamas hareketinin 7 Ekim'de başlattığı saldırının ardından Esad ile Tahran arasındaki çatlak tırmanarak Beşar Esad, İran'ın kendisini Filistin hareketine yardımın gerekliliği konusunda ikna etmeye yönelik tüm girişimlerini kararlılıkla geri çevirdi. 

Suriye'nin bir bütün olarak direniş ekseninin statüsü olduğunu ve Suriye'nin de bunun bir parçası olduğunu belirten Esad, Suriye rejim ordusuyla mücadeleye katılan bir harekete yardım edecek hiçbir şeyin yapılmasına asla izin vermeyeceğini söyledi. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Amir Abdullahian ile geçtiğimiz şubat ayında Şam'da yapılan son görüşmede Esad, Suriye'nin İsrail ile bir savaşa girme niyetinde olmadığını, 

Tahran'ın İsrail'le savaşmak için kendi şartlarına göre güç göndereceğini bildiğini ve Suriye'yi hiçbir şey kazanamayacağı bir savaşa sürüklemeye yönelik her türlü girişime karşı çıkacağı belirtti. İran ise, Esad'ın kesin tutumunun Rusya'nın Suriye'deki tutumunun bir yansıması olduğunu ve Esad'ın Şam'ın kendisini Tahran'la eşit gördüğü oyunun eski kurallarına geri döndüğünü gördü.  

Esad'ın artık önceliği, Lübnan Hizbullah'ını feda etmek ve İran'ı Suriye'den çıkarmak için ABD ve hatta İsrail ile iş birliği yapmak anlamına gelse bile otoritesini güçlendirmekti. Tansiyonun artmasıyla İsrail, İran'a komşu olan Azerbaycan'daki büyükelçiliğini boşalttı. 

İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna yönelik saldırısını görüşmek üzere İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi'nin yaptığı toplantıda, İsrail'in Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Ürdün'deki büyükelçiliklerine saldırı yapılması yönünde bir öneride bulunuldu. 

Beşar Esad, İran'ın, Zahidi'nin yasını tuttuktan sonra kendi başına harekete geçmesi konusunda Tahran'a bir kez daha mesaj iletti. 8 Nisan’da İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Abdullahiyan, Suriye’nin başkenti Şam'ı ziyaret ederek Beşar Esad’la görüştü. 

Abdullahiyan, Esad ile görüşmesinde, ikili ilişkilerin yanı sıra Filistin başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası konuları ele aldı. Görüşme hararetli ve gergin geçti.Abdullahiyan,Esad'ı Tahran'a ihanet etmekle suçladı. Görüşmede, Şam'daki İran Konsolosluğu’na düzenlenen saldırı da ayrıntılarıyla gündeme geldi. Abdullahiyan, hazırlanan istihbarat raporlarını Esad ile paylaştı. Esad'ın tutumunda bir değişiklik olmadı. Sonrasında Abdullahiyan, mevkidaşı Faysal el-Mikdad, İran'ın Şam'daki Büyükelçilik yerleşkesinde yeni konsolosluk binasının açılış törenine katıldı. 

Esad’tan Türkiye’ye yeşil ışık mı?  

Türkiye'nin Rus ve İranlı arabulucularla üzerinden yıllardır mesajlaşarak giden ilişki biçiminden rahatsız olması geçtiğimiz zaman diliminde Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın sözlerine de yansımıştı. Fidan, arabulucularla iletişimin sağlıklı olmadığını hatta arabulucuların Ankara'nın mesajlarını sağlıklı iletmediği imasında bulunmuştu. 

Anlaşılan Türkiye-Suriye ilişkilerinin Rus ve İranlı arabuluculara kurban edilemeyeceğini gören, İran nüfuzundan kurtulamayacağı sanılan Beşar Esad, gösterdiği tutum ile Ankara ile bir normalleşme sürecinin zeminini olgunlaştırıyor gibi görünüyor.