“Hayat geçmişe bakarak anlaşılır, geleceğe doğru yaşanır” der Kierkegaard. Bu sözü sıklıkla hatırladığımız günlerden geçiyoruz. Öncelikli olarak Antalya’nın konumu ve tarihi ile başlayalım. Zemini anlayarak zamanı anlamak ve zamanı anlayarak geleceği kavramak mümkün olabilir. 

Antalya Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri. Ülke ekonomisine de en fazla katkıyı sunan iller arasında yer alıyor. Birçok ülkenin nüfusunu geçen turist sayısı ile her geçen gün yıldızı daha da parlıyor. Özal zamanı Türkiye’nin turizm yoluyla kalkınma hamlesine tekabül ediyordu ve Antalya geniş ve çeşitlilik barındıran coğrafyası ile bu sürecin baş aktörleri arasında yer aldı. Her bütçeye uygun otellerle zengin bir çeşitlilik sunuyor hem de sıcak havası ile misafirperver bir karşılama yapıyor. Akdeniz’in kıyısındaki bu şehir hem yerli hem yabancı turistler için cazibe merkezi. Rusya-Ukrayna savaşından kaçan Rus ve Ukraynalıların aynı otellerde kaldığını düşünecek olursak iş daha da ilginçleşiyor. Antalya, ticaretin dilini iyi öğrenmiş ve marka değeri olarak sadece deniz ve güneşin dışına çıkmaya niyetlenmiş bir şehir. Alanya’nın Selçuklular zamanında merkezlerden biri olması köklü bir devlet tecrübesine de işaret ediyor. 

Erdoğan’ın Davos’taki “One minute” çıkışından sonra Türkiye kendi diplomatik aksını kurmaya karar verdi ve bunun merkezi olarak da Antalya’yı seçti. Bu sene üçüncüsü gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu, Türkiye’nin diplomatik imkanlarını ve kısıtlarını gösteren bir podyum oldu.  

148 ülke temsil edildi ve 4 bin 700 katılımcı yer aldı. 19 devlet ya da hükümet başkanı katıldı. 64 bakan ve 2 özerk bölge başkanı yer aldı. Alt kırılımlar da paylaşılacaktır elbette ama genel görünüm büyük bir aks değişimini ifade ediyor. Öncelikli olarak Afrika’nın yükselişini görüyoruz. Artık dünya ticaretinde, eğitiminde, kültüründe, diplomasisinde Afrika olacak. Peki, Afrika Antalya’da hangi sorulara cevap aradı? 

Devlet olmanın şartlarından biri güvenlik 

Öncelikli olarak Kaddafi sonrası Sahra Altı Afrika’daki güç boşluğu, Fransa’nın sıkletten düşmesi, Çin’in yeni oyun planları gibi bileşenlerle çok bilinmeyenli bir denklem yaşandığı söylenebilir. Emperyal mirastan tevarüs eden ECOWAS gibi organizasyonlar kendilerine yeni ajanda belirliyorlar. Bu noktada Antalya ciddi bir laboratuvar ortamı sağlıyor. Hem birbirleriyle hem Türkiye ve hem de dünya ile yeni bir arayışın içindeler. Bu arayışın içinde tarım, savunma, ticaret, enerji gibi başlıklar olsa da öncelik güvenlikte. Devlet olmanın şartlarından biri güvenlikten geçiyor ve özellikle diğer kapıları açmak için Türk savunma sanayii Afrika diplomasisi için kilit öneme sahip. Diyebiliriz ki diğer birçok kapı savunmanın ardından otomatik olarak açılacaktır. Türkiye’nin Afrika’daki ayak izinin güçlenmesi aynı zamanda Körfez ve Balkanlar olmak üzere bölgesel güç olma amacına katkı sağlayacaktır. 

Dolaylı faydaları da en azından doğrudan faydaları kadar önemli ve kalıcı etkiler bırakacaktır. Özellikle Afrika için anahtar öneme sahip Mısır’la son dönemde seyreden olumlu gelişmeler için hızlandırıcı bir rol oynayabilir. Antalya Diplomasi Forumu sonrası dönemde Türk Kızılay ve Mısır Kızılay arasında pekişen iş birliği ortamı Gazze için ortak hareket imkanı sağladı. Benzeri iş birliklerinin Libya’nın istikrarı için de sergilenebileceği konuşuluyor. Dolayısı ile tarihi zemine uygun olarak Mısır ve Türkiye rekabet eden iki bölgesel güç değil, güçlerini birleştiren iki bölgesel oyuncu olarak hareket edebilir. Bu durum Sudan ve Somali başta olmak üzere kısa ve orta vadeli kriz bölgeleri için ortak bir Afrika perspektifi gerçekleştirebilir. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin stratejik düzeyde gösterdiği önem Antalya’daki Afrika notlarının diğer önemli bir başlığı. 

Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta her iki tarafın saygı duyduğu bir aktör olarak Türkiye’nin beklentileri ve gayreti kapanış konuşmalarında bizzat Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından dile getirildi. Çözüm yakın olmasa da çözüme giden yolda Antalya önemli bir durak. Şunu da eklemek lazım: Rus ve Ukraynalı turistlerin ortak noktaları Antalya’nın otelleri. Sıcak hava buzların çözülmesine belki katkı sağlayabilir.  

Ortak menfaatler ortak gelecek  

Antalya Diplomasi Forumu’nun göze çarpan diğer bir noktası yüzüncü yılda Cumhuriyet’i yeniden düşünmesiydi. Dijital olarak tasarlanmış diplomasi koridoru, tarihi figürleri ve olayları bir araya getirerek hafızamızı tazeledi. Bu hem diplomasi geleneğine yapılan bir vurgu hem de önümüzdeki yüzyılda diplomasiden beklentileri gösteren bir işaretti.  

Diğer yandan Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Refik Anadol’la gerçekleştirdiği Rumi Dreams dijital gösterisini de kayda geçirmeliyiz. Yerel düzeydeki çabalar diplomasiyi güçlendiriyor. Hem de şehir diplomasisi için fırsatlar oluşturuyor. Saraybosna’daki Konya tramvaylarını da bu yolu döşeyen taşlar arasında sayabiliriz.  

Türkiye’nin Afrika’da ayak izini artırması özellikle eğitim konusunda yeni açılımları beraberinde getirebilir. Şu ana kadar Afrika’dan öğrenci kabulüyle devam eden eğitim diplomasisi, Türk üniversitelerinin kıta içinde uydu kampüsler açarak genişlemesiyle devam edebilir. Bunun öncü örneklerini Sağlık Bilimleri Üniversitesi ile görmüştük.  

Parçalardan bütüne doğru gidip genel manzaraya bakacak olursak bölgesel risklerin küresel bir çatışmaya dönüşme riski zayıf da olsa var. Öte yandan bölgesel çatışmaların doğru tahlil edilmesiyle küresel barışın sağlanması için gerçekçi bir zemin hazırlanabilir. Devlet dışı silahlı aktörlerin sergilediği sorumsuz ve herhangi bir yaptırıma uğramayan faaliyetlerini sınırlamak ve mümkünse yok etmek barışa giden yolda önemli rol oynayacak. 

Afrika başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesi seslerini daha fazla yükseltiyorlar ve açıkçası Batı’nın silah tekelinin kırılma ihtimali bunda belirleyici rol oynuyor. Elde ettiğimiz tüm etkileşimli bilgiler bize Türkiye’nin nüfuzunun savunma diplomasisi ile genişleyeceğini ifade ediyor. Caydırıcılığı yüksek, çökmekte olan devlet yapıları için hayat suyu veren sağlam bir iş birliğinden söz ediyoruz. Bu, dünyanın daha önce benzeriyle karşılaşmadığı ve Almanların pek sevdiği jeopolitik sözcük olan “zeitenwende”ye zemin hazırlayabilir. 

Ortak menfaatlerin ortak gelecek için zemin hazırlayacağı ve bölgesel liderlik iddiası taşımayan yol arkadaşlığı Türkiye’nin grand stratejisinin ipuçlarını veriyor.  

Antalya dönüşü uçaklarda yer bulmak hayli zordu ve bu aynı zamanda gelecek yıl için herkesin her anlamda daha hazırlıklı gelmesini öğütleyen lojistik bir nükteydi.