Tahran bölge ülkelerine ve uluslararası sahada gerçekleştireceği saldırıyı bildirdikten sonra İsrail, İran tarafından İHA ve füze yağmuruna tutuldu. İran’ın bölgesel ve ulusal alandaki müttefikleri olan Hizbullah ve Husiler de bu saldırılara destekleyici şekilde katıldılar.

İran’ın BM nezdindeki temsilcisinin, Tahran’dan ateşlenen füzeler daha İsrail’in hava sahasına ulaşmadan saldırıların sona erdiğini duyurması, İran’ın bölgesel bir savaşa yol açabilecek şekilde saldırıların genişlemesini istemediğini ve bu operasyonla hedefine ulaştığını gösteriyor.

İran hedeflerine ulaştı

İran, Şam'daki İran Konsolosluğuna yapılan saldırı ve üst düzey Devrim Muhafızları komutanı Muhammed Rıza Zahedi'nin öldürülmesinden önce İsrail'e karşı yürürlükte olan angajman politikasının kurallarını yeniden belirleyerek uzun zamandır planladığı hedefine ulaştı.

İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, İran'ın İsrail ile arasındaki çatışmada yeni bir kural koyarak caydırıcılığını sağladığını ve Tel Aviv'in İran’ın çıkarlarına, topraklarına ya da üst düzey yetkililerine saldırması halinde cevabın doğrudan İran topraklarından verileceğini söyledi.

İran, bölgesel sahada caydırıcı bir güç olduğunu kanıtlayarak, İsrail’e ağır kayıplar verdirmek istemeden arzuladığı hedefe ulaştı.

Bu saldırıyla İran, hedefine ulaşmış görünürken, İsrail de kendisinden beklendiği gibi Batılı müttefikleri ile beraber İran füzelerini engelleme ve oluşabilecek herhangi bir kaybı durdurma konusunda başarılı oldu. Ayrıca Biden, Netenyahu’ya, İran’a yönelik herhangi bir saldırısında İsrail’i desteklemeyeceğine dair sert mesajlar verdi.

İran’ın saldırıları İsrail’in yararına mı oldu?

Batılı araştırmacılara göre İsrail, İran’ın bu saldırılarıyla herhangi bir savaş durumunda Washington ve Avrupa’nın İsrail’i yalnız bırakmayacağı konusunda bir güvence elde etti.

ABD, İngiltere ve Fransa hava kuvvetleri İsrail hava sahasına yapılan İran’ın saldırılarına erkenden müdahale etti. Bu müdahaleler esnasında düşük irtifada savunma sağlayan Demir Kubbe'den, İran'ın balistik füzelerini atmosferin yüksek menzillerinde durduran Arrow sistemine kadar çeşitli katmanlarda faaliyet gösteren hava savunma gücünün hazır olup olmadığı test edildi.

İran'ın “Hayber” isimli balistik füzelerinden bazılarının İsrail'in Negev'deki (Negeb) Ramon hava üssünü vurduğu doğru. Ancak bu füzelerden büyük bir çoğunluğu düşürüldü. Ayrıca İsrail, hava savunma sistemlerinde kullanılan mühimmatın iadesini, İran'ı hedef aldığı sürece ABD Kongresi'nden kolayca geçebilecek yeni anlaşmalarla güvence altına aldı.

Şimdi ne olacak?

İran, İsrail’e yönelik saldırılarını, Suriye’nin başkenti Şam’daki İran Büyükelçiliğine yapılan İsrail saldırılarına bir misilleme olarak gerçekleştirdiğine ve bu misilleme ile meselenin kapanmış olduğuna dair açıklamada bulunmuştu. İsrail ise İran’ın saldırısına karşılık verme konusundaki seçenekleri değerlendiriyor.

Eğer Washington Tel Aviv'i İran'ın tepkisini kabul etmeye ve İran’a karşı misilleme yapmaktan kaçınmaya ikna edebilirse, bu İsrail'in Suriye'nin başkenti Şam'da İran Konsolosluğu olarak kullanılan bir binayı hedef aldığı 1 Nisan 2024 tarihinden öncesindeki aşamaya geri dönülmesi anlamına gelecek.

Ancak Netanyahu, Amerika'yı Orta Doğu'da istemediği bir savaşın içine çekme umuduyla İsrail'in tepkisini genişletmekte ısrar ederse, İran yeni angajman kuralları koyarak daha sert askeri taktik ve saldırılarla uluslararası sahada caydırıcılık politikasını güçlendirmeye çalışacaktır.