Dostlukta Bir Umman – III: Osmanlı/Türkiye-Umman İlişkileri

uğur ünal
Prof. Dr. Uğur Ünal, Osmanlı’dan günümüze uzanan Türkiye–Umman ilişkilerini, hanedan akrabalıkları ve tarihsel dostluk temelinde şekillenen diplomatik süreci Fokus+ için kaleme aldı.
Dostlukta-Bir-Umman---III-Osmanlı-Türkiye---Umman-İlişkileri---Prof.-Dr.-Uğur-Ünal.jpg
30 Mayıs 2025

İlk iki yazımızda Osmanlı Devleti’nin yıkılışına kadar olan tarihsel süreçte, Umman ile dostluk hukuku muvazenesinde cereyan eden ilişkilerin seyrini arşiv belgelerine dayanarak analiz etmiştik. 20. yüzyılda dünyada ortaya çıkan amansız kriz ve revizyonlara rağmen, ikili ilişkiler tarihten aldığı güç ve ilhamla aynı çizgide devam etmiştir.

Coğrafi keşifler, Batılı devletlerin global ölçekte dünya siyasetinde etkili olmaya başlamasının ilk adımı olmuştur. Keşfedilen yerlerdeki kaynakların bu devletlerce tasarrufu, Avrupa’da ciddi bir refah artışına yol açmış; bunun ardından gerçekleşen Sanayi Devrimi ise Batılı devletlerin yeni sömürgelere olan ihtiyacını ve bu alandaki rekabetini iyice artırmıştır. Sömürge rekabetinin yanında, milli devletlerin kurulmasıyla artan tansiyon; 20. yüzyıla gelindiğinde tüm dünyayı sarsan ve siyasi etkisi günümüzde de hissedilen iki dünya savaşının yaşanmasına sebebiyet vermiştir.

Batı’nın coğrafi keşiflerle başlayan ve sömürgecilikle artan dünya siyasetindeki hegemonyası, manda ve himaye gibi farklı nosyonlarla bir şekilde devam etmiştir. Batı sömürgeciliğinde devlet anlamında aktörler değişse de, gidilen bölgedeki devlet ve milletlere uygulanan politikanın özünde bir sapma olmadığı aşikârdır. Coğrafi keşiflerin ardından Portekizlilerin etkili olmaya çalıştığı Umman’da 18. yüzyıldan İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar İngiltere’nin nüfuzu hissedilmiştir. Umman Sultanlığı, 18 Kasım 1970’te Ortadoğu’daki gelişmelere bağlı olarak bağımsızlığını ilan etmiş; aynı yıl ülkemiz tarafından tanınmıştır. İki ülke arasında diplomatik ilişkiler ise 1973 yılında başlamıştır. Özellikle hanedan ailesinin Türklerle olan akrabalık bağından dolayı, ülkemizle olan ilişkileri eğitim gibi faktörlerden etkilenerek daima canlı kalmıştır.

Muskat’ta Fahri Başkonsolosluk açılması hakkında 08 Ağustos 1984 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı

Arşiv belgelerimiz, tarihten gelen güçlü bağlarımızın ikili diplomatik ilişkilerimizin tekâmülündeki rolünü bizlere göstermektedir. 16 Aralık 1983’te Türkiye’nin Cidde Büyükelçisi ve aynı zamanda Umman’da akredite Büyükelçi olan Umut Arık’ın Dışişleri’ne sunduğu rapor, Umman Sultanlığı’nın devlet başkanlığı nezdinde Türkiye’ye olan muhabbeti hakkında önemli bilgiler vermektedir. Raporda, büyükelçimiz, Umman Sultanı Kabus Bin Said’e itimatnameyi sunmak üzere bu ülkeye gittiğini; mutat dışında Sultan’la bir saatlik görüşme yaptığını ve protokol kurallarının dışına çıkarak Sultanın hürmeten saray kapısına kadar kendisini uğurladığını ifade etmiştir.

Bu görüşmede Sultan Kabus tarafından, Türkiye’nin ve Türk iş insanlarının Umman ile özel olarak ilgilenmesi talebi bizzat elçimize iletilmiş; bütün Ummanlı bakan ve yöneticiler ise ikili ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla Muskat’ta mutlaka bir konsolosluk açılmasının gerektiğini belirtmişlerdir. Bundan kısa süre sonra, 8 Ağustos 1984’te Bakanlar Kurulu kararı ile Muskat’ta Fahri Başkonsolosluk açılmasına karar verilmiştir.

10 Aralık 1985’e gelindiğinde ise Muskat Büyükelçiliğimiz faaliyetlerine başlamış; ilk büyükelçi olarak Orhan Kulin atanmıştır. Bu diplomatik gelişmelerin ardından ikili ilişkiler yine dostluk temelinde önemli bir ivme kazanmıştır. Büyükelçimiz Sayın Kulin’in tanışma ziyaretleri kapsamında, 13 Ocak 1986’da Majeste Sultan Kabus’un amcası ve hanedan ailesinin duayeni durumunda olan Başbakan Yardımcısı Seyyid Fahr Bin Teymur ile yaptığı görüşmeye ait rapor, Umman’daki Türkiye algısı hakkında bizlere önemli ve samimi veriler sunmaktadır:

Büyükelçimiz Sn. Orhan Kulin’in Umman Başbakan Yardımcısı ile görüşmesinin ardından Dışişleri Bakanlığımıza sunduğu rapor

“Seyyid Fahr, görüşmemizde Türkiye’nin Umman ile münasebetlerinin 16. asra kadar dayandığını ve Türkiye’nin tarihe hükmetmiş bir devlet olduğunu, bu haliyle ülkemizin her Umman halkının sevgi ve takdirine sahip bulunduğunu, daha önce iki defa özel maksatla ziyaret etmiş olduğu memleketimizi çok beğendiğini, Türkiye’nin modern dünyanın şartlarına en uygun şekilde ayak uyduran İslam ülkesi olarak görülmesinin icap ettiğini, Umman hanedan ailesinin ülkemizle olan münasebetlerinin eskiye dayandığını, nitekim kardeşi merhum Tarık Bin Teymur’un annesinin Türk olması itibariyle yarı Türk sayılabileceğini ve halen merhumun oğullarından yeğeni Talal Bin Teymur’un eşinin de Türk olduğunu ifade ederek, devlet ricalimize selam ve saygılarını sunmamı rica etti.”

Bulgaristan’daki Türklerin durumu

21. yüzyıla girerken Türkiye–Umman ilişkilerinden bağımsız bir mesele olarak Bulgaristan’daki Türk toplumunun sıkıntıları iki ülke arasında gündem konusu olmuştur. Bulgaristan’daki soydaşlarımızın 1984-1989 yılları arasında ağır asimilasyon politikalarına maruz kaldıkları bir vakıadır. Tarihi misyonu gereği ülkemiz, 350 bin soydaşımıza tereddüt etmeden kapılarını açmış ve onların haklarını dünya kamuoyunda savunmuştur. Büyükelçimizin 26 Aralık 1985’te Dışişleri’ne sunduğu raporda hem daimi elçiliğin açılması hem de Bulgaristan’da soydaşlarımızın maruz kaldığı zulme dair Umman kamuoyundaki hassasiyet hakkında bilgiler aktarılmaktadır:

“[…] Her çevrede, Türkiye’nin mukim bir büyükelçilik açmış olması konusunda samimi bir memnuniyet vardır. Bu suretle, çeşitli alanlardaki münasebetlerin geliştirilmesi için gerekli uygun zemin, Türkiye tarafından atılan bu adımla gerçekleşmekte olduğu hususu ifade olunmaktadır. Dikkati çeken diğer husus, özellikle Umman yetkililerinin ve buradaki Müslüman sefirlerin, Bulgaristan’daki soydaşlarımızın maruz kaldıkları muamelelere gösterdikleri hassasiyet olmaktadır. Konu genellikle onlar tarafından resen açılmaktadır. Bu husustaki görüşleri ise, meselenin Türkiye’nin bir meselesi olduğu kadar İslam âleminin de bir meselesi olduğu ve bu konuda tüm İslam âleminin Bulgaristan nezdinde kararlılığını hissettirmesi gerektiği istikametindedir. Bundan üç ay evvel Abu Dabi Televizyonu tarafından Bulgaristan’dan da görüntüler almak suretiyle hazırlanan televizyon filminin kamuoyu üzerinde bizim yönümüzden müspet bir duyarlılık yarattığı anlaşılmaktadır.”  

Elçiliğimizin açılmasıyla birlikte, Umman halkının ülkemize olan ilgisi iyice artmış; bu ilgiye karşılık olarak, 14-19 Şubat 1987 tarihleri arasında Umman’da büyük bir rağbet gören “Türk Haftası” düzenlenmiştir. Özellikle Umman’daki kadınlar, Müslüman bir ülkenin düzenlediği bu festivale ayrı bir değer atfederek katılım sağlamışlardır.

Sonuç

Umman’da 14-19 Şubat 1987 tarihleri arasında düzenlenen Türk Haftası etkinliğinin duyuru ilanı 

Görüldüğü üzere, tarihi dostluk diplomatik ilişkilerin tesisini kolaylaştırırken; kurulan diplomasi de dostane münasebetlerin daha yukarı seviyelere taşınmasına imkân sunmaktadır. Sonuç olarak arşiv belgeleri incelendiğinde; binlerce kilometre uzakta olmasına rağmen Osmanlı Devleti/Türkiye Cumhuriyeti ile Umman Sultanlığı arasında köklü münasebetler bulunmaktadır. Bu münasebetin temelinde, İslam dinine mensubiyetin olduğu belgelerin dilinden anlaşılmaktadır. Siyasi ve diplomatik ilişkilerden uluslararası ticarete, hac vazifesinin yerine getirilmesinden karşılıklı destek birliklerinin gönderilmesine; zor dönemlerde yardımlaşma ve ziyaretlerden hediyeleşmeye kadar temaslar çok geniş bir yelpazede sürdürülmüştür.

Bununla birlikte, Umman Milli Belge ve Arşiv İdaresi Başkanlığı son yıllarda tarihî arşivlere sahip ülkelerin belgelerine dayalı önemli çalışmalar yürütmektedir. Nihayetinde, ele alınıp incelenmesi gereken önemli arşivlerden biri de Umman’la ilgili binlerce belge ve kaydın bulunduğu ülkemizdeki Osmanlı Arşivi’dir. T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı görevini yürüttüğüm dönemde yaptığımız çalışmalar neticesinde, Umman tarihine ışık tutacağına inandığımız beş ciltlik bir külliyat ortaya çıkmıştır. Sayısı binlerle ifade edilebilecek düzeyde bulunan arşiv belgeleri titizlikle incelenmiş ve sonuç olarak “Osmanlı Belgelerinde Umman: Üç Yüz Yetmiş Yıllık Tarihsel İlişkiler” başlığı altında üç cilt, “1929'dan 2020'ye kadar olan dönemde Türkiye Cumhuriyeti Belgelerinde Umman-Türk İlişkileri” başlığı altında ise iki cilt eser yayınlanmıştır.

Bu çalışmalara verdiğim arşiv desteği neticesinde, Majesteleri Umman Sultanı Heysem bin Tarık tarafından, “Türkiye ve Umman Sultanlığı arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilmesindeki etkin katkı ve çabadan dolayı”, 2025 yılı şubat ayında Umman Devleti tarafından “Onur Nişanı”na layık görülmem, şahsım adına iftihar kaynağı olmuştur.

2024 yılı Kasım ayında Umman Sultanı’nın Ankara ziyareti ve buna mukabil Haziran 2025’te Cumhurbaşkanımızın öngörülen Umman ziyareti münasebetiyle geliştirilen kardeşlik hukuku kapsamında diplomatik ilişkilerin başarılı bir düzeyde ilerlediğine şahit olmaktayız. Köklü ilişkilerimizin gelecek dönemlerde de bölgede önemli diplomatik sonuçlarının olacağına yürekten inanıyor; bu vesileyle Kurban Bayramınızı en kalbî duygularımla tebrik ediyorum.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Popüler Haberler
İsrail-İran-Çatışması--Teknolojik-Kapasite-Dengesi-Ne-Durumda-.jpg

Gazeteci Selman Maltaş, İsrail-İran çatışmasında her iki ülkenin modern savaş teknolojileri, yapay zeka, insansız sistemler ve siber yetenekler temelinde geliştirdiği askeri stratejileri karşılaştırarak, dijitalleşmiş savaşın yeni dengelerini Fokus+ için…

İran-İsrail-Savaşında-8

İsrail’in İran’a yönelik hava saldırıları sürerken, Tahran’dan gelen füzeler güney İsrail’i vurdu. Can kaybı artıyor, hastaneler hedef alınıyor, dünya kamuoyu ikiye bölünüyor. İşte detaylar…

TBMM Başkanı Kurtulmuş Gazze'deki Soykırım NATO'nun Güvenilirliğini Zedeliyor

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Belçika'nın başkenti Brüksel'deki NATO Parlamento Başkanları Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, İsrail’in Gazze’deki eylemlerine verilen cılız tepkinin NATO’nun bölgedeki güvenilirliğine zarar verdiğini belirtti.…

20MANS_WEB_-_İran-İsrail_Savaşı_Gölgesinde_Suriye_Tarihi_Düşmanla_Zorunlu_Yakınlaşma_-_Erdem_Ozan.jpg

Büyükelçi Erdem Ozan, İran-İsrail çatışmasının Suriye'nin yeniden inşa sürecine etkilerini ve bölgedeki olasılıkları Fokus+ için kaleme aldı.

Almanya’da İsrail’in Gazze’deki Saldırılarına Karşı Tepki Büyüyor

Almanya’da yapılan bir araştırma, İsrail’in Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği saldırılara karşı çıkan Almanların oranının arttığını ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 65’i İsrail’in saldırılarını onaylamazken, yüzde 73’ü bu eylemleri soykırım olarak…