8 Aralık 2024’te Baas rejiminin devrilmesinin ardından, İsrail, 1974 anlaşmasını ihlal ederek silahsız bölge sınırlarını aşıp Suriye topraklarının derinliklerine girmeye başladı ve özellikle Kuneytra kırsalında kademeli bir işgal stratejisi yürütüyor.

Askeri devriyeler ve geçici üs bölgelerinin kalıcı hale gelmesi ve sınıra paralel kademeli güvenlik kuşaklarıyla şekillenen bu model, Batı Şeria’da yıllar içinde oluşturulan fiili işgal sistemine benzer bir yapı ortaya çıkarıyor. 

Kuneytra’da aşama aşama ilerleyen plan

İsrail işgal güçleri, Kuneytra çevresinde önce sınıra yakın bölgeleri “güvenlik gerekçesiyle” askeri bölge ilan ederek, ardından bu alanlarda sürekli devriyeler ve gözetleme noktaları kuruyor. 

İlk aşamada, Jibata al-Khashab sınırına yakın kırsal yerleşimlerin çevresinde kurulan bu noktalar kısa sürede yerel hareketliliği kısıtlayan tampon hatlara dönüştü.  

Bu bölgelerde tarım arazilerine erişim engelleri, yolların kesilmesi ve sivil altyapıya yönelik kısıtlamalar giderek artıyor. 

Öte yandan, Kuneytra kuzeyinden Dera batısındaki Yermuk Havzası sınırlarına kadar uzanan geniş bir bölgede, İsrail’in “güvenlik koridoru” benzeri bir alanı fiilen şekillendirdiği gözleniyor. 

Bu süreçte insansız hava araçlarıyla gözetleme faaliyetleri, gece devriyeleri ve belirli köylerde sokağa çıkma kısıtlamaları da uygulanıyor. 

Ayrıca, Jibata al-Khashab ve Beir el-Ajam kasabalarında, yüzlerce yıllık Zeytin ağaçları ve Meşe ağaçlarının yaygın olduğu Kunaytra'ya, 8 Aralık 2024'ten bugüne 700 dönüm Tarım arazisi ormanlık alan işgal güçleri tarafından kesilerek yok edildi. Doğal su kaynakları ve doğasıyal ünlü Kunaytra'nın ormanlık alanı da işgal güçlerinin katliamına maruz kaldı.  

8 Aralık sonrası, İsrail tarafından Suriye topraklarında kurulan üs ve gözlem noktaları

Kunaytra batısında stratejik öneme sahip Hermon dağında 5 üs bölgesi inşa eden İsrail, Kunaytra ve kırsalında da Dera batısına kadar görüş mesafesi hakimiyeti olan yüksek irtifaya sahip Tilal el-Hımır (Kızıl Tepeler), Jibata al-Khashab, el-Kurs, el-Neml, el-Kahtaniye, Kodana, Abidin ve Maaraba bölgelerinde toplam 9 üs ve askeri nokta inşa etti. Buradaki önemli Üs bölgesi olarak, Tilal el-Hımır (Kızıl Tepeler) Üssü olarak biliniyor. Kunaytra'da tutuklanan sivillerin sorgusu bu Üs bölgesinde yapılıyor.  

İsrail askeri.

Altyapı ve nüfus baskısı

Askeri uygulamalar yalnızca güvenlik boyutuyla sınırlı kalmıyor. 

Su hatları, enerji şebekeleri ve ulaşım yollarına yönelik saldırı ve kısıtlamalar, her an tutuklanabilirim endişesi taşıyan bölge halkını göçe zorlayan bir baskı mekanizması oluşturuyor. Şu ana kadar Dera batısı ve Kunaytra kırsalında, işgal güçleri tarafından tutuklanan 42 sivilin akıbeti henüz bilinmiyor…

Bu durum, Batı Şeria’da kullanılan “yaşam alanını daraltma” taktiğinin Suriye topraklarında yeniden uyguladığını gösteriyor.  

Sessiz işgal stratejisi

İsrail’in Kuneytra’daki işgal stratejisi “sessiz genişleme” olarak tanımlanıyor. 

Bu stratejide doğrudan işgal veya topyekûn çatışma yerine, devriye ve yanında yardım faaliyetleri adı altında, idari ve askeri alanların adım adım genişletildiği, fiilî hâkimiyete dönüştüğünü gösteriyor.  

Böylece sahada kalıcı bir İsrail nüfuz alanı tesis edilirken, uluslararası tepkiler de asgari düzeyde tutuluyor. 

Ekim Ay’ı sınır ötesi ihlal raporu

2025 yılının Ekim ayı boyunca, Suriye topraklarında, özellikle güney Suriye'de İsrail işgal güçleri tarafından işlenen toplam 211 ihlali belgelendi. 

Kara ihlalleri, uçuş faaliyetleri, kontrol noktaları ve sivil tutuklamalara kadar tespit edilen ihlaller, bir önceki Eylül ayı ihlallerine (168) oranla ciddi bir artış olduğu gözlemleniyor. 


Sonuç ve değerlendirme

Suriye topraklarını işgal planı kapsamında, Suriye'deki azınlıkları hükümete karşı bir baskı kartı olarak kullanan İsrail, ülkenin toplumsal birliğine zarar vererek, Suriye güneyini sessizce işgal ediyor. 

Askeri bölge ilanları, altyapı kısıtlamaları ve gözetleme noktalarıyla desteklenen bu strateji, Suriye’nin güneyini sınır hattı boyunca uzanan bir nüfuz kuşağına dönüştürüyor. 

Bu strateji, uzun vadede Suriye’nin toprak bütünlüğünü fiilen parçalayabilecek ciddi bir tehlikedir.  

Kuneytra’daki uygulamalar ise, İsrail’in "güvenlik" gerekçesiyle yürüttüğü yeni nesil işgal modelinin en belirgin örneği haline gelmiş durumda.