17 Şubat 2025
Kitap İncelemesi: "Avrupa'da Filistin Halk Çalışmaları: Başarılar, Zorluklar ve Perspektifler" Yazarlar: Majed Al-Zeer ve Mahir Hicazi Yayınevi: Filistin Dönüş Merkezi - Londra Yayın Yılı: 2024.
Filistin halk çalışmalarının şüphesiz, dünyada Filistin davasını desteklemede önemli bir rolü bulunuyor. Genel olarak Filistin halk çalışmaları, Filistin anlatısını korumakta ve Siyonist anlatıyı çürütmektedir. Aynı zamanda, özellikle kendi kaderini tayin hakkı, geri dönüş, bağımsızlık ve sömürgeden kurtuluş olmak üzere Filistin'in değişmez hakları üzerinde durmaktadır. Filistin halk çalışmaları, özellikle Aksa Tufanı operasyonu ve İsrail'in Gazze'ye yönelik yürüttüğü imha savaşından sonra, Avrupa halklarının Filistin davasıyla dayanışmasının artmasında merkezi bir rol oynamıştır.
İncelediğimiz kitap, son otuz yılda Avrupa'daki Filistin halk çalışmalarının deneyimini belgelendirmektedir. Özellikle Londra'daki Filistin Geri Dönüş Merkezi ve Avrupa Filistinlileri Konferansı deneyimlerine odaklanmaktadır.
Kitap beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, “Londra'daki Filistin Geri Dönüş Merkezi” başlığını taşımaktadır. Bu bölüm, Filistin Kurtuluş Örgütü ile İsrail işgali arasında imzalanan Oslo Anlaşmaları'nın yarattığı tarihi kırılma noktasını ele almaktadır. Oslo Anlaşmaları, özellikle 1948'de zorla yerinden edilmiş Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkını doğrudan tehdit ettiği için, yurtdışındaki Filistinliler tarafından Filistin halkının haklarına yönelik açık bir tehdit olarak görülmüştür.
Geri dönüş hakkını savunma ve yurtdışındaki Filistinliler arasında geri dönüş kavramını güçlendirme hedefi, birtakım Arap ve Filistinli şahsiyetleri harekete geçirmiştir. Bu fikri, Filistinlilerin geri dönüş hakkını kurumsal düzeyde savunacak bir projeye dönüştürme çabası, 1996 yılında Filistin Geri Dönüş Merkezi'nin kuruluşuyla sonuçlanmıştır. Merkez, Filistin haklarına bağlılığı yükseltmek için saha çalışmaları ve halk hareketinin temellerini atmıştır.
Doğal olarak, Geri Dönüş Merkezi akademik, araştırma, medya ve siyasi alanlarda önemli başarılar elde etmiş, bu da merkezi İngiltere ve Batı'daki Siyonist lobinin hedef listesine yerleştirmiştir.
Avrupa Filistinlileri Konferansı
"Avrupa Filistinlileri Konferansı" başlıklı ikinci bölüm, 2003 yılı baharında Cenevre Belgesi bağlamında ortaya çıkan gelişmeleri ele almaktadır. Avrupa'nın kalbinde imzalanan bu belgeye karşı Geri Dönüş Merkezi, belgenin Filistin halkının mücadelesine tehdit oluşturduğunu, fedakarlıklarına ihanet ettiğini ve geri dönüş hakkını ihlal ettiğini değerlendirerek karşı harekete geçmiştir. Bu çabalar, aynı yıl İngiltere'de düzenlenen ilk Avrupa Filistinlileri Konferansı ile taçlandırılmıştır.

Avrupa Filistinlileri Konferansı her yıl düzenlenmektedir. Konferans; Berlin (Almanya), Viyana (Avusturya), Malmö (İsveç), Rotterdam (Hollanda), Kopenhag (Danimarka), Milano (İtalya), Brüksel (Belçika), Paris (Fransa) ve diğer Avrupa kentlerinde gerçekleştirilmiştir. Bu konferansların bazılarına 22 binden fazla kişi katılmıştır. Konferans, Filistin siyasi partilerinin ötesine geçerek tüm Filistinlileri kapsayan birleştirici bir platform haline gelmiştir. Üçüncü veya dördüncü nesil olsalar bile Filistinlilerin vatanlarına dönme arzusunu temsil etmekte ve başta geri dönüş hakkı olmak üzere Filistin hakları ve değişmez ilkelerinin korunmasında temel bir rol oynamaktadır.
"Avrupa'daki Filistin Halk Çalışmalarının Başarıları" başlıklı üçüncü bölüm, son otuz yılda Filistin, Arap, Avrupa ve İslam düzeylerinde elde edilen önemli başarıları belgelemektedir. Örneğin, Avrupa'daki Filistin halk çalışmaları, Siyonist propagandayla mücadelede önemli başarılar elde etmiştir. Özellikle hukuki alanda, İsrail yanlısı grupların Filistin etkinliklerini engelleme girişimlerine karşı açılan davalarda somut kazanımlar sağlanmıştır. Bu davalar, Avrupa'da Filistin aktivizminin meşruiyetini güçlendirmiş ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini sağlamıştır.

"Avrupa'daki Filistin Halk Çalışmalarının Karşılaştığı Zorluklar" başlıklı dördüncü bölüm, ulusal, Arap, İslam ve uluslararası düzeydeki zorlukları ayrıntılı olarak belgelemektedir. İsrail işgaliyle mücadele düzeyindeki zorluklar da ele alınmaktadır. Bu zorlukların en önemlisi, Avrupa'daki örgütlü ve birleşik her türlü Filistin çalışmasını hedef alan Siyonist lobi ve onun sert kampanyalarıdır.
"Perspektifler ve Beklenen Rol" başlıklı son bölüm, özellikle Avrupa kıtasında halk çalışmalarının geleceğe yönelik perspektiflerini ve nasıl etkinleştirilebileceğini ele almaktadır. Örneğin kitap, Avrupa'daki Filistin kurumlarının, tek bir parti rengiyle sınırlı kalmayan ulusal ortaklık temelinde kurulmasını önermektedir. Bu, Filistin çalışmalarının temeli olarak ulusal birliğe inanan, farklı siyasi eğilimlerden ulusal boyutlu şahsiyetler ilkesine dayanmaktadır.
Genel olarak kitap, bazı bölümlerde daha detaylı bilgi gerektirmektedir. Örneğin, Avrupa kıtasındaki İsrail lobisi ve araçlarıyla mücadele edecek Filistin kurumlarının oluşturulmasının önemi vurgulanırken, bu hedefin Avrupa'daki mevcut karmaşık koşullar altında nasıl gerçekleştirilebileceği sorusu yanıtsız kalmaktadır.
Kitaba yönelik bir eleştiri olarak, Avrupa'daki İsrail lobisi ve onların Filistinlilere ve Filistin çalışmalarına karşı her düzeyde nasıl sert bir şekilde mücadele ettikleri konusunda daha fazla bilgi sunulabilirdi. Özellikle Avrupa'daki İsrail lobi faaliyetleri, Filistin halk çalışmalarının en önemli zorluklarından biridir. Lobinin çalışma şeklinin detaylandırılması, gelecekte Avrupa kıtasında Filistin dayanışma çalışmalarını geliştirmek ve halk çalışmalarında aktif olmak isteyenler için önemli dersler sağlayabilirdi.
Sonuç olarak, bu kitap Avrupa kıtasında otuz yılı aşkın bir süreye yayılan ulusal bir deneyimin ürünüdür. Özellikle geri dönüş hakkı olmak üzere Filistin ve Filistinlilerin hakları için yorulmak bilmeyen bir çalışmayla geçen Filistin halk çalışmalarının farklı aşamalarını belgelemektedir. Kitap, bu çalışmanın öz eleştirel bir deneyimini sunmaktadır; başarılar, zorluklar ve Filistin halk çalışmalarının gelecekte nasıl genişletilebileceği. Bu nedenle, kitap Avrupa'daki Filistin halk çalışmalarının geliştirilmesi bağlamında önemlidir ve dünyanın diğer bölgelerindeki Filistin halk çalışmaları için de yararlı olabilecek önemli fikirler ve eleştirel değerlendirmeler içermektedir.
devamını oku daha az oku
Teorisi İnşası”dır. 2006 yılında Kudüs'teki el-Kuds Üniversitesinden Siyaset Bilimi alanında lisans derecesi almış, 2009 yılında Birzeit Üniversitesinden Uluslararası Çalışmalar alanında ilk yüksek lisans derecesini ve 2013 yılında Almanya'daki Frankfurt am Main Goethe Üniversitesi ve Darmstadt Teknik Üniversitesinden Siyasal Teori alanında ikinci yüksek lisans derecesini almıştır. Akademik yayınları Journal of Middle Eastern Studies, Insight Turkey, Journal of Islamic Thought and Civilization, Dîvân ve Alternatives: Global, Local, Political gibi dergilerde yayımlanmıştır. Ana dili Arapça olan Dr. Fadi Zatari, Almanca, İngilizce ve Türkçe dillerini de akıcı bir şekilde konuşmaktadır. Araştırma ilgi alanları, etik ve siyaset, siyaset teorisi, medeniyet çalışmaları, medeniyet teorisi, İslami düşünce, klasik İslam düşünceleri ve Filistin-İsrail çatışmasıdır.