Google’dan Afrika’ya 37 Milyon Dolarlık Yapay Zeka Yatırımı

08.08.2025 - 11:20 | Son Güncellenme: 26.08.2025 - 09:44
Google tarafından yapılan duyuruya göre Afrika’ya yönelik başlatılacak 37 milyon dolarlık yapay zeka yatırımı, yüzeyde bir teknoloji devinin kurumsal sosyal sorumluluk hamlesi gibi görünebilir. Ancak bu adım, daha derin bir vizyonun ve uzun vadeli stratejik bir dönüşümün işaretlerini taşıyor. Yatırım ve gıda güvenliğinden dilsel çeşitliliğe, eğitimden veri altyapısına kadar birçok kritik alana dokunarak teknolojik gelişim ile Afrika’nın ekonomik ve sosyo-kültürel geleceğini de doğrudan etkileyebilecek potansiyele sahip. Peki bu adım, Afrika’yı küresel teknoloji ekosisteminde üretici ve söz sahibi bir aktöre dönüştürebilir mi? Yoksa kıta, dijitalleşme adı altında yeni bir bağımlılık ilişkisine mi sürükleniyor? Bu soruların yanıtı, Google’ın süreci nasıl kurguladığı, kimleri dahil ettiği ve hangi değerler temelinde yürüteceğiyle doğrudan ilişkili.
Yatırımın en büyük kalemlerinden biri olan AI for the Global Goals girişimi kapsamında ayrılan 25 milyon dolar, iklim değişikliği, kıtlık, kuraklık ve gıda güvenliği gibi sorunların çözümüne yönelik yapay zeka temelli sistemlerin geliştirilmesini hedefliyor. Bu destek, başta tarım sektöründe erken uyarı sistemleri, su kaynaklarının yönetimi, mahsul tahmini, toprak verimliliği ölçümleri gibi alanlarda çalışan sivil toplum kuruluşlarına, araştırma merkezlerine ve yerel teknoloji girişimlerine aktarılacak.
Özellikle Sahra Altı Afrika'da tarıma dayalı ekonomilerdeki riskleri azaltmak ve üretkenliği artırmak için kullanılacak yapay zeka uygulamaları büyük önem taşıyor. Bu noktada teknolojik çözümlerden bahsederken bunların yerel topluluklar tarafından kabulü ve sahiplenilmesinden de söz etmemiz gerekiyor. Çünkü herhangi bir yapay zeka uygulamasının gerçek anlamda dönüştürücü olabilmesi sosyo-kültürel bağlamla olan ilişkisiyle belirleniyor.
Sistem sürdürülebilir olacak mı?

Bu yatırımın dikkat çeken diğer bir yönü ise Afrika’daki dilsel zenginliği dijital alana taşımaya dönük girişimler. 40’tan fazla yerel Afrika dili için geliştirilecek doğal dil işleme sistemleri, konuşma tanıma araçları ve makine çeviri motorları için ayrılan 3 milyon dolarlık destek bu konuda atılan ilk büyük ölçekli adımlardan biri olma özelliği taşıyor. Bugün dünya genelinde kullanılan yapay zeka sistemlerinin büyük çoğunluğu Batı dillerine göre optimize edilmiştir. Ancak Google’ın yatırımıyla, Afrika’da dijital sistemlerde anlam üreterek bilgiye erişimdeki eşitsizliklerin azaltılmasının ötesinde, yerel bilgi üretiminin de önünü açabilir.
Yatırımın insan kaynağı boyutu da dikkate değerdir. Gana’nın başkenti Akra’da açılacak Yapay Zeka Topluluk Merkezi, teknoloji, düşünce ve iş birliği platformu olmayı hedefliyor. Bu merkez aracılığıyla geliştiricilere, genç girişimcilere ve araştırmacılara proje geliştirme, teknik eğitim alma ve küresel iş birliklerine erişim gibi fırsatlar sunulacak. Ayrıca Güney Afrika’da iki üniversiteye sağlanacak araştırma hibeleri ve 100.000 kişiye sunulacak online sertifika bursları, Afrika’nın kendi uzmanlarını yetiştirmesi açısından stratejik bir değer taşıyor. Ancak tüm bunlara rağmen oluşturulacak sistemde Afrika’da yapay zeka dışarıdan ithal edilen bir veri olarak mı kalacak, yoksa yerli uzmanlar aracılığıyla üretilen ve evrilen bir teknoloji mi olacak? Bu büyük ölçüde altyapı sorunlarına getirilecek çözümlere bağlı. Elektrik kesintileri, sınırlı internet erişimi, donanım eksiklikleri gibi temel problemler hala Afrika’nın pek çok bölgesinde yapay zeka çözümlerinin etkin biçimde kullanılmasını engelleyecek düzeyde. Dolayısıyla yalnızca yazılım geliştirmek ya da eğitim vermek yeterli değil, bu sistemlerin çalışabileceği ekosistemi kurmak da elzem. Google’ın yatırımı bu altyapı boyutuna ne ölçüde temas ediyor, henüz tam olarak açıklanmış değil. Ancak bu eksiklik giderilmeden yapay zeka uygulamalarının kapsayıcı ve adil olması beklenemez.
Gözden Kaçmasın
Dijital kolonyalizm riski
Bir diğer önemli tartışma da veri mahremiyeti ve algoritmik şeffaflık konularında yoğunlaşıyor. Afrika’nın dijitalleşme süreci, aynı zamanda kıtanın devasa veri havuzunun küresel teknoloji şirketleri tarafından erişilebilir hale gelmesi anlamını da taşıyor. Geliştirilen yapay zeka sistemleri, Afrikalı bireylerin, çiftçilerin, hastaların çıkarlarını gözetecek mi? Ya da küresel şirketlerin stratejik hedeflerine mi hizmet edecek? Yapay zeka sistemleri hangi değer yargılarına göre tasarlanıyor? Bu sorular, etik, politik ve kültürel boyutlara işaret ediyor. Veriye dayalı sistemlerde adalet, hesap verebilirlik ve toplumsal fayda gibi ilkelere uyulmadığı takdirde, yapay zeka araçlarının kıta halkları üzerinde yeni bir dijital tahakküm mekanizmasına dönüşmesi olasılık dışı değildir.
Bununla birlikte, zamanlama açısından bakıldığında bu yatırımın oldukça stratejik olduğu da gözlemleniyor. Afrika, dünya teknoloji devleri için yeni bir rekabet alanına dönüşmüş durumda. Çin, Huawei ve Alibaba gibi şirketlerle özellikle telekom altyapısı üzerinden Afrika’da ciddi varlık gösterirken; ABD ve Avrupa merkezli teknoloji şirketleri büyüyen pazara dahil olma çabasında. Genç nüfusun fazla olması, mobil cihaz kullanımındaki artış ve dijital finans sistemlerine olan adaptasyon, kıtayı giderek daha cazip bir yatırım alanına dönüştürüyor. Google’ın bu hamlesi, Afrika’daki varlığını pekiştirme ve küresel teknoloji rekabetinde stratejik bir konum elde etme amacı taşıyor olabilir. Bu noktada önemli olan yatırımların sadece ekonomik çıkarlar doğrultusunda şekillendirilmemesi ve kıtanın uzun vadeli refahı ile dijital egemenliğinin gözetilmesidir.
Google’ın Afrika’ya yaptığı 37 milyon dolarlık yapay zeka yatırımı, yüzeyde bir kalkınma projesi gibi görünse de, derinlerde dijital çağın güç dengelerini yeniden şekillendirecek bir adım niteliği taşıyor. Başarılı olup olmayacağını fon miktarlarından ziyade bu sürecin ne kadar katılımcı, şeffaf, etik değerlere duyarlı ve yerel bilgi üretimini destekleyici bir şekilde yürütüleceği gösterecek. Afrika’nın teknolojik dönüşümüne katkı sağlayacak her girişim ancak yerel halkın özne olarak sürece dahil edilmesiyle gerçek anlamda dönüştürücü olabilir. Güvenilir ve sürdürülebilir olma konusunda henüz yanıtlanmamış çok fazla soru varken bölge ülkelerinin dikkat etmesi gereken nokta; yapay zeka teknolojileri, doğru araçlarla ve yerel gerçekliklere duyarlı biçimde toplumsal ihtiyaçlar öncelenerek uygulanırsa Afrika kıtası için dijital kalkınma aracı olabileceğidir.





