Filistinli Mülteciler Ürdün'ün Kimlik İnşasına Nasıl Katkıda Bulundu?

Araştırmacı Ahmet Vefa Rende, Filistinli mültecilerin Ürdün'e göç ettikten sonra, Ürdün'ün kalkınmasına ve kimlik inşasına nasıl katkıda bulunduklarını Fokus+ için inceledi.
Ahmet Vefa Rende
Filistinli Mülteciler Ürdün'ün Kimlik İnşasına Nasıl Katkıda Bulundu
7 Şubat 2025

Savaşlar ve iç çatışmalar, ekonomik sorunlar, siyasi baskılar, doğal afetler gibi nedenlerden dolayı farklı coğrafyalarda milyonlarca insan mülteci durumuna düşmektedir. Bu mülteciler genel olarak gittikleri ülkelerde ya ikinci sınıf vatandaş durumuna düşmekte ya da baskılar neticesinde asimilasyona maruz kalmaktadır. Aynı zamanda, sosyal, ekonomik, kültürel ve hatta politik sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Başta ekonomik ve yerel ulus kimliğine sorun olacağı endişesiyle istenmeyen bu mülteciler, bazı durumlarda gittikleri ülkelerin kimliğine, tarihine, sosyal yapısına, bilim ve sanatına katkılar sağladığı görülmektedir. Birinci Nekbe’den sonra Ürdün’e göç etmek zorunda kalan Filistinliler buna en büyük örnek olarak gösterilebilir.   

İsrail’in devletleşme sürecinde Filistinlilere kaşı baskı uygulaması ve onları göç etmek zorunda bırakmasıyla birlikte binlerce Filistinli yaklaşık 76 yıldır farklı ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır. Filistinlilerin en fazla tercih ettiği ülkelerin başında ise komşuları Ürdün gelmektedir. Günümüzde sayısı 2 milyonu geçen bu mültecilerin büyük bir kısmı (Gazzeliler hariç) Ürdün vatandaşlığına sahip olmuşlardır. Filistinli mülteciler Ürdün’de yeri geldiğinde birtakım sorunlarla karşılaşmalarına rağmen artık Ürdün’ün nüfus, ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda temel bileşeni haline gelmiştir. Peki, Filistinliler 76 yıl önce misafir olmaya başladıkları Ürdün’ün kalkınmasına ve kimlik inşasına ne şekilde etki etmişlerdir? Eğitimden sanata kadar Ürdün’ün gelişimine ne şeklide katkıda bulunmuştur?  

Siyasi ve kamu alanlarında Filistinliler  

Yüksek eğitim oranına sahip olan Filistinliler gittikleri ülkelerin gelişimine destek olurken, Ürdün’de de birçok alanda kalkınmanın öncüsü olmuşlardır. Ürdün’e mülteci olarak gelen Filistinliler zamanla önemli görevlerde sorumluluk almışlar ve Ürdün’ün gelişiminde etkili olmuşlardır. Buna Filistin asıllı Rima Halef örnek olarak gösterilebilir. Ürdün’de Sanayi ve Ticaret Bakanı, Planlama Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev yapan Halefi, Ürdün’ün küresel bilimsel araştırma haritasına yerleştirilmesine doğrudan katkıda bulunmuştur. Bu sayede, İngiliz “Financial Times” gazetesi, onu Arap dünyasında BM Kalkınma Programı’nın bölgesel ofisi tarafından yayımlanan bir dizi insan gelişim raporundaki çabalarını takdir etmiş ve onu geçtiğimiz on yılı şekillendiren en etkili 50 figür arasında göstermiştir.  

Ürdün siyasi hayatında etkili olan Filistinlilerin başında gelen Ürdün’ün ilk İslam Partisi’nin eski başkanı ve genel sekreteri ve aynı zamanda bir eğitimci olan İshak al-Ferhan 1970 yılında hükümete dahil olmuş ve Ahmed al-Lawzi hükümetinde eğitim müfredatının yeniden formüle edilmesini denetlemiş ve müfredat değişikliğinin anadil eğitiminin kimlik üzerindeki etkisini göstermiştir. Yine, Filistin asıllı siyasetçi ve akademisyen olan Ahmed Toukan, Ürdün’de FKÖ’nün kovulmasına yol açan Kara Eylül olaylarının patlak verdiği dönemde Başbakanlık yaparken, aynı zamanda bir akademisyen olarak Ürdün’e kültürel ve bilimsel çalışmalarıyla katkıda bulunmuştur.  

Ürdün’ün eğitim ve bilimsel hayatına katkıları  

Eğitimli bir nüfustan oluşan Filistinliler geleneksel olarak bedevi kültürüne sahip olan Ürdün’ün eğitim ve bilim hayatına önemli katkılarda bulunmuşlardır. Nekbe’den sonra gelen Filistinliler bir taraftan Ürdün’de okullarda öğretmenlik yaparken, bir taraftan Ürdün’de birçok okul ve üniversitenin kuruluşunda büyük rol oynamışlardır. Bu üniversitelerin başında ise Ürdün Üniversitesi ve Yarmuk Üniversitesi gelmektedir. Ürdün Üniversitesi’nin kuruluşunda yukarıda da bahsedildiğini Filistinli siyasetçi ve akademisyen Ahmed Toukan etkili olurken, Yarmuk Üniversitesi’nin kuruluşunda Filistinli akademisyenler üniversitede farklı disiplinlerin oluşturulmasında etkin rol oynamışlardır.    

Filistinliler bilim alanında da Ürdün’de önemli işlere imza atmışlardır. Bunu en önemli örneklerinden biri ise Davud Hananya’dır. Kudüs’te yaşayan bir Hristiyan aile olan Hananya ailesi 1950’lilerin başında Ürdün’e göç etmiştir. Ürdün silahlı kuvvetlerinde eski bir Korgeneral olan Davud Hananya tıp eğitimi için İngiltere’ye gitmişti. Eğitimini tamamlamasıyla birlikte Ürdün’e geri dönen Hananya, 1985’te gerçekleştirdiği açık kalp ameliyatı ile hem Ürdün hem de Ortadoğu’da ilk başarılı açık kalp ameliyatını gerçekleştiren kişi olmuştur.   

Ürdün ekonomisine katkıları   

Eğitime, bilime, sanata ve ticarete yatkın olan Filistinliler ekonomik anlamda da Ürdün’e önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Bu hizmetleri sadece Ürdün’e işgücü sağlaması bakımından düşünmemek gerekmektedir. Nitekim, zengin Filistinli aileler Nekbe’den sonra başta Ürdün olmak üzere bölge ülkelerinde büyük şirketlerle ekonomiye katkıda bulunmuşlardır. Buna örnek olarak Shoman ailesinin faaliyetleri gösterilebilir. Ortadoğu’nun en etkili finans kuruluşlarından biri olan Arap Bankası’nın kuruluşunda öne çıkan ailelerden olan Shoman ailesi Nekbe’den sonra Arap Bankası’nın merkez ofisini Amman’a taşımıştır. Dünya’daki en yaygın Arap finans kuruluşlarından biri olan söz konusu banka, 1989’da Ürdün dinarına verdiği destekle ülkenin ekonomik kriz batağına saplanmasına engel olduğu belirtilmektedir. Aynı zamanda, Shoman ailesi 3 binden fazla Ürdünlüye iş imkanı sunarak Ürdün ekonomisine önemli hizmetler sunmuştur.   

Ürdün’ün gelişimine ve ekonomisine destek veren önemli Filistinli kuruluşlardan bir diğer ise Nukul Grup olmaktadır. Filistin’de Remle kökenli Elia Nukul, Nekbe’den sonra ailesiyle birlikte Ürdün’e yerleşmiş ve Alqattan ailesiyle birlikte ithalat yapmaya başlamıştır. Filistinlilerin Ürdün’e göçleriyle birlikte ticaretini arttırmıştır. İşlerin ilerlemesiyle birlikte 1952’de Elia ve kardeşleri Farah ve George Nukul Kardeşler Şirketini kurmuşlardır. Ürdün’den başlayarak bölgede ticari faaliyetlerini yaygınlaştıran Nukul Grup bugün Ürdün ekonomisine büyük hizmetler vermektedir. Nitekim, otomotiv, bankacılık, sigorta, gayrimenkul, mühendislik ve gıda sektörlerinde faaliyetlerine devam eden şirket 5 binden fazla Ürdünlüye iş imkanı sağlamaktadır.   

Sanat alanında hizmetleri   

Sanat alanında da birçok Filistinli mülteci Ürdün’ün farklı sanat dallarına dokunmuş ve Ürdün’de kimlik inşasına katkıda bulunmuşlardır. Bu bağlamda ilk olarak 1946’da El Halil’de doğan ve 1967’de Arap-İsrail Savaşından sonra Ürdün’e göç eden yazar ve şair İzzeddin Manasra örnek olarak gösterilebilir. Hayatı boyunca alanında birçok ödül alan Manasra, modern Arap şiirinin ve kültürel eleştiri metodolojisinin gelişimine katkıda bulunmuştur. Bunu yanında edebiyat alanında Cemal Naci, İbrahim Nasrallah, İbrahim Saafin gibi birçok yazar Ürdün’de edebiyatın gelişimine katkıda bulunmuş ve birçok ödüle aday gösterilmişlerdir.   

Mimari alanda ise Ürdün’ün mimarisine önemli dokunuşlar yapan Filistinli Cafer Toukan’ı örnek olarak gösterebiliriz. 1938’de Kudüs’te doğan Toukan, 1970’lerde Lübnan’da Amman’a taşınmış ve Amman Belediyesi, Ürdün Müzesi ve Akabe’de Çocuk Köyü tasarımlarıyla Ürdün mimarisine katkıda bulunmuştur. Bu örnekleri farklı alanlarda farklı isimlerle genişletmek mümkündür.  

Sonuç olarak 1946 yılında bağımsızlık kazanan Ürdün’ün yapısına bakıldığında bu süreçte göçebe-bedevi topluluklarının yaygın olduğu ve çöllerde çadırlarda hayvancılıkla ilgilenen Ürdün’de eğitim düzeyi oldukça kısıtlıydı. Dolayısıyla, bağımsızlığını kazandıktan sonra kimlik inşa süreci daha yeni başlama evrelerindeydi. Bu süreçte, Filistinlilerin yoğun bir şekilde Ürdün’e göç etmesiyle birlikte kimlik inşa sürecinde Filistinliler gerek eğitim seviyeleri gerek kültürel yapıları ile Ürdün’e farklı alanlarda önemli katkılar sağlamış ve hep birlikte bir Ürdün kimliğinin inşasını başlatmışlardır. Bu örnek, mültecilerin gittikleri ülkelerde sadece olumsuz göstergelerde yer almadığını, aynı zamanda gittikleri ülkelerde bir kültür ve kimlik inşasına ne şekilde etki edebileceğini göstermesi bakımından önemlidir.    

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.