Bulgaristan Türklerinin Göç Yılları: YTB “Sürgün ve Hafıza”yı Duyurdu
II. Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın müttefiki olan Bulgaristan, Almanların yenilgisi netleşince bir hükümet darbesiyle SSCB’nin tarafına geçti. 9 Eylül 1944’teki darbe sonrası Bulgaristan’da Sovyet tipi bir cumhuriyet kurulmaya başlandı. En önemli değişikliklerden biri tarım arazilerinin kamulaştırılmasıydı. Nüfusun büyük kısmı köylerde yaşıyor ve küçük ölçekli tarımla geçim sağlıyordu. Yeni iktidar, Nisan 1945’te tarım kooperatiflerinin (TKZS) kurulmasını kararlaştırdı. Her ne kadar kooperatiflere giriş gönüllülük esasına dayandırılsa da uygulamada zor ve şiddet kullanıldı; topraklar, tarım araçları ve hayvanlara el konuldu. Bu süreç, köylülerin tepkisine rağmen 1959’a kadar devam etti…
1989 yılına gelindiğinde ise tam bir facia gerçekleşti. Yüzyıllardır Varna’da, Burgaz’da, Kırcaali’de, Şumnu’da yaşayan yüz binlerce Türk, isimlerini ve kimliklerini değiştirmeye, asimilasyona boyun eğmeye ve göç etmeye zorlandı. 350 binden fazla Bulgaristan Türk'ü göç etti. Toprakları, mülkleri ellerinden alınıp kamulaştırılan Türkler, 1990 yılındaki yönetim değişikliğinin ardından mahkemelerin yolunu tutmaya başladı…
Öte yandan, 11 Ocak 2012’de Bulgaristan Parlamentosu tarafından da zorunlu asimilasyon ve 1989 zorunlu göçü “etnik temizlik” olarak tanımlanarak kınandı. Aynı zamanda parlamento bu politikanın failinin “totaliter komünist rejim” olduğunu ifade etmişti.
“Sürgün ve Hafıza” kitabı çıktı!
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Bulgaristan’da 1984-1989 yılları arasında zorla uygulanan asimilasyon politikaları ve zorunlu göç konusunda dikkate değer bir çalışmaya imza attı.
İlgili çalışmaları, “Sürgün ve Hafıza” isimli kitapta toplayan YTB; Bulgaristan’ın sosyalizme girişi ve tarım arazilerinin kooperatifleştirilmesi sürecini, Komünist Parti’nin Türkleri kooperatifleşme için ikna çabalarını, kooperatiflerin kurulmasının Türkler arasındaki sosyoekonomik sınıf yapısına etkisini, tarım arazilerinin kooperatifleştirilmesi sürecinin 1950-1951 göçlerine etkilerini kaleme aldı.
YTB Başkanı Abdullah Eren, sosyal medya platformu X’te (Twitter) kitaba dair bir paylaşım yaptı. “Bundan tam 40 yıl önce, tarihler 24 Aralık 1984’ü gösterdiğinde komünist Bulgar yönetimi sistematik olarak uyguladığı asimilasyon politikasında yeni bir aşamaya geçmiş soydaşlarımızın isimlerini ve Türk kimliklerini zorla değiştirmeye başlamıştı.” diyen Abdullah Eren, “Sürgün ve Hafıza” isimli kitabın çıktığını şu sözlerle duyurdu:
“O dönem Bulgaristan Türklüğü için acı dolu hatıraların; baskı, yıldırma ve sürgün politikalarının zirve yaptığı bir zaman dilimi olarak hafızalarda kaldı. YTB olarak biz de Bulgaristan Türkü soydaşlarımızın 1989 yılında Türkiye’ye zorunlu göçü sırasında yaşadıklarını tarihe bir not olarak düşmek için ‘Sürgün ve Hafıza’ adını verdiğimiz bu kitapta topladık.”
Kitabın PDF’ine buradaki linkten ulaşabilirsiniz.