Batılı Seyyahların Gözünden Osmanlı’da Ramazan



Batılı Seyyahların Gözünden Osmanlı’da Ramazan

“Orucunu bozup bozmama konusunda kararsız olan çoğu kişi, orucu bozmak için yeterli bir sebep bulamamalarından dolayı hem vicdanlarını tatmin etmek hem de kolaylık olması bakımından günlerinin çoğunu uyuyarak geçirirler.”

“İşçi ve tamirciler zorunluluk dolayısıyla alışık oldukları üzere işlerine devam ederler. Her zamanki işlekliğinde olmasa da çarşılar açıktır ve alışveriş devam eder. Fiziki bir durgunluk hakimdir. Daha da dindar olanlar ise zamanlarının çoğunu camide veya evlerinde Kuran okuyarak geçirirler.”
Horatio Southgate
Amerikalı Misyoner
(1840’lı yıllar)

“Fakir olan Türkler günlük ekmeklerini kazanmak için kızgın güneşin altında çalışmak zorundadır. Su içmekten mahrum olan bu insanlar halsiz ve hatta hasta düşerler.”

“Durumu iyi olanlar gece boyunca ziyafet çekebilir ve kıyı kenarındaki serin evlerine kapanabilirler. Onlar için Ramazan gecenin gündüze, gündüzün de geceye dönmesinden başka bir şey değildir.”
Charles Macfarlane
İskoç Yazar
(1847)

“Oruçların açılmasının ardından herkes iftarını hızlandırır, ilk yemek gelir. Yeme içme konusunda aşırıya kaçmayan Doğulu sıradan bir kimsenin iştahla yediği tek zaman budur. Tatlılar eti, et tatlıları birbiri ardına takip eder.”

“İftar sonrası esnaf, “Buyurun”larla yoldan geçenleri dükkânlara davet eder. Baskı, itiş kakış, bağırıp çağırma ve aşırılık yoktur. Muhtemelen bu da bütün olup bitenin en muhteşem kısmıdır ve sanki 1001 Gece Masallarının 1002.sine şahit oluyormuşsun gibi mistik bir hava izlenimi verir.”
Emelia Macerone
(Sir Edmund Grimani Hornby’nin Eşi)
(1857-1862)