Antik Dünyanın En Büyüğü Olan İskenderiye Kütüphanesi Hakkında Ne Biliyoruz?

Antik İskenderiye Kütüphanesi, 2 bin 300 yıl önce bir bilim ve kültür merkezi olarak kurulmuş ve antik dünyanın en büyük bilgi hazinesi haline gelmiştir. Modern İskenderiye Kütüphanesi ise bu mirası yaşatmak için 2002'den beri bilgi ve kültürün öncü adreslerinden biri olmayı sürdürüyor.
Antik Dünyanın En Büyüğü Olan İskenderiye Kütüphanesi Hakkında Ne Biliyoruz
15 Ocak 2025

Akdeniz kıyısında yer alan antik İskenderiye Kütüphanesi, 2 bin 300 yıldan fazla bir süre önce bilim ve kültür merkezi olarak kuruldu. Şehre adını veren Büyük İskender’in halefleri tarafından kurulan müzede, Homeros’un eserleri ve en ünlü Yunan filozofu Aristoteles’in kütüphanesi de dahil olmak üzere, o dönemde 700 bin cilde ulaşan antik dünyanın en büyük kitap koleksiyonu bulunuyordu. 

Kütüphane fikrinin Büyük İskender’den geldiğini iddia edilse de bu tartışmalıdır. Tarihi kayıtlar kütüphanenin ilk kurucusu olarak Ptolemaios hanedanının (MÖ 323-282) kurucusu Ptolemaios I Soter’i gösterir. 

Kütüphanenin gerçek kurucusu olarak anılan kişi, MÖ 285’ten 246’ya kadar Mısır’a hükmeden Ptolemaios kralı II. Ptolemaios Filedelfos’dur. 

Ptolemaios kütüphaneyi Mısır ve Yunan el yazmalarıyla doldurmaya başladı ve dünyanın dört bir yanından bilginleri Mısır’ın başkentinde yaşamaya ve çalışmaya davet etti. Bu bilginler kütüphaneye el yazmalarıyla katkıda bulundukça kütüphane büyüdü. Ptolemaios’un bu konudaki hırsı sadece bilginlerden el yazmaları ve kitaplar toplamakla sınırlı değildi, dünyadaki her kitabın bir kopyasına sahip olmak istiyordu. 

İskenderiye Limanı’na yanaşan tüm gemilerin taşıdıkları kitapları, saklanmak ve kopyalanmak üzere teslim etmelerini öngören bir yasa çıkardı. Bu çabalar sonucunda kütüphanedeki kitapların sayısı 700 bine ulaştı. Bu da İskenderiye Kütüphanesi’ni antik dünyanın en büyük kütüphanesi ve tüm zamanların en büyük bilim merkezlerinden biri haline getirdi.   

Bilim tarihine tanıklık etmek 

İskenderiye Kütüphanesi prestijini sadece satın alınan ya da tercümesi yapılan kitaplardan değil, aynı zamanda bilim insanlarına kendilerini bilim ve araştırma işlerine adamaları için uygun bir ikametgah sağlamasından aldı. 

Bu bilim insanları zamanlarının en karmaşık sorularını yanıtladı ve bilime daha önce kapalı olan yolu açarak, çığır açıcı keşiflerde bulundu. 

Kütüphaneye bilimsel katkılarda bulunan bilim insanları arasında dünyanın çevresini ve çapını ilk hesaplayan Eratosthenes, bugün hala üzerinde çalışılan birçok matematik kuralını ortaya koyan Öklid, insan anatomisinin anlaşılmasına ve organların işlevlerinin belirlenmesine katkıda bulunan anatomist Herophilus gibi birçok bilim insanı ve kaşif yer aldı. 

Kütüphane sadece bir öğrenim merkezi değil, aynı zamanda Tevrat’ın beş dile çevrildiği bir tercüme alanıydı. 

İskenderiye Kütüphanesi, V. Ptolemaios döneminde önemli bir bilgi merkezi olarak konumunu korumak için tekelci bir politika izledi. Bu politikalardan biri, o dönemde yazı yazmak için yaygın olarak kullanılan papirüsün ihracatını yasaklamaktı. Bu yasağın amacı Anadolu’daki (şimdiki İzmir) Pergamon Kütüphanesi’nin (Bergama) papirüs elde etmesini engellemek ve böylece rekabet gücünü azaltmaktı. 

Bu yasağın bir sonucu olarak, Bergama sakinleri papirüse alternatif olarak hayvan derisinden yapılan bir kağıt olan parşömeni kullanmaya başladı. Bu yeniliğin büyük bir etkisi oldu, çünkü parşömen birçok kültürde önemli bir yazı malzemesi haline geldi ve İngilizce parşömen (parchment) kelimesinin temelini oluşturdu. 

Kütüphane ne zaman ve neden ortadan kayboldu? 

İskenderiye Kütüphanesi’nin tarihi, inşa edildiği dönemden yok oluşuna kadar gizemlerle doludur. İçindeki birçok keşif ve bilgiye erişebilmemize rağmen, tüm kitapları ve el yazmaları kütüphanenin yok olmasıyla birlikte kayboldu. 

Araştırmacılar kütüphaneye ne olduğuna ilişkin soruya farklı yanıtlar veriyor. İskenderiye Kütüphanesi’nin ortadan kaybolmasının tek bir nedeni olup olmadığına net bir yanıt bulunamadığı gibi yok olmasına dair belirli bir zaman da saptanamadı. 

Kütüphanenin, muhtemelen farklı dönemlerde çeşitli yıkım olaylarına maruz kaldığı düşünülüyor. Bu düşüncelere göre, MS 48 yılında Ptolemaios döneminin son hükümdarı Kleopatra’yı desteklemek için İskenderiye’ye giren Julius Caesar’ın neden olduğu yangınların yanı sıra Hıristiyanlığın MS 60 yılında İskenderiye şehri üzerinden Afrika kıtasına girmesi ve Hristiyanlar ile Romalılar arasındaki çatışmaların başlaması, kütüphanenin yıkılmasına ve giderek ihmal edilmesine yol açtı. 

MS 380’de, Hristiyanların zaferinden sonra Roma İmparatorluğu’nun resmi dini olarak Hristiyanlık ilan edildi. 

Kral Theodosius, İskenderiye Kütüphanesi’ne ait küçük bir kütüphane ve son izleri olduğuna inanılan Serapeum da dahil olmak üzere Mısır’daki put tapınaklarını yıkan bir dini fanatizm dalgasında pagan dinlerin uygulanmasını yasaklayan bir kararname yayınladı. Böylece bu bilgi hazinesi ve son izleri, MS 400 civarında, insanlık tarihinde büyük bir uygarlık boşluğu bırakarak tarih kayıtlarından tamamen kayboldu.  

Modern kütüphane 

Antik İskenderiye Kütüphanesi, yok oluşundan bin 600 yıl sonra bile sadece antik dünyanın en büyük kütüphanesi olduğu için değil, aynı zamanda bir bilim ve bilgi merkezi olduğu için de bugün tüm akademisyenler ve araştırmacıların zihnindedir.   

Bu fikirden ilham alan Modern İskenderiye Kütüphanesi, 2002 yılında orijinal kütüphaneye yakın bir alanda inşa edildi. Dünyanın en büyük kütüphanelerinden biri olan kütüphane, araştırmacılar ile akademisyenler için önemli bir merkez haline geldi.  

Kütüphane, araştırma kitaplarını online erişim için dijital ortama aktaran “Milyon Kitap” projesi ve Mısır’ın 5 bin yıllık mirasını sergileyen patentli bir proje olan “Culturama” interaktif salonu aracılığıyla kütüphanenin antik mirasını modern yollarla canlandırmayı amaçlıyor. 

Büyük bir konferans merkezi, dört sanat galerisi, 15 sergi ve sekiz araştırma merkezi bulunan yeni İskenderiye Kütüphanesi’nde, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait objelerin sergilendiği bir arkeoloji müzesi yer alıyor. 

İskenderiye Kütüphanesi, Kongre Kütüphanesi gibi dünyanın en büyük 30 kütüphanesini bünyesinde barındıran Uluslararası Kütüphane Dernekleri ve Kuruluşları Birliği’ne (IFLA) katıldı. 

Fransa, kütüphaneye bilim, edebiyat, tarih ve coğrafya gibi çeşitli alanlarda yarım milyon Fransızca kitaptan oluşan eşi benzeri görülmemiş bir kültürel bağışta bulundu. 

İskenderiye Kütüphanesi, bu bağışla birlikte New York Kütüphanesi’nden sonra dünyanın en zengin ikinci Frankofon kütüphanesi oldu ve Cenevre Kütüphanesi gibi prestijli kütüphaneleri geride bıraktı. 

Bu başarılarla kütüphane, dijital çağda öncü bir kurum, hoşgörü ve kültürel diyalog değerlerini yaymak için küresel bir forum olarak rolünü yeniden teyit ederek, bilgi ve kültür feneri olmaya devam ediyor.