Katar NATO’da Tam Üyeliğe Sahip Olabilir Mi?
Katar ile Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) arasındaki ilişkiler, özellikle jeopolitik dönüşümler ve dünyanın karşı karşıya olduğu artan güvenlik sorunları ışığında, son yıllarda dikkate değer bir gelişmeye tanık oldu.
Doha, bir grup ortak anlaşma ve program aracılığıyla, bölgesel ve uluslararası güvenlik konusundaki işbirliğinde kilit bir aktör olarak rolünü güçlendirmeyi amaçlıyor.
Katar Genelkurmay Başkanı Korgeneral Salem Bin Hamad Aqeel En-Nabet’in 12 Eylül’de NATO karargahına yaptığı ziyaret de bu çerçevede değerlendirilebilir.
Katar ve NATO arasında askeri işbirliği
Katar’ın batısında yer alan, ABD ve İngiltere’nin askeri kuvvetlerine ev sahipliği yapan El Udeid Hava Üssü, Katar ile NATO arasındaki askeri işbirliğinde en önemli noktalardan biri olarak kabul ediliyor.
Öte yandan Katar’ın, ABD liderliğindeki DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’ndaki rolü açısından stratejik bir merkez olan El Udeid Hava Üssü, aynı zamanda NATO’nun bölgedeki askeri varlığı için güçlü bir altyapı sağlıyor.
Başkent Doha’dan 40 km mesafede yer al El Udeid Hava Üssü, Orta Doğu’daki NATO operasyonları ve periyodik eğitimleri için de önemli bir merkez oluşturuyor.
Tüm bunlar, Doha ile NATO arasındaki askeri operasyonlar ve stratejik planlama düzeyindeki işbirliğinin derinliğini yansıtıyor.
Ayrıca Katar son yıllarda silahlarını modernize edip, ordusunu geliştirerek askeri yeteneklerini güçlendirmeye odaklandı.
Savunma Bakanı Halid el-Atiyye ise yaptığı birçok açıklamada, devletin stratejik hedeflerini destekleme konusunda modern silahlanmanın önemine vurgu yaptı.
Katar’ın tüm bu çabaları da NATO ile yakın işbirliğini gösteriyor.
Bu bağlamda, işbirliğini güçlendirme ve geliştirme yollarını tartışmak amacıyla Katarlı yetkililer ile NATO liderleri arasında çeşitli toplantılar gerçekleştirildi.
İstanbul İşbirliği Girişimi
Katar ile NATO arasındaki ilişkiler, Doha’nın 2005 yılında katıldığı İstanbul İşbirliği Girişimi (İİG) kapsamında yer alıyor.
NATO, 2004 yılında söz konusu girişimi başlatarak, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri ile daha yakın ilişkiler kurma yönünde kararlı bir adım attı.
Bu girişim, NATO ile girişime üye olan ülkeler arasındaki savunma ve güvenlik işbirliğini geliştirerek, Körfez bölgesinde güvenlik ve istikrarı artırmayı amaçlıyor.
Tarafların arasındaki işbirliği askeri eğitim, savunma sektörü reformu ve enerji güvenliği gibi birçok alanı kapsıyor.
Öte yandan, Katar’ın 2018 yılında NATO ile güvenlik anlaşması imzalaması, tarafların ortak tehditlerle mücadele yeteneklerini artırmak üzere, aralarında hassas bilgi alışverişinin güvence altına alınmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Katar ve NATO, aynı yıl Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani’nin Brüksel’deki NATO karargahına yaptığı ziyaret sırasında askeri ve güvenlik işbirliğine ilişkin başka anlaşmalar da imzaladı.
Küresel bir diplomatik aktör olarak Katar
Katar’ın uluslararası alanda oynadığı diplomatik rol, NATO ile ilişkilerinin güçlenmesini destekleyen faktörlerden biri olarak görülüyor.
Afganistan hükümeti ile Taliban arasındaki “Afgan barış görüşmelerine” ev sahipliği yapan Doha, bölgesel ve uluslararası konularda etkili bir diplomatik merkez olarak kabul ediliyor.
Bu rol Katar’a NATO ile işbirliği çerçevesinde avantaj sağladı. Ülkenin yürüttüğü bu diplomatik hamleler ise Katar’ın NATO ile işbirliği programlarından faydalanmasına yardımcı olabilir.
NATO’ya tam üyelik statüsü zaman ve sürekli diplomatik çaba gerektirse de, Katar’ın attığı bu adımlar taraflar arasındaki iş birliğinin uzun vadede daha da güçlenebileceğine işaret ediyor.
NATO dışı önemli bir müttefik
Katar, ABD’nin gelişmiş askeri teçhizatı ve modern teknolojisine erişim gibi savunma ve güvenlik alanında kendisine birçok avantaj sağlayan “ABD’nin NATO dışı önemli müttefiki” statüsüne sahip oldu.
Çağdaş Orta Doğu Siyaseti Profesörü Mahjoub Al-Zuwairi'e göre bu statü her ne kadar NATO ile ortak savunma anlaşmasını içermese de Katar’a bu ittifaktan askeri ve lojistik destek alması için kapıyı açıyor.
Katar’ın bu durumdan yararlanarak savunma yeteneklerini güçlendirdiğini dile getiren Al-Zuwairi, aynı zamanda Batılı ülkelerle ilişkilerini derinleştirdiğini ve söz konusu ülkelerin Katar’a diplomatik rolünden ötürü memnuniyet duyduklarını ekledi.
Bu hamleleri de, güvenlik ve istikrar konularında önemli bir aktör olarak bölgesel ve uluslararası konumunun güçlenmesine katkıda bulunuyor.
Geleceğe bakış
Katar ile NATO arasındaki yakın işbirliği devam ettikçe, taraflar arasındaki ilişkilerde “ittifaka tam üyelik veya güvenlik ve askeri işbirliğinin artırılması” düzeyinde yeni gelişmelere tanık olabiliriz.
Yeni tehditler ortaya çıktıkça Katar, Körfez ve dünyada güvenlik ve istikrarı artırmayı amaçlayan stratejik ittifaklar yoluyla bölgedeki nüfuzunu genişletecek bir konumda kalmaya devam ediyor.
Sonuç olarak, Katar’ın karşı karşıya olduğu en büyük zorluk ister askeri işbirliği, ister bölgenin karşı karşıya olduğu stratejik konular olsun, NATO’dan daha fazla destek almak için diplomatik nüfuzunu ne ölçüde kullanabileceğidir.