Suriyeli Askeri Uzman: Ruslar Müdahale Etmediği Sürece Muhalifler Şam’a Doğru İlerleyebilecek

Suriyeli askeri strateji uzmanı Abdulcabbar Akidi, “Saldırganlığı Caydırma Operasyonu’nun”, Suriye rejiminin tüm ateşkes anlaşmaları ve gerilimi azaltma bölgelerini ihlal etmesinin yanı sıra Türkiye, Rusya ve İran tarafından desteklenen Astana anlaşmalarını hiçe saymasına bir yanıt olarak düzenlendiğini söyledi.
Tasaheel Abukmeil
Suriyeli Askeri Uzman: “Saldırganlığı Caydırma Operasyonu” SDG’yi Türkiye Sınırından Uzak Tutmayı Amaçlıyor
4 Aralık 2024

Konuya ilişkin Fokus+’a özel açıklama yapan Abdulcabbar Akidi, Türkiye’nin defalarca rejimi bu anlaşmalara uymaya ikna etmeye çalıştığını ancak rejimin İdlib ve kırsalı, Halep kırsalı ve sahil kasabaları gibi bazı şehir ve köyleri hedef alarak anlaşmaları her gün ihlal etmeye devam ettiğini vurguladı.

Esed güçlerini caydırmak

Rejimin uzlaşmaz bir tutum sergilediğinin altını çizen Akidi, Cenevre’deki siyasi sürece katılmayı reddettiği gibi anayasal sürece dahil olmayı da kabul etmediğini belirtti. Buna ek olarak rejimin, “geçiş dönemi yönetim organı, anayasa komitesi, seçimler ve terörle mücadeleyi” içeren dört maddeyle birlikte başta 2254 sayılı karar olmak üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına uymayı da reddettiğini ifade etti.

Akidi’ye göre Beşşar Esed’in Halep Uluslararası Havaalanı ve Kuvayris yakınlarındaki birçok bölgeyi Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) teslim etmesinin ardından PKK ve Suriye kolu YPG ile yakın ilişkisi ve terörizmin önemli bir destekçisi olduğu ortaya çıktı.

Ayrıca rejim, Suriye topraklarından Arap ülkelerine büyük miktarlarda uyuşturucunun gitmesi sonucu komşu ülkelerin bundan etkilenmesi nedeniyle uluslararası alanda kötü bir üne sahip oldu.

Akidi, rejimin 2012’de Ayn el-Arap, Haseke ve Kamışlı gibi bölgeleri YPG terör örgütüne teslim ederek aynı şeyi yaptığını da belirtti.

Muhaliflerin düzenlediği son askeri operasyonun, Esed güçlerini caydırmayı, mutabık kalınan bölgelerden uzak tutmayı, ayrıca yeni bölgeleri kurtarmayı ve yerinden edilmiş Suriyeliler için güvenli bir bölge oluşturmayı amaçladığını söyledi. 

Akidi, Türkiye’nin 2012’den bu yana topraklarına yönelik mülteci akınını azaltmak için Suriye’de güvenli bir bölge kurmaya çalıştığını da dile getirdi.

Devrimin kazanımları

Akidi, Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) bünyesindeki Askeri Operasyonlar Birimi’nin, rejim güçleri, İranlı milisler ve Hizbullah’ı Halep şehri, kırsal bölgeleri ve İdlib kırsalı dahil olmak üzere birçok bölgeden çıkarmayı başardığını ve askeri operasyonun önemli başarılar elde ettiğini söyledi.

Bu bölgelerin kurtarılmasının, Suriye muhalefetinin konumunu siyasi ve coğrafi olarak güçlendirdiğini vurgulayan Akidi, Halep’in Suriye’nin önemli bir ekonomik ve tarihi merkezi olduğuna dikkat çekerek, “Bu da muhalefete diğer ülkelerle olan siyasi ilişkilerinde ilave bir güç kazandırmaktadır” dedi.

Bölgesel ve uluslararası fikir birliği

Yaşananların bölgesel ve uluslararası mutabakatların bir parçası olduğunu belirten Akidi, bu süreçte Rus savaş uçaklarının görülmediğini ya da sadece sınırlı bir şekilde katılım gösterdiğini belirtti.

Bu durumun da, bölgesel ve uluslararası taraflar arasındaki fikir birliğini yansıttığını ekledi.

Türkiye’nin devrim ve Suriye halkının stratejik bir müttefiki olduğunu dile getiren Akidi, “Bu nedenle Türkiye, bu konunun ele alınması ve Suriye halkıyla ilgilenilmesinde çok önemli bir rol oynadı. Son açıklamalarla da Halep ve halkını destekleme konusundaki kararlılık teyit edildi.” dedi.

Terörü sınırlardan uzak tutmak  

Söz konusu askeri operasyonun Türkiye’nin ulusal güvenliğini arttırdığını vurgulayan Akidi, Türkiye’nin bu sayede İranlı milisleri ve Suriye’nin kuzeyinde 51 köyü işgal eden SDG milislerini (YPG-PKK) sınırlarından uzak tutmayı amaçladığını ifade etti.

Muhaliflerin düzenlediği operasyonun, terör örgütünün bulunduğu diğer yerleri de kapsayacak şekilde genişletilebileceğini de ekledi.

Yerinden edilmiş kişiler ve mülteciler konusuna değinen Akidi, yüz binlerce Suriyelinin artık Halep şehrine geri döneceğini söyledi.

Suriye’nin en büyük ikinci şehri olan Halep’in komşu ülkeler ya da kamplardan geri dönen çok sayıda kişiyi kabul edebilecek kapasitede olduğunun da altını çizdi.

Suriyeli askeri uzman, Halep’in yanı sıra Maarat Numan, Sarakib, Han Şeyhun, Morek ve İdlib kırsalının da yaklaşık üç ila dört milyon yerinden edilmiş kişi ve mülteciyi barındırabileceğini söyledi.

Rejimi devirmek

Akidi, Suriyeli grupların Halep şehrini kurtarmakla yetinmeyeceğini, rejimi devirmeye ve İran ve Hizbullah milisleri de dahil olmak üzere tüm yabancı milisleri kovmaya çalışacağını söyledi.

Ruslar müdahale etmediği takdirde muhalif grupların elde ettikleri tüm kazanımları koruyabileceklerini, ele geçirdikleri bölgeleri muhafaza edebileceklerini ve Şam’a doğru ilerleyebileceklerini de ifade etti.

Suriyeli askeri uzman açıklamasının sonunda, İranlı milislerin uluslararası koalisyondan ağır darbeler alması ve Lübnan’daki son savaşın ardından Hizbullah’ın zayıflayarak İsrail’e teslim olmasıyla birlikte rejimin askeri kabiliyetlerinde açık bir çöküş yaşandığını da sözlerine ekledi.