Mısırlı Diplomat: Mısır ve Türkiye Bölgesel Krizlerin Çözümünde Yapıcı Bir Rol Oynayabilir

Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, Fokus Plus’a yaptığı özel açıklamada, Türkiye’nin Filistin meselesinin adil bir çözümüne destek vermenin yanı sıra Mısır ile birlikte Sudan krizinin kontrol altına alınmasına güçlü bir şekilde katkıda bulunma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.  
Muhammed Ata  
Mısırlı Diplomat Mısır ve Türkiye Bölgesel Krizlerin Çözümünde Yapıcı Bir Rol Oynayabilir
1 Mart 2025

Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, Mısır ve Türkiye’nin, başta Sudan krizi ve Filistin meselesi olmak üzere bölgesel krizlerin çözümünde olumlu ve yapıcı bir rol oynayabileceğini vurguladı.   

Büyükelçi Halime konu hakkında Fokus Plus’a yaptığı özel açıklamada, “Türkiye, bölgede ağırlığı ve nüfuzu olan bir ülke olarak, özellikle Mısır ile içinde bulunduğumuz dönemde artan olumlu koordinasyon ve istişarelerle, daha geniş bir gelecek perspektifiyle Sudan, Libya ve Somali gibi önemli Arap ve Afrika meselelerinin çözümüne katkıda bulunabilir” dedi.   

Mısır’ın Filistin meselesinde tutarlı bir tutum benimsediğini dile getiren Halime, Kahire’nin uluslararası meşruiyetin uygulanması ve Filistin halkının meşru haklarının garanti altına alınmasını vurguladığını, aynı zamanda meselenin tasfiye edilmesine ya da Filistinlilerin zorla yerlerinden edilmesine yönelik her türlü girişimi reddettiğini belirtti.   

Türkiye’nin de Mısır’ın bu tutumuna paralel bir tutum sergilediğini söyleyen Halime, “Bu da, iki ülkenin Filistin davasını destekleme ve özellikle Gazze’deki tırmanışa ilişkin olarak İsrail’in tek taraflı eylemlerini reddetme konusunda işbirliği yapma olasılığını güçlendiriyor” diye konuştu.   

Halime, Mısır’ın uluslararası meşruiyetin sağlanması, Filistin halkının meşru haklarının güvence altına alınması, özellikle de Filistin topraklarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulması temeline dayanan tutumunun sabit olduğunu söyledi.   

Sonuç olarak Mısır’ın, Filistin meselesinin tasfiyesine yönelik her türlü girişimi reddettiğini ve çözümünün kaçınılmaz olduğuna vurgu yaptığını ekledi.   

Halime, bu bağlamda Mısır’ın, “Filistin topraklarının coğrafi olarak ilhakı yoluyla ya da zorla yerinden etme, soykırım, abluka, altyapının tahribi ve açlıkla demografik olarak boşaltıp Gazze’yi yaşanmaz hale getirmek” gibi İsrail’in Filistin davasını tasfiye etmeye yönelik ABD’nin desteğiyle yapacağı her türlü girişime karşı çıktığını dile getirdi.   

Bunlara ek olarak, Mısır ve Türkiye’nin, 75 yıldır devam eden ve bir tür sistematik devlet terörü teşkil eden yerleşim birimlerinin inşası, zorla yerinden etme, evlerin yıkımı, toprak gaspı, ırk ayrımcılığı, apartheid, devletin Yahudileştirilmesi, Kudüs’ün birleştirilmesi ve Yahudileştirilmesi gibi eylemleri reddettiğinin de altını çizdi.   

Mısır ve Türkiye’nin Filistin konusundaki koordinasyonu     

Halime, Ankara ve Kahire’nin, Filistin halkının haklarını destekleme ve zorla tehciri reddetme konusunda aynı duruşu sergilediğini yineleyerek şunları ekledi:   

“Dolayısıyla Türkiye, özellikle iki ülke arasında güçlenen ilişkiler çerçevesinde, Filistinlilerin haklarının desteklenmesi ve İsrail’in yayılmacı politikalarının reddedilmesine yönelik ortak bir vizyonla, bu konuda Mısır’a daha fazla destek olabilir.”   

Büyükelçi Halime, Türkiye’nin, Mısır ve Arap ülkelerinin, Gazze’nin yeniden inşası, sakinlerinin zorla yerinden edilmeden topraklarında kalmalarının sağlanması, ateşkesin üç aşamada uygulanması ve bunu iki devletli çözüm, Filistin devletinin kurulması ve İsrail’in işgal altındaki topraklardan çekilmesini içeren siyasi bir ufukla ilişkilendirme yönündeki vizyonuyla uyumlu olduğunu da ekledi.   

Sudan’daki meşru hükümetin desteklenmesi   

Büyükelçi Halime, Mısır’ın, Sudan’da paralel bir hükümet kurulmasını anayasal meşruiyetten sapma ve ülkenin istikrarına yönelik doğrudan bir tehdit olarak değerlendirip reddettiğini belirtti.   

Siyasi güçler ve aktörlerin anayasal meşruiyete bağlı kalınması yönündeki çağrıları sürerken, bu girişimlere yönelik tepkilerin de artmaya devam ettiğini ekledi.   

Öte yandan Halime, Sudan’da meşru çerçeveler dışında bir hükümet kurma yönünde atılan her adımın, geçiş sürecini baltalayacağı ve siyasi gerilimi arttıracağı gerekçesiyle yaygın bir şekilde eleştirildiğini vurguladı.   

Aynı şekilde, sınırlı sayıda partinin öncülük ettiği istişarelerin, ülke içindeki bölünmeleri derinleştirebilecek bir hamle olarak geniş çapta eleştirildiğini söyleyen Büyükelçi Halime ayrıca şu ifadeleri kullandı:   

“Mevcut durum, geçiş döneminin güvenli bir şekilde aşılabilmesi için tüm siyasi ve ulusal güçlerin birliğini gerektiriyor. Paralel bir hükümetin kurulması sadece bölünmüşlük halini devam ettirecek ve siyasi krizi derinleştirecektir. Burada uluslararası ve bölgesel toplumun, Sudan halkının iradesine ve sivil yönetim özlemlerine saygı gösterilmesini ve istikrarın desteklenmesini sağlama rolü ortaya çıkıyor.”   

Türkiye’nin desteği bölgesel istikrar için önemli     

Halime, Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası meselelerde ağırlığı ve etkisi olan bir ülke olduğuna dikkat çekerek, “Arap ve Afrika meselelerinde, hatta başta Sudan, Libya ve Somali olmak üzere Orta Doğu bölgesinde olumlu ve yapıcı bir rol oynayabilir” dedi.   

Ayrıca Türkiye’nin bu rolünün, Mısır ile mevcut dönemde geleceğe yönelik bir vizyonla artan uyumlu çabalar, koordinasyon, istişare ve olumlu ilişkiler ışığında daha da güçlendiğini ifade etti.   

Sudan’da, Nisan 2023’te Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında çatışmaların patlak vermesinden bu yana taraflar arasındaki gerginlik devam ediyor. Bu da halkın acılarının artmasına ve milyonlarca insanın ülke içinde ve dışında yerinden edilmesine yol açıyor.   

Söz konusu kriz, birçok bölgede temel hizmetlerin kesintiye uğraması ve Hartum ile Darfur eyaletlerinde kanlı çatışmaların sürmesiyle daha da kötüleşti. Bu durum da, pek çok ülke ve uluslararası kuruluşu, siyasi çözüme ulaşmak amacıyla müdahalede bulunmaya sevk etti.