İtalyan Şair Paolo Agrati: Gazze Hakkında

10.10.2025 - 17:09 | Son Güncellenme: 10.10.2025 - 17:16
İstanbul Kültür Yolu Festivali etkinlikleri kapsamında gerçekleşen 16. İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali’nde Türk ve uluslararası şairler bir araya geldi.
Programda, Lübnan’dan Abbas Beydun, Kuzey Makedonya’dan Venko Andonovski, İtalya’dan Paolo Agrati, Romanya’dan Ana Blandiana, Azerbaycan’dan Selim Babullaoğlu ile Akşin Yenisey, Türkiye’den Turan Koç, İbrahim Kamberoğlu, Oktay Taftalı ve Metin Celal gibi isimler yer aldı.
Romanya’dan Ana Blandiana ve Türkiye’den Turan Koç’a onur ödülü verildi. Biz de İtalyan şair Paolo Agrati ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Performans şiir kavramı bizim hayatımızda görünür olması yeni sayılır. Şiirin diğer performans sanatlarıyla ilişkisi üzerine ne söylemek istersiniz? Bir şiir yazmak ve okumak mı daha kolay yoksa bir tiyatro oyunu yazmak ve oynamak mı?
Performans ve şiir birlikte doğdu. Eskiden şairler meydanlarda performans sergiler, hikayeler, maceralar ve dramalar anlatırlardı, genellikle müziğin yardımıyla. Yani bu gerçekten yeni bir fikir değil, daha çok şiirin eski bir gelenekle yeniden bağlantı kurması gibi.
Sorunuzun ikinci kısmına gelince, şiir genellikle daha kısa olduğu için performans olarak daha kolaydır diyebilirim.
Bizim gibi Doğu toplumlarına has bir algı vardır. Şiir doğudan gelir diye. Ama dünya şiirinde çok iyi örnekler var. Şiirin sizce doğuya has olmasının temel sebepleri nelerdir?
Şiir, medeniyet doğduğunda, kültür doğduğunda doğar. Ve kültür Doğu'da doğmuştur.
Güncel şiir online mecralarda akıyor. Artık neredeyse şiir kitabı çıkarmak önemini yitiyor. Yakında sosyal medya hesaplarından şiirlerimizi paylaşacağız. Sizin şiirin yeni mecralarına dair söylemek istedikleriniz neler?
Kitapları sevmekten asla vazgeçmeyeceğim ama şiirimi paylaşmak için zaten büyük ölçüde sosyal medyayı kullanıyorum. Şair aynı zamanda kendi zamanının tanığıdır, bu yüzden elindeki medyayı nasıl kullanacağını bilmelidir. Elbette, örneğin Instagram'daki şiir hala oldukça olgunlaşmamış, genellikle saçma veya çocukça ama bir medya, ancak iyi şairler onu kullanmaya başladığında büyüyebilir.
Dürüst olmak gerekirse, en ünlü isimler dışında Türk şiiri hakkında pek bir şey bilmiyorum. Bu yüzden festival benim için harika bir fırsat: Doğu'dan şairlerle tanışmamı ve eve yeni ilhamlar ve okuma önerileriyle dönmemi sağlıyor. Şimdiden okumak için sabırsızlandığım birkaç kitap var.
Günümüzde sanat algısı değişiyor. Artık sanatı belirleyen şeyler sosyal medya etkileşimleri. Görünür olmak. Ama şiir sanki buna direnen bir araç hala. Bu bağlamda şiirin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Birçok insan şiirleri sadece kendilerini görünür kılmak için kullanır, ama bu durum başka birçok alanda da geçerlidir, örneğin sosyal konularda. Bu dürüst olmayan bir yaklaşımdır. İlk başta etkili görünebilir, ama uzun vadede boş bir çabadır ve kimse bunu hatırlamaz.
Şiir, sesten kaleme, kalemden daktiloya, sonra bilgisayara ve şimdi de telefona taşındı. Şiiri yakalamak için kullandığımız araçlar konusunda endişeli değilim, içeriği konusunda endişeliyim.
Ancak, şiirin geleceğinin geçmişi kadar heyecan verici olduğuna inanıyorum.
Gazze’de yaşanan bir dıram var. Milyonlarca insan soykırıma uğradı. Henüz devletler açısından bir çözüm yok. Ama tepki gösteren milyonlarca insan var. Burada sanatla bir söz söylenebilir mi, özellikle şiir bağlamında?
Bir sanatçı, sessiz kaldığında bile her zaman bir şeyler söylüyor. Sanat, her zaman başarılı olmasa da, dünyayla, onun sevinçleriyle ve trajedileriyle yüzleşme görevine sahiptir. Şahsen, bu olaylar hakkında yazmak benim için çok zor, çünkü seçebileceğim her kelime çok zayıf, anlam olarak çok yetersiz geliyor. Şairler söylediklerini hissettiklerine benzetmeye çalışırlar, ama benim hissettiğim boşluk kelimelerle ifade edilemez.
Geçtiğimiz yıllarda Amerikalı kadın şaire Nobel verildi. Ödüller her ne kadar tartışmalı da olsa bu şiirin hala dünyada önemsendiğine dair bir işaret. Ödüller ve şiirin güncelliğine dair neler söylemek istersiniz?
Ödüllere pek inanmam. Genellikle dar görüşlü ve konformisttirler. Nobel Edebiyat Ödülü'ne bakın: tarihsel olarak, her kadın kazanan için altı erkek kazanan var. Bir de Barış Ödülü var, bu ödül barışın ne olduğunu gerçekten bilmeyen kişilere verilmiştir. Sanırım daha fazla söze gerek yok.
Şairin gelenekle bağı nasıl olmalı sizce. Dine ve topluma bakarken öncelikleri ne olmalı?
Şiir ve gelenek her zaman birbirine bağlıdır. Yenilik, geleneği reddederek, yeniden değerlendirerek veya onunla diyaloğa girerek doğar. Sanatın ilerlemesinin tek yolu budur. Örneğin din, sanat için hem vazgeçilmez hem de bir engel olmuştur: din olmasaydı, bildiğimiz eserlerin çoğu var olmazdı, ama aynı zamanda din her zaman sanatçıların ifade özgürlüğünü sınırlamıştır.
PAOLO AGRATİ KİMDİR?
Ağırlıklı olarak şiir, yazım ve müzikle uğraşmaktadır. Podcast’ler, reklamlar ve video oyunları için seslendirme sanatçısı olarak çalışmaktadır. 2019 yılında Zelig Tv tarafından üretilen ve Prime Video’da yayınlanan İtalya’nın ilk Poetry Slam televizyon turnuvası olan “Poetry Slam!” programının yazarı ve sunucusu olmuştur. İtalya’nın önde gelen Poetry Slammer’larından biridir. 2009’dan 2023’e kadar Agrati, Tim Burton’ın müzik ve filmlerini yeniden yorumlayan, türünün kült grubu “Spleen Orchestra”nın solisti ve şarkıcısı olmuştur. “Manuale del Poetry Slam” (2021) adlı el kitabını ve “Tekniche di Seduzione Animale” (kendi yayını 2020), “Poesie Brutte” (2019), “Partiture per un addio” (2017), “Amore & Psycho” (2014), “Nessuno ripara la rotta” (2012), “Quando I’estate Crepa” (2010) ve “piccola odissea” (2012) yazarı ve şairidir. Son kitabı “Postumi da poesia” kendisi ve herkesin tanıdığı ve hayatına etki eden diğer şairler hakkında bir deneme niteliğindedir. Şu anki projelerinden biri, Tom Waits’in şarkı sözlerini ve müziğini İtalyanca olarak yorumlayan “Talking Tom Waits” adlı gösteridir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.





