FIMED Direktörü: Filistin Direnişi, İsrail ile Yüzleşebileceğini Kanıtladı

FIMED Direktörü İbrahim el-Madhoun, Fokus+'a yaptığı özel açıklamalarda, Gazze’deki son ateşkesin Filistin direnişi için stratejik bir zafer olduğunu belirterek, İsrail’in hedeflerine ulaşamadığını vurguladı.
Tasaheel Abukmeil
FIMED Direktörü Filistin Direnişi, İsrail ile Yüzleşebileceğini Kanıtladı
22 Ocak 2025

Türkiye merkezli Filistin İletişimciler ve Medya Derneği (FIMED) Direktörü İbrahim el-Madhoun, Gazze’deki son ateşkes anlaşmasının Filistin direnişi ve halkı için stratejik bir zafer olduğunu söyledi. 

Madhoun, İsrail’in son saldırılar sırasında ilan ettiği hiçbir hedefine ulaşamadığının da altını çizdi. 

Konuya ilişkin Fokus Plus’a özel açıklamalarda bulunan Madhoun, söz konusu anlaşmanın, karmaşık uluslararası ve bölgesel koşulların yanı sıra İsrail’in ABD’den aldığı büyük desteğe rağmen Filistin halkının kararlılığını teyit ettiğini vurguladı. 

Açıklamasında ayrıca “savaşın ertesi günü” konusuna değinen Madhoun, “İsrail’e karşı mücadeleyi yöneten ve onu yenilgiye uğratan güç olarak, ‘savaşın ertesi günü’ dediğimiz şey Hamas’tır” diye konuştu. 

Anlaşma İsrail’in başarısızlığını yansıtıyor 


Madhoun, İsrail’in ABD’den aldığı muazzam desteğe rağmen, hedeflediği gibi Hamas’ı ve Filistin direnişini ortadan kaldırmayı, İsrailli rehineleri kurtarmayı ve Filistin halkını yerinden etmeyi başaramadığını söyledi. 

Anlaşmanın en önemli noktasının, savaş sırasında Filistinlilerin maruz kaldığı saldırılar ve soykırımın durdurulması olduğunu söyleyen Madhoun, “Bu, Filistinlilerin haklarının korunması yönünde atılmış bir adımdır” dedi. 

FIMED Direktörü İbrahim el-Madhoun, Fokus Plus’a yaptığı açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü: 

“Uluslararası sistem ve bölgesel güçlerin Filistin halkına destek sağlama konusundaki başarısızlığına rağmen, bu yıkıcı savaşın ardından bugün sağlam bir zeminde durmak için soykırımı durdurmayı ve halkımızın topraklarındaki kararlılığını güçlendirmeyi başardık.” 

Yerinden edilenlerin dönüşü: Hakların iadesi için sembolik bir adım 


Madhoun, anlaşmanın temel hükümlerinden birinin, Gazze’nin güneyine gitmek zorunda kalan yerlerinden edilen Filistinlilerin kuzeydeki evlerine geri dönmesi olduğunu vurguladı. 

Aynı zamanda bu adımı, Filistinli mültecilerin yerlerinden edildikleri topraklarına geri dönüşleri bakımından “küçük bir prova” olarak nitelendirdi.   

Ayrıca bu geri dönüşlerin, İsrail’e, kitlesel yerinden etme politikasını dayatma girişimlerinin Filistin halkının iradesi ve kararlılığı karşısında başarılı olamayacağına dair açık bir mesaj olduğunu da ekledi. 

Filistinlilerin desteklenmesi 


Madhoun, Filistin halkının desteklenmesi ve İsrail’in saldırıları sırasında uğradıkları kayıpların telafi edilmesinin önemine de dikkat çekti. 

Buna ek olarak, savaş nedeniyle yıkılan binaların yeniden inşası ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin maruz kaldığı yerinden edilme ve açlığın etkilerinin hafifletilmesi için yardım sağlanması gerektiğini vurguladı. 

Madhoun, “Bu anlaşmanın istikrar, barış ve Filistin halkının haklarının desteklenmesi ve bağımsız devletlerinin kurulması yönünde bir başlangıç olmasını umuyoruz” diye ekledi. 

Filistin denkleminin güçlendirilmesi 


Madhoun, Hamas’ın diğer Filistinli gruplarla birlikte, İsrail’in Filistin halkına dayattığı kuşatma ve açlığa dayalı denklemi kırmayı başardığını dile getirdi. 

Hamas’ın, dünyaya Filistin sahnesinde etkili bir güç olarak “Hamas’la mücadele edilmesi gerekliliğini” dayatan yeni direniş konseptlerini ortaya koyabildiğini de söyledi. 

Öte yandan Filistin Yönetimi’ne eleştirilerde bulunan Madhoun açıklamasını şöyle sürdürdü: 

“Ne yazık ki Filistin Yönetimi, İsrail’den korktuğu için bu anlaşmada rol almayı reddetti. Ancak bugün pozisyonlarını yeniden gözden geçirmeli ve direnişin dayattığı yeni gerçeklikle başa çıkmalıdır.” 

Uluslararası toplumun, artık Filistin meselesini ele alırken yeniden hesap yapması gerektiğini vurgulayan Madhoun şu ifadelerle açıklamasına devam etti: 

“Filistin direnişi İsrail ile yüzleşebileceğini ve yeni denklemler dayatabileceğini kanıtladı. Bugün Hamas ve Filistinli gruplar İsrail’e meydan okuyan ve ona karşı duranlardır. Dünyanın onları tanıması ve Filistinlilerin haklarını desteklemek için onlarla ciddi bir şekilde ilgilenmesinin zamanı gelmiştir.” 

Ne olmuştu? 


Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani 15 Ocak Çarşamba günü yaptığı açıklamada, müzakerelerde arabulucular olan Doha, Kahire ve Washington’ın çabaları sonucunda, Gazze’de ateşkes ile İsrailli rehine ve Filistinli tutukluların takasını öngören kapsamlı bir anlaşmaya varıldığını duyurdu. 

Üç aşamadan oluşan söz konusu anlaşma, 19 Ocak Pazar günü itibarıyla resmen yürürlüğe girdi.