Ürdünlü Milletvekilleri, Filistinlilerin Zorunlu Göçünü Yasaklayan Yasa Teklifi Sundu

Ürdünlü milletvekilleri, Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini önlemek amacıyla bir yasa tasarısı sundu. Tasarı, ulusal birliği koruma, Ürdün’ün egemenliğini teyit etme ve zorunlu göç girişimlerini reddetme amacı taşıyor. Parlamento, uluslararası hukuka dayanan bu girişimin Ürdün’ün resmi tutumunu güçlendireceğini vurguluyor.
Fokus+
Ürdünlü Milletvekilleri Filistinlilerin Zorunlu Göçünü Yasaklayan Yasa Teklifi Sundu
7 Şubat 2025

Ürdünlü milletvekilleri, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirme ve Filistinlileri Ürdün ve Mısır gibi ülkelere yerleştirme planına ilişkin açıklamalarının ardından, Filistinlilerin Ürdün Krallığı’na zorla göç ettirilmesini önlemek amacıyla Çarşamba günü bir yasa tasarısı sundu.

"İrade ve İslami Ulusal" parlamenter bloku başkanı Milletvekili Hamis Atiye, teklifin benimsendiğini duyurarak, şu ana kadar farklı parlamento bloklarından ve bağımsız milletvekillerinden oluşan yaklaşık 50 milletvekilinin tasarıyı imzaladığını açıkladı. 138 üyeli Temsilciler Meclisi'nde tasarının resmen sunulmasıyla destekçi sayısının artması bekleniyor.

Hukuki Dayanak

Yasa tasarısı, ulusal birliği korumayı, anayasa hükümleri doğrultusunda Ürdün'ün egemenliğini teyit etmeyi ve Filistinlilerin Krallığa zorunlu göçüne yönelik her türlü girişimi reddetmeyi amaçlıyor. Ayrıca tasarı, zorla yerinden etmeyi yasaklayan uluslararası yükümlülüklerle uyumlu şekilde, Filistin meselesinin tasfiyesine karşı Ürdün’ün tutumunu güçlendiriyor.

Teklif, zorla yerinden etmeyi yasaklayan 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve zorla yerinden etmeyi insanlığa karşı suç ve savaş suçu olarak tanımlayan Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü(1998) dahil olmak üzere uluslararası insancıl hukuka dayanıyor.

Tasarı aynı zamanda, 12. maddesinde kişilerin zorla sürgün edilmesini veya vatanlarına dönmelerinin engellenmesini yasaklayan Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme (1966) ve Birleşmiş Milletler kararlarına da dayanmaktadır.

Tasarı, ayrıca kişilerin zorla sürgün edilmesini veya vatanlarına dönmelerinin engellenmesini yasaklayan 1966 tarihli Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 12. maddesi ile Birleşmiş Milletler kararlarına da dayanmaktadır.

Ürdün Parlamentosu'nun Tutumu

Milletvekili Atiye, teklifin sunulmasının, Ürdün'ün Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini amaçlayan her türlü projeyi reddettiğine dair net bir siyasi mesaj taşıdığını vurguladı ve şu ifadeleri kullandı:

"Tutumumuz açıktır; Filistin halkının meşru mücadelesini destekliyoruz. Mültecilerin kendi şehirlerine dönmesini ve Siyonist işgalin tüm Filistin topraklarından çekilmesini talep ediyoruz."

Atiye ayrıca, Ürdün Parlamentosu’nun, Kral II. Abdullah’ın Filistin kimliğini koruma ve Filistin meselesinin tasfiyesini amaçlayan her türlü planla mücadele etme yönündeki resmi çabalarını desteklediğini belirtti.

Trump’ın Gazze’yi işgal etme ve halkını yerinden etme önerisinin uluslararası hukuka göre savaş suçu olduğunu ve bu nedenle dünya devletlerinin tamamının bu öneriyi reddettiğini ifade etti.

Devletin Tutumuna Halkın Desteği

Eski Milletvekili Cemil el-Nimri, Ürdün devletinin Filistinlilerin zorla yerinden edilmesine karşı tutumunun güçlü ve net olduğunu vurgulayarak, bu duruşun Ürdün halkı tarafından tam destek gördüğünü söyledi. Ayrıca, bu tutumun Arap dünyası, çok sayıda dünya ülkesi ve bazı Amerikalılar tarafından da desteklendiğini belirtti.

El-Nimri, "Mültecileri kabul etmek egemenlik hakkıdır ve Ürdün hükümeti, Filistinlilerin vatanlarını terk etmeye zorlanmasına yönelik her türlü girişimi reddetme konusunda kararlıdır." dedi.

Mevcut Ürdün yasalarının zaten bu tür uygulamalara izin vermediğini hatırlatan el-Nimri, parlamenter teklifin, resmi tutumu güçlendirme ve destekleme amacı taşıdığını da sözlerine ekledi.

Hukuki Değerlendirme

Zeytune Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve Anayasa Hukuku Profesörü Dr. Leys Nasravin, ABD'nin Ürdün'e, Gazze'den Filistinlileri kabul etmesi yönündeki artan baskılarına rağmen, Ürdün’ün resmi tutumunun değişmediğini belirtti. Bu tutumun, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı ve bağımsız bir devlet kurma hakkının, uluslararası meşruiyet kararları doğrultusunda tanınması ilkesine dayandığını vurguladı.

Nasravin, yasa tasarısının resmi tutumu destekleyen yeni bir ulusal mekanizma olduğunu belirterek, yasama organının devletin çıkarlarını koruma konusundaki anayasal rolünü üstlenmesi gerektiğini ifade etti. Temsilciler Meclisi ve ardından Senato’nun, Filistin davasının tasfiyesini reddeden ve Filistinlilerin Ürdün’de yerleştirilmesine ilişkin gelecekte alınabilecek kararları suç sayan yasal bir çerçeve oluşturabileceğini söyledi.

Nasravin’e göre, Filistinlilerin vatanları dışında yerleştirilmesini ve kabulünü yasaklayan bir Ürdün yasasının çıkarılması, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine karşı net bir tutuma anayasal meşruiyet kazandıracaktır. Ayrıca, Ürdün yasalarının, bu tür girişimleri 1949 tarihli Dördüncü Cenevre Sözleşmesi ve uluslararası hukuk uyarınca etnik temizlik suçu olarak değerlendireceğini ifade etti.

 

Kaynak: El-Arabi El-Cedid