Suriye Sahilindeki Saldırılarla İlgili Soruşturmanın İlk Bulguları Açıklandı

23.07.2025 - 17:54 | Son Güncellenme: 05.09.2025 - 11:34
Komite, hazırladığı raporun tamamını Cumhurbaşkanı’na sundu. Ancak Cumhurbaşkanlığı, raporun geri kalan bölümleriyle ilgili olarak hukuki, yargısal, güvenlik, askeri ve siyasi açılardan nasıl bir yol izleneceğine karar verene kadar, kamuoyuyla paylaşılan kısmın sadece bir özet olduğunu belirtti.
Soruşturmanın Kapsamı ve Mekanizmaları
Komite Sözcüsü Avukat Yaser El Farhan basın toplantısında yaptığı açıklamada, soruşturmanın Lazkiye, Tartus ve Hama vilayetlerini kapsayarak, sivillere, askeri personele ve kamu kurumlarına yönelik saldırılar da dahil Mart başından bu yana meydana gelen olaylara odaklandığını bildirdi.

Gözden Kaçmasın
Farhan’ın açıklamasına göre soruşturma amacıyla Komite üyeleri 33 bölgeyi ziyaret etti, olayların yaşandığı yerlerin yanı sıra çeşitli mezarlıklar ve defin yerlerini de inceledi.
Yerel çalışanlar ve resmi makamlarca tutulanlar da dahil olmak üzere 938 tanık ifadesi kaydedildi.
Sözcü Farhan, Komitenin, bağımsızlık, tarafsızlık, şeffaflık ve gizlilik ilkelerini korumak için görev tanımları ve standartlar listesinde belirtilen yasal prosedürleri takip ettiğinin bilgisini verdi.
İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Suriye Özel Temsilciliği, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası Af Örgütü ile Birleşmiş Milletler’deki ilgili uluslararası kuruluşlarla istişarelerde bulunduklarını da ekledi.
Farhan, Komite’nin soruşturmalarında, Savunma ve İçişleri Bakanları’ndan destek aldığını da dile getirdi.
Dijital delillere ve tanıklıklara dayanan soruşturmada, devrik eski rejime bağlı El-Fulul adlı silahlı gruptan 265 kişinin kimlik tespiti yapılmasına rağmen, herhangi bir zarara yol açmamak için şüphelilerin isimleri yayınlanmadı.
6 Mart saldırıları ve ihlallerin ayrıntıları
Rapora göre, “rejim kalıntıları” olarak adlandırılan devrik rejim unsurları, 6 Mart’ta Tartus ve Lazkiye illeri ile Ceble ve Banyas ilçelerini kapsayan sahil bölgesinde, güvenlik ve askeri tesisleri hedef alan bir dizi koordineli saldırı düzenledi ve bu saldırılarda 238 ordu ve güvenlik personeli hayatını kaybetti. Birçoğu ise esir alındı.
Kamu yolları ve hastaneler hedef alınarak altısı hizmet dışı bırakıldı. Yollardaki siviller hedef alındı, ana yollar kapatıldı ve bu yollar kıyı bölgelerini Suriye devletinden ayırmak amacıyla kontrol altına almaya çalışıldı.
Raporda, hükümetin kontrolü yeniden ele geçirmek için güçler göndererek karşılık verdiği belirtildi. Komite, çoğu sivil ve 90’ı kadın olmak üzere 1.426 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Askeri emirlere uymayan gruplar tarafından yapılan ayrım gözetmeyen veya misilleme amaçlı saldırılar sonucunda, çatışmalar sona erdikten sonra da çok sayıda kayıp verilmiş olabileceği ifade edildi.
Bunlara ek olarak, kapsamlarına rağmen tüm ihlallerin sistematik olmadığı, çatışan grupların davranışlarının farklılık gösterdiği belirtildi.
İhlallere maruz kalmayan bazı Alevi bölgelerinin uluslararası karayoluna uzak olduğu veya katliamların yapıldığı köylerden farklı olarak devrik rejim unsurları tarafından hükümet güçlerini hedef almak için kullanılmadığı sonucuna varıldı.
Devletin çalışmalarını kolaylaştırma konusunda açık bir kararlılık gösterdiği ve soruşturmalara destek sağladığı bilgisi verildi.
Komite, Cumhurbaşkanlığı ile Savunma ve İçişleri Bakanlıklarının direktiflerinin sivilleri koruma ve kaos ortamını önleme odaklı olduğunun altını çizdi.
Ancak bazı kesimler üzerindeki denetimin zayıf olması nedeniyle ihlallerin tam olarak kontrol altına alınamadığı da vurgulandı.
Raporda yer alan öneriler
Komitenin raporu, ihlallere karışan kişi ve grupların yargılanması, grupların Savunma Bakanlığı bünyesinde tek bir komuta altında etkin bir şekilde entegre edilmesi, mağdurlar için tazminat programlarının başlatılması, geçiş dönemi adalet sisteminin güçlendirilmesi ve bağımsız bir ulusal insan hakları komisyonu kurulması gibi birkaç öneriyle sona erdi.
Ayrıca, yerel yasaların uluslararası anlaşmalarla uyumlu hale getirilmesi, diyalog ve iç barışa yönelik kapsamlı programların benimsenmesi, medya ve sosyal medya platformlarında şiddet, isyan ve mezhepsel kışkırtmaların önlenmesi de tavsiye edildi.
Öte yandan Komite Başkanı Yargıç Cumaa El Anzi, raporu belirlenen süre içinde tamamlayarak Cumhurbaşkanı’na sunduklarını ancak ülkenin güneyinde yaşanan olaylar nedeniyle raporun kamuoyuna duyurulmasında gecikme yaşandığını bildirdi.
Sözcü Farhan ise basın toplantısında duyurulan kısımla ilgili, “Cumhurbaşkanlığı’nın raporun geri kalan unsurlarıyla ilgili olarak hukuki, yargısal, güvenlik, askeri ve siyasi açılardan nasıl bir yol izleyeceğine karar verene kadar bir özet olduğunu açıklığa kavuşturmak isteriz” dedi.
Komite kadın kaçırma olaylarına ilişkin iddiaları reddetti
Basın toplantısında Komite, gazetecilerin sorusu üzerine bölgede kadın kaçırma olaylarına ilişkin resmi bir rapor almadıklarını bildirdi.
Daha önce kaybolan çok sayıda kadının geri döndüğünü ve kayıp vakalarının bir kısmının toplumsal sorunlardan kaynaklandığını açıkladı. Bu olayların hukuk çerçevesinde ele alınması gereken suç teşkil ettiğini de vurguladı.

Komite adına konuşan Anzi ve Farhan, Suriye halkına karşı ihlallerde bulunanları takip etmeye devam ettiklerinin altını çizerek, misilleme eylemlerini önlemenin tek yolunun yasal hesap verebilirlik olduğunu vurguladı.
Soruşturma istisnasız tüm tarafları kapsıyor
Yargıç Anzi, şüpheliler listesinde yer alan kişilerin sivil mi yoksa asker mi olduğunu kesin olarak belirlemenin şu an imkansız olduğunu dile getirerek, video veya fotoğraflarda yüzü görünen ve suça karıştığından şüphelenilen herkesin yargılanacağını söyledi.
Komitenin bağımsız ve tarafsız bir şekilde faaliyet gösterdiğini ve herhangi bir devlet kurumunu temsil etmediğini belirten Anzi, failin kimliğine bakılmaksızın tüm olayları suç olarak ele aldıklarını bildirdi. Cinayet ve hırsızlık gibi en korkunç suçlara odaklandıkları bilgisini de verdi.
Sözcü Farhan ise, sahil şeridindeki olaylar sırasında meydana gelen ihlaller hakkında görgü tanığı olan herkesi komiteye bilgi vermeye çağırdı.
İçişleri ve Savunma Bakanlıkları ile Komite arasındaki etkili iş birliğini bir kez daha vurgulayan Farhan, tüm devlet kurumlarının, bu ihlallere karışmış olabilecek kişilerin tespiti için komitenin taleplerine yanıt verdiğini dile getirdi.
Medya soruşturması ve geçiş dönemi adaleti
Anzi de, Komitenin ihlallerin yaşandığı bölgelerde mezhep çatışmalarını körükleyen sosyal medya hesapları ve web sitelerini araştırdığını ve odak noktasının dokümantasyon ve doğrudan saha araştırmaları olduğunu vurguladı.
Komite Başkanı, geçiş dönemi adaletine ilişkin adımların acilen atılması ve devrik Esed rejiminin kaçak liderlerinin peşine düşülmesi gerektiğini söyledi.
Devletin tüm kademelerdeki yetkililerin, hesap verilmesini sağlama konusunda ciddi olduğunun altını çizen Anzi, diyalog ve sivil barış projelerine öncelik verilmesinin yanı sıra bağımsız bir ulusal insan hakları komisyonu kurulması yönünde adım atılacağını duyurdu.
Basın açıklamasını, raporda yer alan ve hiç kimsenin hesap verebilirlikten muaf olmadığını vurgulayan ilkeler doğrultusunda çalışmalarını sürdürdüklerini de sözlerine ekledi.





