Sudan'da İktidar Savaşı: Hartum’un Kontrolü İçin Verilen Mücadele


Sudan'daki savaş, 15 Nisan 2023'te patlak vermesinden bu yana önemli bir dönüm noktasına ulaştı. Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri milisleri arasındaki ilk kurşunun atıldığı Hartum, artık neredeyse tamamen bu milislerden arındırılmış durumda. Bu gelişme, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin şehirden çekilmesini zorunlu kılan art arda gelen yenilgiler sonucu gerçekleşti.
Hartum'daki savaş, ordunun lehine sonuçlandı. Sudan ordusu, özellikle başkentin güneyine doğru ilerleme kaydederek, savaşın başından beri "Destek Kuvvetleri"nin kontrolünde olan Hartum Uluslararası Havalimanı dahil stratejik mevkileri ele geçirdi. Bu gelişmeler, Hızlı Destek Kuvvetleri milislerinin başkentteki son kalelerinden kaçarak başkentin güneyindeki Cebel Evliya'ya doğru çekilmesiyle yaşandı.
Beyaz Nil üzerindeki Cebel Evliya Köprüsü, Hızlı Destek Kuvvetleri için Hartum’dan, beş eyaletin tamamını kontrol ettikleri Darfur’daki kalelerine ulaşan tek çıkış noktası konumunda. Darfur’da, kuzey eyaletinin başkenti El-Faşir dışında tüm eyaletler milislerin kontrolünde bulunuyor.
"Hartum Özgür"
Çarşamba akşamı, Ordu Komutanı Abdülfettah el-Burhan, Cumhuriyet Sarayı’ndan yaptığı açıklamada, “İş bitti, Hartum özgür” dedi. Yayınlanan görüntülerde el-Burhan’ın bir grup askerle birlikte sarayda dolaştığı ve ardından binadan ayrıldığı görüldü. Bu gelişmeler, Sudan ordusu ile müttefik kuvvetlerin, Hızlı Destek Kuvvetleri milislerini ve destekçilerini Hartum, Kuzey Hartum ve Omdurman’dan çıkarmayı hedefleyen ve 26 Eylül’de başlattıkları çok yönlü askeri operasyonun sonucu olarak yaşandı.
Son haftalarda Hızlı Destek Kuvvetleri’nin kontrol alanları, Cezire, Beyaz Nil, Kuzey Kordofan, Sinnar ve Mavi Nil eyaletlerinde hızla daralmaya başladı. Bu eyaletlerdeki şehir ve bölgeler, Hızlı Destek Kuvvetleri’ne ait insansız hava araçlarının saldırılarına ve topçu atışlarına maruz kaldı. Milisler, ordu ve müttefiklerine karşı aldıkları her yenilginin ardından bu stratejiyi daha da yoğunlaştırdı.
Cebel Evliya'daki "Destek" Üssü
Ocak ayından bu yana, ordu Hartum'daki Hızlı Destek Kuvvetleri'ne karşı yeni bir mücadele aşamasını başlattığını duyurdu. Silahlı Kuvvetler Genel Karargâhı ve Zırhlı Birlikler üzerinde kontrol sağladıktan sonra başkentin merkezine doğru ilerleyen ordu, Kuzey Hartum ve Omdurman'daki birlikleriyle buluşma imkanı buldu. Başkent üzerinde kontrolün yeniden sağlanmasının en belirgin göstergesi, geçen hafta ülkenin yönetim merkezi olan Cumhuriyet Sarayı'na ve Merkez Bankası dahil diğer bakanlık ve hükümet merkezlerine giriş oldu.
Hartum’un tamamen kontrol altına alınmasının ardından, başkentin güneyinde yer alan Cebel Evliya’nın kuşatılması bir sonraki hedef oldu. Bu gelişmenin ardından Sudan Silahlı Kuvvetleri Resmi Sözcüsü Nebil Abdullah Ali, Çarşamba günü Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, ordunun Cebel Evliya ilçesindeki Tayyibe el-Hasna’daki milis kampını yani Hızlı Destek Kuvvetleri lideri Muhammed Hamdan Dagalo ailesine ait, ülkenin ortasındaki ana kampı ve Hartum’daki son kaleyi ele geçirdiğini duyurdu.
Ali, "Silahlı Kuvvetler, Merkezi Yedek Kuvvetleri ve müttefik kuvvetlerin Doğu Hartum ekseninde ilerlemeye devam ettiğini, Bakir'deki (Hartum'un batısı) 1. Mekanize Piyade Tugayı karargâhını temizlediğini ve bölgeyi taradığını, Dagalo terörist milislerine ekipman ve can kaybı açısından büyük kayıplar verdirdiğini" belirtti.
Daha sonra, Sudan Silahlı Kuvvetleri Facebook üzerinden, "Silahlı Kuvvetlerin terörist Dagalo ailesinin milis kalıntılarını teçhizat ve mühimmatlarını bırakmaya zorlamasının ardından, Cebel Evliya Barajı köprüsünden toplu kaçış görüntüleri" olarak nitelendirdiği fotoğrafları paylaştı.
Hartum Havalimanı'nın Kontrolü
Geçen Çarşamba gününün daha erken saatlerinde, Fransız Haber Ajansı'na konuşan askeri bir kaynağa göre, ordu Hartum'un doğusundaki Mavi Nil'i geçen köprülerden biri olan Menşiye Köprüsü'nü her iki taraftan da kuşatt. Başkentin güneybatısındaki Cebel Evliya Köprüsü'nü ise Hızlı Destek Kuvvetleri'nin bölgeden çıkışı için son çıkış noktası olarak bıraktı. Bu sırada, Hartum Uluslararası Havalimanı İdaresi, savaşın başlangıcından beri Hızlı Destek Kuvvetleri'nin kontrolü altında olan havalimanının ordunun tamamen kontrolüne geçtiğini duyurdu. Havalimanı, ülkenin en önemli ve en büyük havalimanlarından biri olup, 1947 yılında II. Dünya Savaşı'nın ardından kurulmuştu.
"El-Sudani" gazetesi, ordunun "Hartum Havalimanı'nı isyancı Hızlı Destek Kuvvetleri milisinden kurtardığını" bildirirken, Fransız Haber Ajansı askeri kaynağa dayanarak, ordunun iki yıldır Hızlı Destek Kuvvetleri'nin konuşlandığı Hartum Havalimanı'nı "tamamen güvenlik altına aldığını" aktardı.
Egemenlik Konseyi üyesi ve Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı Yardımcısı Yaser el-Atta, geçen Salı günü Eş-Şecere askeri bölgesindeki Zırhlı Birlikler Komutanlığı'na yaptığı denetim ziyareti sırasında, Zırhlı Birlikler ve müttefik kuvvetlerin "iki yıl boyunca terörist Dagalo ailesinin milislerinin saldırılarına karşı duruşlarını" övdü. El-Atta, Zırhlı Birliklerin "isyancılar ve paralı askerler karşısında sarsılmaz kaldığını" belirtti.
El-Atta, "devletin isyanı bastırma kararlılığını" yineleyerek, "kesin zafer muharebesinin son aşamasında olduğunu" doğruladı. Ordu komutanı Abdülfettah el-Burhan ise daha önce "savaşın devam ettiğini ve durmayacağını" açıklamış, birkaç gün önce Cezire eyaletindeki El-Kamilin şehrine yaptığı bir denetim ziyareti sırasında: "Geri çekilmeyeceğiz ve sonuna kadar vatandaşların yanında duracağız" demişti.
Hartum’un Geri Alınışı
23 ayı aşkın süren çatışmaların ardından Sudan ordusu, Hartum eyaletinin büyük bölümünde kontrolü sağladı. Böylece ülkenin hükümet merkezi olan Cumhuriyet Sarayı, ana uluslararası havalimanı ve ordu karargâhını içeren iktidar merkezi yeniden ele geçirilmiş oldu. Başkent Hartum, Orgeneral Abdülfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile halk arasında "Hamidti" olarak bilinen Muhammed Hamdan Dagalo komutasındaki Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki savaşın ilk günlerinden bu yana çatışmaların merkezi konumundaydı. İlk çatışmalar, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin büyük birliklerinin konuşlandığı, Hartum’un güneyindeki spor kompleksinde başlamış; ardından Ordu Genel Karargâhı, Cumhuriyet Sarayı, Hartum Uluslararası Havalimanı ve başkentin merkezinde ve çevresinde bulunan diğer askeri tesislere hızla yayılmıştı.
Yaklaşık iki ay süren şiddetli çatışmaların ardından taraflar başkentin farklı bölgelerinin kontrolünü paylaştı. Şehir geniş çaplı bir yıkıma uğradı ve art arda gelen göç dalgalarıyla neredeyse tüm sakinlerinden boşaldı. Sudan hükümeti, faaliyetlerini yürütmek için ülkenin doğusundaki Kızıldeniz eyaletinde bulunan Port Sudan şehrine taşındı ve burayı geçici alternatif başkent ilan etti.
Yaklaşık iki yıllık çatışmaların ardından ordu, 26 Eylül'de Hartum'un üç şehrinde Hızlı Destek Kuvvetleri'nin kontrolündeki bölgelere girmek ve başkenti geri almak için çok yönlü bir askeri operasyon başlattı. Ordu, 22 Mart'ta yerel olarak Cumhuriyet Sarayı olarak bilinen Başkanlık Sarayı'nı geri alana kadar birçok mevkiyi ele geçirdi. Ordunun Başkanlık Sarayı'nı kontrolü altına almasından sonra, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin başkentteki varlığı için geri sayım başladı. Büyük gruplar, ordunun hızla ilerlemesi karşısında sürekli olarak geri çekilerek Hartum'un en güneyindeki Cebel Evliya bölgesi'ne doğru hareket etti. Bu mevki, batıdaki Omdurman şehrine geçiş sağlayan dar bir köprüyü barındırıyor.
Çatışmanın Kökenleri
Savaşın patlak vermesinden yaklaşık iki yıl önce, ordu komutanı Abdülfettah el-Burhan ile Hızlı Destek Kuvvetleri komutanı Muhammed Hamdan Dagalo (Hamidti) arasındaki siyasi anlaşmazlık tırmanmaya başladı ve çatışmaların başlamasından önceki günlerde zirve yaptı. 13 Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri, başkent ve diğer birkaç şehirde askeri birlikler konuşlandırdı, bu da büyük bir gerginliğe yol açtı. Ordu resmi bir açıklamayla karşılık verdi ve Hızlı Destek Kuvvetleri'nin Silahlı Kuvvetler Komutanlığı'nın onayı veya koordinasyonu olmadan birlik konuşlandırması nedeniyle ülkenin tehlikeli bir dönemeçten geçtiği konusunda uyardı. Ordu sözcüsü Nebil Abdullah, "Ordunun bu ihlallere barışçıl çözümler bulma çabaları, genel huzurun korunması ve ülkenin istikrarını ve kaynaklarını tehdit eden yıkıcı bir çatışmanın çıkmasını önlemek amacıyla kesintisiz bir şekilde devam etti" dedi.
6 Eylül 2023'te el-Burhan, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin feshedilmesine ilişkin bir karar yayınladı. Karar metnine göre, "bu kuvvetlerin devlete karşı isyanı, vatandaşlara karşı işlediği ciddi ihlaller ve ülkenin altyapısına kasıtlı olarak verdiği zarar" gerekçesiyle alındı.
Müzakere Turları
Taraflar arasında yapılan birçok müzakere turu, aralarında anlaşmaya varılan kısa ateşkesler dışında başarısız oldu. Ancak bu ateşkesler, çatışmaların ortasında mahsur kalan sivillerin insani durumlarının iyileştirilmesinde önemli bir etki yaratmadı.
Çatışmaların başlamasından yaklaşık üç hafta sonra, Suudi-Amerikan arabuluculuğu tarafların Cidde şehrinde müzakereler yapmasını sağladı ve 11 Mayıs 2023'te "Cidde Deklarasyonu" olarak bilinen anlaşmanın imzalanmasıyla sonuçlandı. Uygulanması zor olan anlaşma, Sudan'daki sivillerin korunmasına, insani yardımın kolaylaştırılmasına ve sivillerin fiili düşmanlık bölgelerinden kendi seçtikleri istikamette gönüllü olarak güvenli bir şekilde ayrılmalarına izin verilmesine bağlılığı öngörüyordu.
Ayrıca anlaşma, siviller ile savaşanlar, sivil nesneler ile askeri hedefler arasında ayrım yapılmasını ve beklenen somut ve doğrudan askeri avantajla karşılaştırıldığında aşırı olabilecek rastgele sivil zararların yaratılabileceği tahmin edilen herhangi bir saldırıdan kaçınılmasını içeriyordu.
Siyasi olarak, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin Sudan hükümetine meydan okuyan en önemli adımı, geçen ay kontrol ettiği bölgelerde kendisine müttefik güçlerle birlikte paralel bir hükümet ilan etmesiydi. Bu, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin o bölgeye doğru çekilmesiyle, Darfur'da bir hükümet anlamına geliyordu, bu da bölgenin ülkeden ayrılma girişimine zemin hazırlayabileceği endişelerini artırdı.
Savaşın Seyrine Etkileri
Bu bağlamda, siyasi analist Mecdi Keneb, "Ordunun başkent üzerinde tam kontrol sağlanmasının yakın olmasının, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin bulunduğu önemli merkezlerin hızla ele geçirilmesi yoluyla savaşın genel görünümü üzerinde yansımaları olacaktır" diyor. Keneb'e göre bu, "Sudan'ın ortasındaki savaşın sonunun yaklaştığı anlamına geliyor."
Keneb, başkent üzerinde tam kontrolün yansımalarını şöyle açıklıyor: "Siyasi olarak, Başkanlık Sarayı ve egemen bakanlıklar gibi sembolik öneme sahip tüm kurumların bulunduğu devlet merkezi" ve bu nedenle "özellikle paralel hükümet olarak adlandırdıkları Hızlı Destek Kuvvetleri'nin siyasi projesinin sonu" anlamına geliyor. Keneb'in düşüncesine göre, "Ordunun başkent üzerindeki kontrolü, devletin komuta merkezini kontrol ettiği ve egemenliğini geri kazandığı anlamına gelir, bu da ülkeyi kontrol etme projesini destekleyen veya karşı çıkan ülkelerin pozisyonlarında büyük değişikliklere yol açacaktır."
Keneb, birinci grup için, ülkeyi kontrol etme projesinin tamamen başarısız olduğunu, ikinci grup için ise bu eğilime karşı çıkanlar için "ilkesel bir duruşun doğruluğunun teyidi" olduğunu açıklıyor.
Sudan Stratejik ve Güvenlik Çalışmaları Yüksek Akademisi'nde danışman olan Tümgeneral Mu'tasım Abdülkadir ise, "Ordunun Hartum'un merkezine girmesi ve Cumhuriyet Sarayı'na girmesinin, isyancı milislere öldürücü darbe olduğu görülüyor" diyor. Abdülkadir, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin "liderlerinin hızla kaçtığını, tabanlarının çöktüğünü ve Hartum eyaletinin her yerinde, herhangi bir askeri planlamacı veya gözlemcinin hayal edebileceğinden daha hızlı bir şekilde çöktüğünü" açıklıyor.
Abdülkadir'e göre bu, "milislerin yaşadığı yapısal dengesizliklerden kaynaklanıyor; askeri ve lojistik imkanların ve desteklerin varlığına rağmen, profesyonellik, uzmanlık, sağlam planlama ve titiz uygulama yerine sadakat ve heyecana daha fazla güveniyorlar."
Abdülkadir, "Milislerin orta kesimde ve Hartum eyaletinde yaşadığı ağır yenilgilerin, ülkenin batısındaki Kordofan ve Darfur bölgelerinde de Hartum'daki dramatik çöküş oranıyla aynı şekilde yakında sonunun geleceğine ve ortadan kalkacağına işaret ettiğini" belirtti. Abdülkadir, Hızlı Destek Kuvvetleri milislerinin daha önce güvendikleri toplumsal ivmeyi ve dış desteği kaybettiğini düşünüyor. Ona göre bu, onları Sudan ordusu için kolay bir hedef haline getiriyor ve ordu savaşı bitirmek için tüm bilgi ve deneyimini kullanacak.
(Kaynak: El-Arabi El-Cedid)