SDG’den Şam’a Yakınlaşma: Strateji mi, Türkiye ile Gerginlikten Kaçış mı?

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutanı Mazlum Abdi, Rakka, Haseke ve Deyrizor’daki devlet kurumlarının Şam yönetimine devredilmesi için resmi başvuru yaptıklarını açıkladı. Abdi ayrıca, “Tek ordu, tek hükümet, tek devlet” sloganını savunduklarını vurgulayarak, SDG’nin Suriye Savunma Bakanlığı’na dahil olacağını belirtti.
Fokus+
SDG’den Şam’a Yakınlaşma Strateji mi, Türkiye ile Gerginlikten Kaçış mı

01.08.2025 - 15:41  |  Son Güncellenme: 28.08.2025 - 13:59

Söz konusu bölgelerdeki devlet kurumlarının Şam yönetimine devredilmesi, Abdi’nin Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara ile imzaladıkları 10 Mart Anlaşması’nın hükümleri arasında yer alıyor. 

Abdi ayrıca, “Tek ordu, tek hükümet, tek devlet” sloganını savunduklarını vurgulayarak, SDG’nin Suriye Savunma Bakanlığı’na dahil olacağını belirtti.  

Abdi’nin bir televizyon kanalına yaptığı bu açıklamalara bakınca, İsrail’in saldırıları da dahil, Süveyda’da çıkan çatışmaların ardından, SDG tarafından Suriye hükümetine yönelik üslubun yumuşamış olması dikkat çekti. 

SDG Dış İlişkiler Sorumlusu İlham Ahmed

Örneğin SDG Dış İlişkiler Sorumlusu İlham Ahmed o süreçte yaptığı açıklamada, SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonunun net bir yapının varlığına bağlı olduğunu belirtti. 

Ahmed, bu bağlamda Şam hükümetinin ülkenin kıyı bölgeleri ve Süveyda’daki olaylar konusunda net bir tavır almasını talep etti. 

Bu tutum, Suriye hükümetinin, ABD himayesinde İsrail heyetiyle üçlü Paris toplantısı kapsamında, SDG heyetiyle bir görüşme yapmayı reddetmesine yol açtı. 

Aynı şekilde SDG Sözcüsü Ferhad Şami’nin bazı açıklamaları ise, askeri entegrasyon sürecinin siyasi geçişin tamamlanması ve temsili bir hükümetin kurulmasının ardından gerçekleşeceğine işaret etti.

Müzakere hazırlığı ve temel konulara geçiş 

Abdi son açıklamalarında, Suriye’nin toprak bütünlüğüne bağlılıklarının altını çizerek, “Suriye’nin birliği konusunda hepimiz hemfikiriz. Adem-i merkeziyetçilik ülkeyi bölmek anlamına gelmiyor” dedi. 

Ayrıca Kürt bölgelerinde Arapça’nın yanında Kürtçe’nin de resmi dil olmasını talep ettiklerini belirtti. 

SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyon mekanizmasının, Paris’te Şam yönetimi ile yapılacak yeni müzakere turunda ele alınacağı bilgisini de verdi. 

Abdi’nin söyledikleri, birleşik bir Suriye ordusuna duyulan ihtiyacın vurgulanması ve Adem-i merkeziyetçiliğin uygulanması açısından, SDG liderlerinin önceki görüşlerinden önemli ölçüde farklı değil. 

Ancak, Suriye hükümetiyle SDG güçlerinin entegrasyonu konusunda yaşanan temel anlaşmazlık noktası ve SDG güçlerinin tek bir blok halinde mi kalacağı yoksa askeri yapılanmaya mı dahil edileceği konusunda herhangi bir somut uygulama mekanizmasından bahsetmedi. 

SDG’nin silahları konusunda net bir vizyonun olmadığını vurgulayan Abdi, kıyı bölgeleri ve Süveyda’da yaşananların ardından SDG içindeki bazı grupların entegrasyona onay vermek için garanti istediğini sözlerine ekledi. 

Türkiye’nin diplomatik ve saha faaliyetleri 

SDG Komutanı Abdi’nin açıklamalarından bir gün önce, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack görüşmelerde bulundu. 

Medyada yer alan haberlere göre görüşmede SDG güçlerinin Suriye hükümetine entegrasyonu ele alındı. 

Bazı haberlerde ise Ankara’nın, SDG’nin Suriye devletine entegrasyon anlaşmasının uygulanması için Washington’u sahada harekete geçmeye ikna etme girişimleri olduğu iddia edildi. 

Türkiye’nin Savunma Bakanlığı

Sahadan edinilen bilgilere göre, Savunma Bakanlığı, Şam’dan Suriye ordusunun savunma kabiliyetlerinin güçlendirilmesi yönünde bir talep aldığını duyurduğundan bu yana, Suriye’ye zırhlı personel taşıyıcıları ve mühimmat sevkiyatı yapıyor. 

Ankara’nın, PKK liderlerinin silah bırakma kararının ardından Irak topraklarından Suriye’ye doğru hareketlerinin devam etmesinden endişe duymuş olabileceği de öne sürülüyor. Çünkü bu gelişmeler, SDG ile Suriye hükümeti arasındaki anlaşmaların tamamlanmasına engel teşkil edebilir. 

Açıklamalardan farklı pratik bir yaklaşım 

SDG’nin Şam ile varılan anlaşmalara bağlılığı teyit eden açıklamaları, Halep’in doğu kırsalında örgütün kontrolü altındaki çeşitli bölgelerde tahkimat inşa etmeye devam etmesi nedeniyle geçerli görünmüyor. 

Haysiyet Şeyhlerin Güçleri liderlerinden Kuteybe Şahabeddin olmak üzere Süveyda’daki grup liderlerinden gelen sızıntılar, SDG’nin Süveyde’nin Suriye devletine entegrasyonunu engellemek amacıyla, Dürzi lider Şeyh Hikmet Hicri’ye bağlı Süveyde Askeri Konseyi’ne destek sağladığını gösteriyor. 

Bu da SDG’nin, Suriye hükümeti ile Süveyda’daki yerel taraflar arasındaki durumun daha da kötüleşmesinde rol oynadığı anlamına geliyor. 

Mevcut bilgiler, SDG’nin medyada “özerk yönetim” kavramını kullanmaktan vazgeçmesine rağmen, sahada özerk yönetim projesinin devamı için bazı aşiretlerin desteğini almak amacıyla Haseke ve Deyrizor illerindeki aşiret liderlerini etkilemeye devam ettiğini gösteriyor. 

SDG, Trump yönetiminin, Türkiye’nin örgütün liderlik yapılarını hedef alacak, sınırlı da olsa bir askeri operasyonuna göz yummasından endişe ediyor olabilir. Bu durum, SDG’yi Şam’a daha fazla taviz vermeye itebilir. 

Bu nedenle Ankara-Şam ittifakı ile kendisi arasındaki güç dengesizliği göz önüne alındığında, SDG herhangi bir askeri kayıp yaşanmaması için siyasi sürece olan bağlılığını teyit etmeyi amaçlıyor gibi görünüyor.