Rabia Katliamı’nın 12. Yıldönümünde Bedir 3 Cezaevi’nde Açlık Grevi Başlatıldı

Bu yıl, Kahire’deki Rabiatü’l-Adeviye ve El-Nahda meydanlarındaki oturma eylemlerinin kanlı bir şekilde bastırılmasının 12. yıldönümünde, kötü koşullarıyla bilinen Bedir 3 Cezaevi’nde “yavaş ölüm” olarak tanımlanan tutukluluk koşullarını protesto etmek için açlık grevi başlatıldı.
Fokus+
Rabia Katliamı’nın 12. Yıldönümünde Bedir 3 Cezaevi’nde Açlık Grevi Başlatıldı

16.08.2025 - 12:17  |  Son Güncellenme: 02.11.2025 - 13:28

Açlık grevi yapan tutuklular, bunun bireysel bir talep değil, cezaevindeki “boğucu kuşatmaya” karşı kolektif bir yanıt olduğunun altını çizdi.

Al-Araby Al-Jadeed’in incelediği, Bedir 3 Cezaevi’nin 2. bölgesinden sızdırılan bir mektup, tutukluların insanlık dışı koşulları protesto etmek için 1 Temmuz'dan beri açlık grevinde olduğunu ortaya çıkardı.

Söz konusu koşullar arasında, mahkumların aileleriyle iletişim kurmaları, egzersiz yapmaları ve güneş ışığı almalarının engellenmesi yer alıyor.

Aynı zamanda tutukluların mektup yazmaları engelleniyor ve tedaviye erişmelerine izin verilmiyor. Böylece hücre hapsi bir tür psikolojik işkence haline geliyor.

Mahkumlar sızdırılan mektuplarında, kendilerine dayatılan sessizlik ve izolasyon bariyerini kırmak amacıyla “özgür dünyanın vicdanına ulaşmak” için çığlık attıklarını ifade ediyor.

Açlık grevi yapanların sağlığı kötüleşti

Son birkaç haftadır, çok sayıda gözlemci ve medya kuruluşu, açlık grevine başlayan tutukluların sağlık durumlarının kötüleştiğini belgeledi.

Adalet Komitesi tarafından yayınlanan bir raporda, cezaevindeki güvenlik görevlileri tarafından gelen doğrudan tehditlere yer verilerek, bayılma, kan şekeri ve tansiyonda düşüş ve umutsuzluk nedeniyle tekrarlayan intihar girişimleri rapor edildi.

Komite, en az 35 tutuklunun süresiz açlık grevine başladığını, bunlardan 15’inin durumunun kritik olduğunu ve durumun görmezden gelinmeye devam etmesi halinde bunun olası bir insani felakete yol açabileceği uyarısında bulundu.

Tutukluların aileleri ve medya tarafından yayılan sızdırılmış mektuplar arasında yer alan, Şeyh Abdurrahman Barr’ın kaleme aldığı mektupta, “Ben ve Bedir 3 Cezaevi’nin 2. bölümünden onlarca kişi 1 Temmuz'dan beri süresiz açlık grevindeyiz" ifadelerine yer verildi.

Adalet Komitesi’ne göre açlık grevi yapanlardan biri çaresizlik içinde, “Sizden korkmayacağız zalimler” diye bağırdı. Bu ifade, tutukluların tehdit ve baskıyı reddetmesini özetledi.

Rabia ve Nahda’da binlerce mağdur

Mısır güvenlik güçlerinin 14 Ağustos 2013’te Kahire'deki Rabia ve Nahda meydanlarındaki oturma eylemlerini kanlı bir şekilde dağıtması, binlerce kişinin yaralanmasına ve yüzlerce kişinin ölümüne yol açtı.

Rabia meydanında toplanan kalabalıklar

İnsan Hakları İzleme Örgütü, o dönemde yalnızca Rabia’da yüzlerce kişinin öldüğünü belgeledi ve kaydedilen ihlalleri “insanlığa karşı suç” olarak nitelendirdi.

Oturma eyleminin şiddetle dağıtılmasının ardından, protestocular bir dizi tutuklama ve yargılamayla karşı karşıya kaldı.

2013’ten bu yana oturma eylemine katılan çok sayıda Müslüman Kardeşler (İhvan) lideri ve üyesi hüküm giyerek hapse atıldı.

Birçoğu, yıllar içinde Kahire’nin kuzeyinde yer alan ve çok sayıda ihlalin kaydedildiği Bedir 3 Cezaevi’ne nakledildi.

Müslüman Kardeşler lideri Muhammed El-Baltacı, Şeyh Abdurrahman El-Barr ve eski Vakıflar Bakanı Rifaa Tahtavi gibi önde gelen isimler yıllar içinde burada açlık grevlerine başladı.

Bu yılki Rabia Katliamı’nın 12. yıldönümünde de aynı şeyler, yani 2013 olaylarının bağımsız ve şeffaf bir şekilde soruşturulması, siyasi gözaltı politikalarına son verilmesi, insan hakları ve sağlık örgütlerinin cezaevlerine erişiminin sağlanması talep edildi.

Sonuç olarak, açlık grevi yapan tutukluların ölümlerini önlemek için insani taleplerinin acilen karşılanması gerekiyor.

 

Kaynak: Al-Araby Al-Jadeed