Mısır ve Türkiye: 13 Yıl Sonra “Dostluk Denizi” Geri Döndü!

23.09.2025 - 12:59 | Son Güncellenme: 23.09.2025 - 13:11
Türkiye Savunma Bakanlığı, Eylül 2025’te yaptığı açıklamayla Mısır’la ortak “Dostluk Denizi” tatbikatlarının 13 yıl aradan sonra yeniden başlayacağını duyurdu.
22–26 Eylül tarihleri arasında Doğu Akdeniz’de düzenlenecek tatbikat, deniz ve hava kuvvetlerinin geniş katılımıyla yapılacak.
Tatbikat, iki ülkenin donanma komutanlarının da katılacağı “gözlem günü”yle taçlanacak.
Bu sadece sıradan bir askeri tatbikat değil. Aynı zamanda bölgede derin jeopolitik dönüşümlerin ve iç içe geçen siyasi–askeri mesajların habercisi. Gaza’dan Libya’ya, enerji dosyalarından yeni bölgesel ittifaklara kadar pek çok alana uzanan etkileri olacak.
Yakınlaşmadan krize, krizden normalleşmeye
“Dostluk Denizi” tatbikatları ilk kez 2009’da başlamış ve 2013’e kadar her yıl devam etmişti. Ancak 2013’te Mısır’da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesi ve Ankara’nın sert tepkisiyle ilişkiler dibe vurdu. Bunun sonucunda tatbikatlar tamamen askıya alındı.

Sonraki yıllarda Mısır–Türkiye ilişkileri tam anlamıyla gerilimli geçti: Libya, Doğu Akdeniz ve Gazze dosyalarında karşı karşıya geldiler; siyasi ve medya dili sürekli sertleşti. Ancak 2021’den itibaren yeni bir süreç başladı: Diplomatik temaslar, büyükelçilerin dönüşü, 2024’te karşılıklı devlet başkanı ziyaretleri… Ve nihayet 2025’te askeri tatbikatların yeniden başlaması.
Kısacası, “Dostluk Denizi” iki ülkenin ilişkilerinde kopuştan ortaklığa dönüşümün sembolü oldu.
Gözden Kaçmasın
Neden şimdi?
Tatbikatın 2025 Eylül’ünde yapılması tesadüf değil. Bunun arkasında dört temel başlık öne çıkıyor:
Gazze Savaşı: 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de devam eden İsrail saldırıları, bölgeyi ateş hattına çevirdi. Hem Mısır hem Türkiye, zorla göç ettirme planlarına karşı çıkıyor. Dolayısıyla bu tatbikat, askeri boyutun ötesinde Filistin meselesine de güçlü bir mesaj içeriyor.
Doğu Akdeniz gerilimi: Gaz rezervleri ve deniz yetki alanları konusunda son on yılda büyük çekişmeler yaşandı. Mısır–Türkiye askeri yakınlaşması, İsrail–Yunanistan–Güney Kıbrıs eksenine karşı yeni bir denge arayışına işaret ediyor.
Bölgesel dönüşümler: Orta Doğu’da yeni ittifaklar kuruluyor, saflar yeniden şekilleniyor. Böyle bir tabloda Mısır ve Türkiye birbirini ortak olarak görüyor.
Libya dosyası: Yıllarca rekabet alanı olan Libya’da, iki ülke artık istikrar için koordinasyona yöneliyor. Tatbikat, bu güven inşasının askeri boyutunu pekiştiriyor.
Açık hedefler, gizli mesajlar
Her iki ülkenin savunma bakanlıkları tatbikatın resmi amacını “ikili ilişkileri güçlendirmek” ve “ortak çalışabilirliği artırmak” olarak duyurdu. Ancak satır aralarında çok daha önemli mesajlar var:
İsrail’e gözdağı: Mısır ve Türkiye, ortak tatbikatla İsrail’in yayılmacı politikalarına karşı ortak tavır sergiliyor. Donanma, denizaltı ve savaş uçaklarının sahadaki uyumu doğrudan caydırıcılık mesajı içeriyor.

Mısır’ın stratejik dengelemesi: Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs’la sürdürdüğü askeri işbirliğini dengelemek için Ankara ile de yakınlaşıyor. Bu, özellikle enerji ve deniz yetki alanlarında Mısır’a esneklik kazandırıyor.
Türkiye’nin yeniden sahneye çıkışı: Ankara, Doğu Akdeniz’de dışlanma girişimlerini Mısır’la işbirliği sayesinde kırmayı hedefliyor.
Mısırlı emekli Tümgeneral Sameer Farag, Fokus Plus’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Mısır ve Türkiye’nin yakınlaşması özellikle Doğu Akdeniz’de ciddi değişimlere yol açacak. Gaz çatışmaları yüzünden bölge zaten gergin, bu nedenle bu askeri işbirliğini destekliyoruz.”
Sadece tatbikat değil, sanayi İşbirliği de var
Tatbikat, aynı dönemde imzalanan savunma sanayi anlaşmasıyla da destekleniyor. Mısır Arap Sanayileşme Kurumu ile Türkiye’den Havelsan, savaş amaçlı insansız hava araçları üretimi için mutabakat zaptı imzaladı. Bu da gösteriyor ki işbirliği sadece deniz tatbikatıyla sınırlı değil; daha geniş bir savunma ortaklığının parçası.
Yeni ittifaklara doğru mu?
“Dostluk Denizi”nin geri dönüşü, bölgedeki ittifak haritasını da değiştirebilir:
İsrail–Yunanistan–Kıbrıs hattı: Bu üçlü, Mısır–Türkiye kopukluğunu fırsata çevirmişti. Şimdi ise denklemler yeniden yazılabilir.
Türkiye–Mısır–Libya ekseni: Yıllarca rekabet sahası olan Libya, artık işbirliği alanına dönüşebilir.

Daha geniş İslam ekseni: Suudi Arabistan’ın Pakistan’la imzaladığı savunma anlaşması, Katar ve BAE’nin yeni güvenlik düzenlemeleri… Bu ortamda Mısır–Türkiye tatbikatı, İslam ülkeleri arasında “ortak güvenlik” arayışının parçası olarak okunabilir.
Farag, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Bu tatbikat sadece askeri değil, siyasi ilişkilerin de geri döndüğünün göstergesi. Mısır donanması oldukça güçlü, modern silahlarla donatılmış durumda. Türkiye’nin de aynı şekilde gelişmiş kapasitesi var. İki ülke bölgenin en güçlü devletleri. Askeri yakınlaşmayı siyasi yakınlaşma izleyecek ve bu her iki tarafa da fayda sağlayacak. Hele ki Suudi Arabistan’ın Pakistan’la savunma anlaşması imzaladığı, İsrail'in Katar'ı bombaladıktan sonra ABD ile savunma anlaşmasını yenilediği, dönemde…”
Stratejik ortaklığa doğru mu?
Sonuç olarak, 13 yıl sonra yeniden başlayan “Dostluk Denizi” tatbikatı, Mısır–Türkiye ilişkilerinde tarihi bir dönüm noktası. Bu yalnızca askeri bir eğitim değil; yeni bir ortaklık yolunun işareti.
Bölgenin kaotik tablosunda, Kahire ve Ankara’nın eski kavgaları geride bırakıp ortak bir geleceğe yöneldiği görülüyor. Gazze’den Doğu Akdeniz’e uzanan tüm dosyalar bu işbirliğinin nereye evrileceğini gösterecek. Ancak şimdilik net olan şu: İki ülke, işbirliğini yeniden tanımlıyor ve bu, bölge siyasetinde yeni bir dönemi başlatabilir.





