Gazzelilerin Kararlılığı İsrail’in “Tehcir” Planlarını Engelliyor

Filistinlilerin Gazze’nin kuzeyine dönüşü, İsrail’in yerinden etme stratejilerine karşı büyük bir direnişin simgesi olarak görülüyor. Öte yandan, ateşkesin ardından Gazze halkının kararlılığı, bölgedeki siyasi ve askeri hesapları alt üst etmiş durumda.
Tasaheel Abukmeil
Gazzelilerin Kararlılığı İsrail’in “Tehcir” Planlarını Engelliyor
28 Ocak 2025

İsrail işgal ordusunun Gazze Şeridi’nde 15 aydır sürdürdüğü soykırım sırasında evlerinden zorla çıkarılan on binlerce Filistinli, dün sabah Gazze Şeridi’nin kuzeyine geri dönmeye başladı.  

Aylarca geçici barınaklarda yaşadıktan sonra Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki evlerine dönen on binlerce Filistinlinin “tarihi görüntüleri” hafızlara kazındı.  

19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes anlaşması uyarınca, bir grup Filistinli güneydeki bölgelerden Gazze Şeridi’nin batısında bulunan sahildeki er-Raşid Caddesi üzerinden yaya olarak, bir diğer grup ise Selahaddin Caddesi üzerinden güvenlik kontrolünden geçen araçlarla kuzeydeki evlerine geri dönmeye başladı.  

Halkın uyum ve direnişi  

Uluslararası ilişkiler alanında araştırmacı olan Amani es-Sinvar, Filistinlilerin Gazze şehri ve kuzeye dönüş sahnelerinin, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Gazzelileri Ürdün ve Mısır’a yerleştirme” planına verilen en anlamlı yanıt olduğunu söyledi.  

Sinvar, konuya ilişkin Fokus Plus’a yaptığı açıklamada, “Bu dönüş, Filistin direnişi ile Gazze Şeridi’ndeki halk arasında son 15 ayda gerçekleşen büyük uyum olmadan mümkün olamazdı” ifadelerini kullandı.  

İsrail işgal güçlerinin soykırım gerçekleştirdiği süre boyunca Filistin direnişinin halkı koruduğunu ve onlar için “aşılmaz bir kalkan” olduğunu vurgulayan Sinvar, “Halk ise Gazze şehri ve kuzeydeki kararlılıklarıyla direnişi kucakladı” diye konuştu.  

Araştırmacı, Filistin halkının normalleştirilemeyeceğini, yok edilemeyeceğini ya da iradesinin zorla kırılamayacağını dünyaya kanıtlamış olması nedeniyle bu sahnelerin siyasi açıdan önemli olduğunu dile getirerek, şunları ekledi:  

“Bu savaş, acımasızlığına ve büyük can kayıplarına rağmen, Gazze’ye yönelik uzun yıllar boyunca her türlü yerinden etme ve tahliye girişimine karşı dokunulmazlık sağladı.”  

(İzzeddin El Kassam üyeleri Gazze’nin merkezindeki Filistin Meydanı’nda.)  

Filistinlilerin kararlılığının Gazze’yi korumakla sınırlı kalmadığını söyleyen Sinvar, “Bu, yaklaşan yerinden etme planlarına karşı Gazze’nin cesareti sayesinde bağışıklık kazanan Batı Şeria’yı da içine alacak şekilde genişledi” dedi.  

Araştırmacı, bu kararlılığın yerel ve bölgesel taraflara, Filistin halkının maruz kaldıkları soykırıma rağmen varlıklarını hedef alan her türlü planı bozabilecek güçte olduğu yönünde güçlü bir mesaj gönderdiğini de vurguladı.    

Gazze’nin kararlılığının sadece Filistin coğrafyasını korumakla kalmadığını yineleyen Sinvar, bunun aynı zamanda bölgeyi de yıkıcı siyasi, demografik ve güvenlik yansımalarından koruduğunu ekledi.  

Mutlak savaşın sonu  

Yerlerinden edilen binlerce Filistinlinin Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki evlerine geri dönmesi İsrailliler arasında tepkilere yol açtı.    

Bazı İsrailliler, bunu “siyasi ve askeri bir yenilgi” olarak değerlendirdi.  

Bu bağlamda, İsrail Ordu Radyosu muhabiri Doron Kadosh dün aktardığı haberde şu ifadeleri kullandı:  

“Hamas bu sabah istediğini başardı ve kuzey kesiminin tam kontrolünü yeniden ele geçirdi. Bir buçuk milyondan fazla Filistinli geri dönecek ve bu da bölgede gelecekte yapılacak herhangi bir askeri operasyonu neredeyse imkansız hale getirecek.”  

Öte yandan, İsrailli gazeteci Amichai Stein ise The Jerusalem Post gazetesinde kaleme aldığı yazısında şu ifadelere yer verdi:  

“Filistinlilerin Gazze'nin güneyinden kuzeyine geçişinin engellenmesi, İsrail’in Hamas üzerindeki en büyük kozunu oluşturuyordu ve bu son birkaç aydır süren müzakerelerin çıkmaz noktalarından biriydi.”  

İsrail yetkililerinin aylardır, “İnsanların güneyden kuzeye serbestçe gitmesine izin vermeyeceğiz, herkes kontrol edilecek” şeklinde açıklamalar yaptığını vurgulayan Stein, “Ancak, son 24 saatte gördüğümüz fotoğraflar, bu vaadin bir hayal olduğunu gösteriyor” diye ekledi.  

Yedioth Ahronoth gazetesinde yer alan bir başka haberde de, İsrail’in, Filistinlilerin Gazze Şeridi’nin kuzeyine dönmesine izin veren Netzarim eksenini yeniden açarak, gelecekteki takas anlaşmaları için ana pazarlık gücünü kaybettiği vurgulandı.  

Söz konusu habere göre askeri kaynaklar da, Netzarim ekseninin açılmasını, İsrail'in “karşı tarafın yükümlüğü konusunda tam bir güvence almadan anlaşmanın tüm bedelini ödemesi” olarak nitelendirdi.  

Aynı bağlamda, “Yedek Komutanlar ve Savaşçılar Forumu” adlı İsrailli grup, yerinden edilen Gazzelilerin kuzeydeki evlerine dönüşünü “tehlikeli bir adım” olarak nitelendirerek, bunun “savaş sırasında elde edilen stratejik bir kazanımın, kısmi bir anlaşma karşılığında devredilmesi anlamına geldiğini” vurguladı.  

Ateşkes anlaşması nedeniyle geçtiğimiz günlerde istifa eden Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de, Filistinli mültecilerin Gazze Şeridi’nin kuzeyine dönüşüne tepki gösterdi.  

Ben-Gvir dün yaptığı açıklamada, “Netzarim’in bu sabah açılması ve binlerce Gazzelinin kuzeye geçmesi Hamas’ın zaferinin ve pervasız anlaşmanın bir başka aşağılayıcı yönünün görüntüleridir” ifadelerini kullandı.  

Aşırı sağcı Ben-Gvir, “Kahraman İsrail askerleri, Gazze Şeridi’nde bu görüntüleri mümkün kılmak için savaşmadı ve hayatlarını bunun için vermedi. Savaşa geri dönmeliyiz ve yok etmeliyiz” diye ekledi.  

Diğer yandan, İsrail merkezli Kanal 12, yerinden edilen Gazzelilerin kuzey bölgelerine dönüşünü gösteren görüntüleri yayınladı.  

Kanalda yer alan haberde, bu sahnelerin “savaşın mutlak sonunu temsil ettiğine” de vurgu yapıldı.  

Kanal 14’ün askeri muhabiri de, İsrail askerlerinin Netzarim koridorundan gözyaşları içinde ayrıldıklarını bildirerek, “Gazze Şeridi’nde bir yılı aşkın süredir yaptıkları her şeyin boşa gittiğini görüyorlar” şeklinde bir yorumda bulundu.  

(Gazze’nin kuzeyine dönen Filistinliler.)  

İsrail başarısız oldu  

İsrail meseleleri konusunda uzman olan Imad Ebu Avad, Filistinlilerin Gazze’nin kuzeyine kitlesel dönüş konusundaki kararlılığını Fokus Plus için değerlendirdi.  

Ebu Avad, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik savaşta izlediği politikaların, Hamas’ı ortadan kaldırmak, direnişin iradesini kırmak ve halkın Hamas etrafında toplanmasını engellemek gibi stratejik hedeflerine ulaşamadığına dikkat çekti.  

İsrail içindeki tartışmaların, bu askeri ve siyasi başarısızlığın altını çizdiğini söyleyen Ebu Avad, bu bağlamda Hamas’ın hala Gazze Şeridi’ni yönetmeye devam ettiğini ve İsrail’in ortadan kaldırmaya çalıştığı “tehdidin” sürdüğünü belirtti.  

Ebu Avad, Generallerin Gazze’nin kuzeyini (Gazze şehri ve kuzey bölgeleri) insansızlaştırarak yeniden iskan etme ya da askeri bir bölgeye dönüştürme planının başarısız olduğunu da ekledi.  

İsrail toplumu bölünüyor  

İsrailli yerleşimciler ve Gazze’yi çevreleyen yerleşim yerlerindeki bölgelerine dönmeyi reddetmeleri konusuna değinen Ebu Avad ayrıca şu değerlendirmeyi yaptı:  

“Toprağın sahibi olan bir Filistinli ile Avrupa’dan gelen, ikinci bir vatandaşlığa sahip olan ve fedakarlık yapma konusunda pek istekli olmayan bir yerleşimci arasında temel bir fark bulunuyor.”  

İsrail toplumunun giderek büyüyen bir iç bölünme yaşadığına dikkat çeken Ebu Avad, “Sınır bölgelerindeki güvenlik ve istikrar eksikliğinin yanı sıra 30 milyar şekel olarak tahmin edilen yeniden inşa maliyetleri, İsraillileri daha fazla lüks ve güvenlik sunan Tel Aviv yakınlarındaki merkezi bölgelerde yaşamaya itiyor” ifadelerini de kullandı.  

Hamas ve İsrail arasında, üç aşamada uygulanması kararlaştırılan ateşkes anlaşması 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girdi.  

Söz konusu anlaşmanın 42 gün sürmesi beklenen ilk aşamasında, iki taraf arasında rehine ve tutuklu takası ile yerlerinden edilen Filistinlilerin Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki evlerine geri dönmesine izin verilecek.  

Bu arada, anlaşmanın garantör ülkeleri Katar, Mısır ve ABD’nin arabuluculuğu ile ikinci ve üçüncü aşamanın ayrıntıları hakkında müzakereler sürecek.