Filistinli Direniş Grupları Savaşı Sona Erdirmek İçin Kapsamlı Anlaşma Konusunda Kararlı

23.04.2025 - 11:37 | Son Güncellenme: 02.07.2025 - 13:49
Hamas, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, çok sayıda İsrailli rehine karşılığında 45 günlük sınırlı bir ateşkes yapmak istediği kısmi ve sınırlı anlaşmayı reddetti.
Hamas’ın Gazze’deki lideri ve müzakere heyeti başkanı Halil Hayya 17 Nisan’da yaptığı açıklamada, hareketin artık Gazze savaşını sona erdirmek için yalnızca “kapsamlı anlaşma” seçeneğine odaklandığını bildirdi.
Söz konusu anlaşma, İsrail’in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesi, saldırıların derhal durdurulması ve Filistinli tutuklular karşılığında tüm İsrailli tutukluların serbest bırakılmasını içeriyor.
İsrail hükümeti, geçtiğimiz günlerde Hamas ve Filistin direniş hareketine, 45 günlük bir süre içerisinde rehineler karşılığında Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını öngören bir teklif sundu.
Söz konusu öneride savaşın sona erdirilmesi, Hamas’ın silahsızlanması ve savaşın ertesi günün niteliği gibi konular yer aldı. Ancak Hamas bu teklifi reddetti.
Diğer yandan, Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları’nın, İsrail’in 15 Nisan’da düzenlediği hava saldırısının ardından yaptığı açıklamaya göre, arabulucular Hamas’a ABD’li-İsrailli asker Edan Alexander’ın serbest bırakılmasını teklif etti.
İzzeddin Kassam Tugayları’nın, İsrail ordusunun saldırısı nedeniyle Alexander’ı tutan grupla iletişimin koptuğunu duyurmasının ardından, takas konusuyla ilgili ABD’li taraflar, Katar ve Mısırlı arabulucular ile temasa geçerek, Alexander hakkında bilgi talep etti.
İzzeddin Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde ise, 20 Nisan’da konu hakkında yaptığı açıklamada, Alexander’ı korumakla görevli bir Hamas üyesinin İsrail'in hava saldırısında “şehid” olduğunu söyledi.
Hamas’ın elindeki rehinlerin akıbeti henüz bilinmezken, İsrail işgal ordusunun rehineleri kasten hedef alıp öldürdüğü iddia ediliyor.
Bu gelişme, Netanyahu hükümetinin Hamas’a baskı yapmak amacıyla 18 Mart’ta Gazze’ye yönelik savaşa yeniden başlaması ve 2 Mart’tan bu yana insani yardım girişlerini tamamen kapatılmasıyla Gazze Şeridi’nde insani krizin arttığı bir dönemde yaşandı.

Gazze savaşını sona erdirecek kısmi anlaşma yok
Öte yandan Hamas liderlerinden Mahmud Merdavi, hareketin kısmi anlaşmaları kesin bir dille reddettiğini bildirdi.
Merdavi, İsrail işgal ordusunun söz konusu kısmi anlaşmaları, Gazze savaşını sona erdirmeden veya gerçek bir taviz vermeden Filistin sorununu ortadan kaldırmak ve daha fazla zaman kazanmak için bir araç olarak kullandığını vurguladı.
Bu tür bir anlaşmanın, Filistin halkının yaptığı büyük fedakarlıklarla uyuşmadığını ve saldırıların durmasını garantilemediğinin altını çizen Merdavi, İsrail’in rehinelerin büyük bir kısmını almasına rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediği önceki deneyimlerin tekrarlanmasından endişe ettiklerini söyledi.
Hamas lideri, hareketin bakış açısına göre çözümün, saldırıların durdurulması, İsrail işgal ordusunun Gazze’den çekilmesi, ablukanın kaldırılması ve yeniden inşayı içeren kapsamlı bir anlaşmanın yanı sıra Filistinli tutukluların onurunu koruyan bir takas anlaşmasına varılmasında yattığını vurguladı.
Bu konuların hepsinin birbirine bağlantılı olduğunu söyleyen Merdavi, Netanyahu’nun ülke içi ve dışındaki baskıların artması ve popülaritesinin hızla düşmesinin yanı sıra çökmekte olan hükümetini kurtarmayı amaçlayan sınırlı anlaşmalar konusundaki ısrarı ışığında, bu konuların hiçbir şekilde birbirinden ayrılmasının kabul edilemeyeceğini dile getirdi.
Direniş gruplarının birleşik pozisyonu
Diğer taraftan, İslami Cihad Hareketi Sözcüsü Muhammed El-Hac Musa, müzakereleri yürüten Hamas’ın öncülüğündeki tüm güçler arasında tam bir istişare ve koordinasyon olduğunu söyledi.
Hac, başta saldırıların durdurulması olmak üzere herkesin ulusal hedeflere ulaşmanın gerekliliği konusunda hemfikir olduğunun altını çizerek şunları ekledi:
“Biz İslami Cihad Hareketi ve tüm direniş güçleri olarak, müzakerelerde Hamas hareketindeki kardeşlerimizin liderliğine güveniyoruz. Gazze Şeridi’nde saldırıların tamamen durdurulması ve işgal güçlerinin kapsamlı şekilde çekilmesini içermeyen hiçbir anlaşmanın kabul edilmemesi yönünde ulusal bir mutabakat bulunuyor. İsrail’in anlaşmayı reddetme ve ihlal etmesi bu kolektif pozisyonu güçlendirdi.”
İslami Cihad Sözcüsü, direniş gruplarının kısmi anlaşmaları reddetmesinin nedenlerine ilişkin olarak, daha önce bazı maddelerin onaylanmasının kısmi bir anlaşmanın onaylanması anlamına gelmediğini, aksine bunun aşamalara ayrılmış kapsamlı bir anlaşma olduğuna dikkat çekti.
Aynı zamanda Netanyahu hükümetinin anlaşmayı reddettiğini ve ihlal ettiğini vurgulayan Hac açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü:
“Netanyahu, ABD’nin desteğiyle dünyayı, yaşananların kısmi bir anlaşma olduğuna inandırmaya çalışıyor. Oysa direniş, anlaşmanın ikinci aşamasına geçmek için bekliyordu. İsrail, gerçek anlamda saldırıları durdurma taahhüdü vermeden, mümkün olduğunca çok sayıda rehineyi kurtarmak amacıyla günler veya haftalar sürecek geçici bir ateşkes ilan etmeye çalışıyor. Bunların aslında soykırım savaşını sürdürmeye yönelik manevralar olduğunu görüyoruz.”
Hac bu bağlamda, direniş güçlerinin, İsrail işgal ordusuna suçlarını sürdürmeleri için ek bir fırsat vermeyi reddettiğini de ekledi.
Son haftalarda binlerce İsrailli, Gazze savaşının sona erdirilmesi, takas anlaşması yapılması ve Gazze Şeridi’nden çekilmeyi talep eden bildirilere imza atıyor.
İmzacılar arasında üst düzey güvenlik, ordu ve hatta polis yetkililerinin yanı sıra İsrail ordusunda görevli yedek subaylar ve askerler de yer alıyor.

Müzakere boşluğu yaratma çabası
Öte yandan, Arap Stratejik Araştırmalar ve Araştırma Merkezi Müdürü Ahmed Tanani, Hamas’ın teklif ettiği şeyin, saldırılarla hedeflerine ulaşamayan İsrail’in müzakerelerle siyasi kazanımlar elde etmeye çalışması nedeniyle, mevcut siyasi çıkmazda bir müzakere boşluğu yaratma çabasının bir parçası olduğunu söyledi.
Tanani, Hamas’ın “kapsamlı bir anlaşma” sunarak, müzakere denklemini yeniden formüle etmeye ve Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un sunduğu da dahil, İsrail’in önerilerini karşılamayan kapsamlı bir müzakere alternatifi sunmaya çalıştığını söyledi.
Hareketin bu önerisiyle, özellikle kapsamlı çözüme yönelik uluslararası çağrıların arttığı bir ortamda, mevcut çıkmazı kırmayı ve tartışma koşullarını iyileştirmeyi amaçladığını da ekledi.
Tanani aynı zamanda, kapsamlı anlaşma önerisinin takas meselesinin ötesine geçerek, Hamas’ı müzakerelere engel olan bir taraf olarak değil, Gazze savaşını sona erdirmeyi ve kapsamlı bir siyasi ufuk açmayı hedefleyen “sorumlu bir taraf” olarak yeniden konumlandırdığını vurguladı.
Teklifin aynı zamanda, uzun vadeli ateşkes düzenlemelerinin görüşülmesine kapı araladığını belirten Tanani, direniş silahları konusunun Filistin davasının geleceğiyle bağlantılı daha geniş bir çerçevede ele alındığını dile getirdi.
Bu bağlamda özellikle Arap Birliği Zirvesi’nde kabul edilen Mısır’ın yeniden yapılanma planının, silah sorununu Filistinliler için siyasal ufukla ve 1967 sınırları içerisinde bağımsız devlet kurma hakkıyla ilişkilendirdiğine de dikkat çekti.
Tanani, Gazze savaşına ilişkin yaşanan müzakere krizinin tekrarlanan girişimlere rağmen, ancak siyasi bir mucizeyle çözülebilecek açık bir çıkmaz olarak göründüğünü vurguladı.
Bölgesel ve uluslararası göstergelerin, açıkça direnişin kuşatılması, siyasi ve askeri manevra alanlarının daraltılması yönünde işaret verdiğini de ekledi.
Tanani ayrıca, Hamas ve Filistin direniş gruplarının, mevcut gerçekliğin, “saldırılar ve gerilim duvarında” olası gedikleri açmak için yüksek düzeyde akıllı esneklik ve hassas manevralar gerektirdiğinin farkında olduğunun altını çizdi.
Görüldüğü üzere top sesleri kesilince direnişin sona ermediğini, aksine daha tehlikeli bir aşamaya doğru uzandığını söyleyen Tanani, işgal hükümetinin, en aşırı unsurlarıyla Filistin davasını tümüyle tasfiye etmeye, hatta Filistin’in siyasi ve coğrafi varlığını tehdit edecek adımlar atmaya çalıştığını da sözlerine ekledi.
Kaynak: El Arabi el Cedid





