Trump'ın Açıklamaları Hangi Bağlamda Yorumlanabilir?

Araştırmacı Mohammed AbuTaqiya, İsrail’in Gazze’yi ABD’ye teslim etme planı üzerinden Filistin meselesini ve direnişi Fokus+ için kaleme aldı.
Mohammed AbuTaqiya
Trump'ın Açıklamaları Hangi Bağlamda Yorumlanabilir?
10 Şubat 2025

Bilindiği gibi, "siyasiler" hedeflerine ulaşmak için askeri seçeneğe yöneldiklerinde, ilk olarak 'askeri' seviyede yapılmak istenen şey, karşı tarafın savaşma iradesini kırmak ve destekçileri arasında moral bozukluğu yaratmaktır. Ve sonrasında istenilen siyasi şekil dayatılır, burada şekil mecaz anlamda siyasi olarak adlandırılmaktadır, aslında bu bir işgal ve tarihte benzeri görülmemiş bir soykırımdır.  

Gazze halkının gösterdiği efsanevi direniş, daha önce hiç görülmemiş bir şekilde halkın direncini ortaya koyarak iradesine sahip çıktı. Gazze’deki direnişçilerin de cephelerin her noktasında, son dakikasına kadar gösterdiği cesaret, performans ve kararlılık, benzeri olmayan bir sahneye dönüştü. 471 gün sonra herkes, Gazze halkını ve mücahitlerini kararlılık ve sarsılmaz bir iradeyle çıkarken gördü, sanki savaş, dayanılmaz acılar ve vahşet hiç olmamış gibi. Her türlü zorluğa rağmen yoluna devam etme kararlılığını, tüm işgalcilerin büyük bir komployu ve yakın “İslam dünyası” çevrelerinin ihanetini göğüsleyerek sürdürdüler. 

Amerikan Başkanı Trump, Netanyahu ve ordusunun gerçekleştiremediği bir planı devreye sokmaya çalışarak, Gazzelileri kitlesel olarak göç ettirme fikrini gündeme getirdi. Trump’ın düşüncesine göre, Gazze'nin işgali ya da kontrol altına alınması, Orta Doğu’daki ve dünyadaki büyük bir sorunu çözebilir, bu da Yahudi Siyonistlerini memnun etmek ve Trump’ın başkanlık dönemindeki pazarlıklarını yapmak için bir ortam yaratmak anlamına geliyor. 

Ancak soykırımcı Netanyahu ve işgalci İsrail'in Trump yönetimi aracılığıyla gerçekleştirmeye çalıştığı şey, sadece Gazze'nin işgali ve halkının zorla göç ettirilmesiyle sınırlı değil. Onlar, bölgedeki dini ve genişleme odaklı büyük projeler ve nüfuz peşindeler. Şu anki koşullar, bu tür projelerin hayata geçirilmesi için oldukça uygun görünüyor, çünkü Arap ve İslam dünyasında bir zayıflık, yol kaybolması ve alçalma yaşanıyor ve dünyanın genelinde orman kanunları hâkimdir. Siyonist/küresel işgal güçleri, insan hakları ve demokrasi iddialarıyla tüm dünyaya meydan okurken, bu durumu bölgedeki halklara karşı da açıkça sürdürüyor. 

Aksa Tufanı dünyaya neyi hatırlattı? 

“Aksa Tufanı” birçok gerçeği gün yüzüne vura vura çıkardı, zalim dünyayı ve uluslararası sistemin çelişkilerini ortaya koydu. Daha önce de söylediğimiz gibi, Aksa Tufanı herkesi büyük bir sorumlulukla (fırsat) yüzleştirdi, bu sorumluluklardan kaçış veya erteleme yok. Pek çok kişi, bir şeyin görülmemesinin, onun var olmadığı anlamına geldiğini düşünüyor. 

Sonuç olarak, bu, Siyonist-Amerikan entrikasının sahiplerine geri dönecektir. Özgürlüğün/Allah'ın kaderiyle Gazze, maddi her şeyden yoksun ve küçücük bir yer olmasına rağmen, ümmetimizin tarihi açısından çok önemli bir dönemde büyük bir etki yaratan bir yer oldu. Bu etkinin sonuçları, Allah’ın izniyle gelecekte açıkça görülecektir.  

Trump ve Netanyahu’nun planlarına karşı koyma konusunda ise, anahtar rolü oynayacak taraflar şunlardır:  

  • Filistin halkının tümü, özellikle Gazze halkı, topraklarına sıkı sıkıya bağlı kalmaları, ne olursa olsun kalacakları konusunda kararlılıklarını sürdürmeleri etkili olacaktır. Gerçekten de tarihte hiçbir halkın yapmadığını yaptılar. Bugün 25'ten fazla toplu farklı görüşme yaptım ve Gazze'nin çeşitli noktalarında herkes şunu söylüyor: “Açlık, büyük yıkım ve çok zor bir durum olmasına rağmen burada kalacağız ve Firavun'a karşı direniş göstererek zafer kazanacağız.” 
  • Filistinli grupların liderliğinin, adil duruşlarını kararlı bir şekilde sürdürmeleri, düşmanlara siyasi, güvenlik ve psikolojik baskılar altında herhangi bir zayıflık veya boşluk vermemeleri önemli olacaktır. Ayrıca, Gazze halkının direnci acil, geniş kapsamlı insani, maddi ve lojistik yardımlar yoluyla desteklenmelidir. 
  • Arap ve İslam dünyasında, özellikle komşu olan ülkelerdeki yönetimlerin, bu komplonun geçişine veya engellenmesine çok önemli etkisi olacaktır. (Var olan olumsuz durumları unutmamak lazım.) 
  • İslam ümmetinin halkları, kurumları ve entelektüelleri, bu büyüklükteki bir komploya/toplu işgale karşı büyük bir rol oynayacaklardır, çünkü bir İslam vakfı olan toprağa ve her gün eziyet ve acı gören bir halkı savunmaya hiç kimsenin geri adım atamayacağı kesindir. Bu, tüm ümmetin adına yapılan bir savunmadır. 

Son olarak, Allah’a olan güvenimiz sonsuzdur ve biz iyiye inanıyoruz, gece ne kadar karanlık olursa olsun ve sabahın doğuşu ne kadar gecikirse de her şeyiyle mükemmel bir mucizeyi görmekteyiz (siyasi, halk desteği, güvenlik, askeri, entelektüel vb.). Bu mucizevi yol haritası Filistin-Gazze'dir. 

“Onlar plan yapar, Allah da plan yapar ve Allah, plan yapanların en hayırlısıdır.” 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.