Srebrenitsa’da Soykırım Bitmedi, Şekil Değiştirdi

Gazeteci Emine Şeçeroviç Kaşlı, Srebrenitsa'daki soykırımın ardından Boşnakların hala ayrımcılığa uğradığını ve bu acının devam ettiğini Fokus+ için kaleme aldı.
Emine Şeçeroviç Kaşlı
14MANS_WEB_-_Srebrenitsa’da_Soykırım_Bitmedi,_Şekil_Değiştirdi-Emine_Şeçeroviç_Kaşlı.jpg

14.07.2025 - 13:31  |  Son Güncellenme: 21.08.2025 - 10:17

Her yıl 11 Temmuz’da, Srebrenitsa soykırımının acısı bir kez daha hatırlanıyor. Dünyanın dört bir yanından insanlar bu şehre akın ediyor, toplu mezarlar başında gözyaşı döküyor, dualar ediyor. Ancak Srebrenitsa sadece bir anma günüyle sınırlı bir acı değil. Olmamalı yani... Gerçek acı, yılın geri kalan 364 gününde yaşanıyor. Çünkü Srebrenitsa’da, 1995 yılında yaşanan soykırımdan geriye sadece mezarlar kalmadı, aynı zamanda günümüzde Boşnakların devam eden mücadeleleri ve orada yaşayan Sırpların tacizleriyle dolu bir yaşam var. Bugün, Srebrenitsa’da yaşayan Boşnaklar hala kendi topraklarında ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyorlar. Çünkü Srebrenitsa Bosna Hersek sınırları içerisindeki Sırp bölgesinde bulunuyor. Sırp yetkililerin kontrolündeki bu bölgede, soykırımdan kurtulan Boşnak halkı sistematik bir psikolojik şiddetle karşı karşıya. 

Bu yıl yapılan anma törenleri ve kılınan cenaze namazlarından hemen sonra, aynı akşam, oradaki Sırp vatandaşları yine Boşnakları taciz eden şarkıları yüksek sesle çaldılar. “Ustaşalardan sonra da bu halk yaşayacak, tanrı da Sırptır” ifadelerinin yer aldığı şarkılar. Henüz cenazelerdeki toprak bile soğumadan, onlar yine gerçek yüzlerini gösterdiler. 

Potoçari mezarlığına giden yolda Sırp askerlerinin fotoğrafları-2022

Ama bu ilk değil biliyor musunuz? En acısı da belki bu. Oradaki Boşnak halkımız buna mecburiyetten alıştı. Önceden de Sırplar orada yüksek sesle milliyetçi marşları söylediler, camilere saldırdılar, provoke edici ifadeleri duvarlara yazdılar. Hatta 2022 yılında anma töreninden iki gün öncesinde Srebrenitsa’daki Potoçari mezarlığına giden yola Sırp askerlerinin fotoğraflarını astılar.

Bu sadece bir tahrik değil, aynı zamanda soykırımı reddetmenin ve kurbanları aşağılamanın açık bir göstergesidir.

Bunlara ek olarak, 2021 yılında Kurban Bayramı döneminde “Bayram Şerif Mübarek Olsun” yazılı afişler dahi Sırp yetkililerce indirildi. Bu afişlerin varlığı bile, Boşnakların kamusal alanda görünür olmasına tahammül edilemediğini ortaya koyuyor. 

Tüm bunlar yaşanırken, Srebrenitsa’da yaşayan Boşnaklar onurlarını ve varlıklarını korumak için sessiz ama direngen bir mücadele veriyor. Her gün okula giden bir Boşnak çocuk, yanında oturan öğrencinin ailesinin soykırıma katılmış olabileceğini bilerek ders dinliyor. Bir Boşnak kadın, markette alışveriş yaparken taşıdığı başörtüsünden dolayı laf işitebiliyor. Devlet dairelerinde hala taraflı davranışlarla karşılaşan Boşnaklar, istihdamdan eğitime kadar pek çok alanda ayrımcılığa uğruyor. Bu durum, sadece bir tarihsel travmanın değil, bugün hala devam eden adaletsizliğin bir göstergesi.

“Niye müsaade ediyorsunuz?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Kısacası, yetkililerimiz orada bir şey yapamıyor çünkü Sırp bölgesi, kendi yönetimi var, kendi polisi var. 

Bu ayrımcılığın sürmesinde Bosna-Hersek’in karmaşık siyasi yapısı önemli bir rol oynamaktadır. Dayton Barış Anlaşması sonrasında oluşturulan bu sistem, ülkeyi iki entiteye ayırmış; Srebrenitsa’nın da içinde bulunduğu Sırp Cumhuriyeti (Republika Srpska) bölgesinde Boşnakların siyasi temsiliyeti ve hakları maalesef neredeyse ellerinden alındı. Sırp milliyetçi partilerinin hakim olduğu yerel yönetimler, çoğu zaman Boşnaklara yönelik açık veya örtülü baskı politikaları izlemektedir. Yerel meclislerde alınan kararlar, çoğu zaman Boşnak halkının taleplerini ve acılarını görmezden gelmektedir.

Uluslararası toplumda devam eden inkar

Srebrenitsa

Sadece yerel değil, uluslararası siyasette de inkar politikaları devam etmektedir. Almanya Federal Meclisi’nde bu yıl yapılan bir oturumda, aşırı sağcı bir milletvekili Srebrenitsa’da öldürülenlerin çoğunlukla Müslüman erkekler olduğunu, dolayısıyla bunun bir “soykırım” sayılmaması gerektiğini öne sürerek uluslararası hukuku ve mahkeme kararlarını alenen inkar etmiştir. 

Bu skandal açıklama, yalnızca Srebrenitsa kurbanlarına değil, aynı zamanda insanlık onuruna yönelik bir saldırıdır. Böyle bir yaklaşım, soykırımı gerçekleştiren zihniyetin bugün hala yaşatıldığını gösterir. Peki, şaşırıyor muyuz? Dünyanın gözü önünde Gazze’de soykırım devam ederken, hayır.

Srebrenitsa, sadece anma günlerinde değil, yılın her günü hatırlanması gereken bir yer. Çünkü orada yaşayan insanlar için soykırım geçmişte kalmadı, bugün de çeşitli şekillerde sürüyor. Onların yaşadığı tacizler, ayrımcılık ve inkar politikaları, uluslararası toplumun ilgisi anma günü geçtikten sonra hızla azalırken bile devam ediyor. Bu nedenle, Srebrenitsa’yı sadece 11 Temmuz’da ziyaret etmek değil, o insanların mücadelesine yıl boyunca destek olmak gerekiyor. Bu hafızayı canlı tutmak, yalnızca birkaç saatlik törenlerle sınırlı kalırsa, geriye kalan günlerde yaşanan baskılar görünmez olur.

Srebrenitsa’yı anlamak, yalnızca yaşanılan soykırımı öğrenmek değil, aynı zamanda bugün yaşanan hak ihlallerini fark etmekle mümkündür. Orada yaşayanların talepleri basit, adalet, eşitlik, huzur. Ancak bu talepler, bölgedeki siyasi yapı ve milliyetçi tutumlar nedeniyle karşılık bulamıyor. Bugün, oradaki Boşnak halkı yalnız bırakılırsa, bu tarihi yara daha da derinleşir. O yüzden, medyada, siyasette ve toplumun her alanında Srebrenitsa’nın sesi duyulmalı. Sadece kurbanların değil, yaşayanların da sesi olunmalı.

Unutmamak, sadece geçmişi anmakla olmaz; bugünü anlamakla ve yarına sahip çıkmakla olur. Srebrenitsa’da hala mücadele eden insanlar var. Onlara destek olmak, bir mezar başında dua etmekten daha fazlasını gerektirir, onların yaşadığı gerçeği görmek, hissetmek ve bunu dünyaya anlatmak. Srebrenitsa, bir mezarlık değil, hala yaşamak için direnen bir halkın adı. Ve biz, bu halkı sadece bir gün değil, her gün hatırlamak zorundayız.

Son olarak, Türkiye’deki bütün belediyelere, kurumlara, derneklere, STK’lara çağrıda bulunalım. Srebrenitsa’yı yıl içerisinde de ziyaret edin. Büyük projeler yapmak zorunda değilsiniz. Ziyaretlerinizle bile yıl boyunca yalnız olmadıklarını hissettirebilirsiniz. Saraybosna’yı es geçin mesela. Bizler Saraybosna’da Srebrenitsa’ya göre özgürüz. 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.