Lazkiye’de Son Olaylar ve Yeni Suriye Hükümetinin İlk Büyük Sınavı


8 Aralık 2024'te gerçekleşen devrim sonrası kurulan yeni Şam hükümeti, geçtiğimiz hafta sonu en zorlu sınavlarından birini verdi. Lazkiye'de yoğun çatışmalar yaşanırken, hem iç hem de dış basında Şam hükümetinin elini zorlaştırmak amacıyla çeşitli dezenformasyon kampanyaları yürütüldü.
Bu süreci başından itibaren yakından takip ettim. Bölgede yaşayan insanlarla birebir temas kurdum, Suriyeli yetkililerle görüştüm ve güvenilir kaynaklardan gelişmeleri izledim. Türkiye’de de geniş yankı bulan bu olayların doğru bir şekilde özetlenmesi gerekiyor.
Eski rejim askerlerine af ve uzlaşma Süreci
Beşar Esad’ın devrilmesinden bir gün sonra, Suriye’nin yeni hükümeti eski rejim altında görev yapmış askerlere yönelik bir af ilan etti. Askeri Operasyonlar İdaresi, teslim olan askerlerin cezalandırılmayacağını duyurdu ve tüm silahlı güçleri silahlarını bırakmaya çağırdı.
Bu hamle, Esad güçlerine karşı yürütülen son çatışmalarda yüzlerce askerin toplu şekilde teslim olmasının ardından geldi. Yeni hükümet, eski rejim mensuplarını topluma yeniden entegre etmek amacıyla ülke genelinde uzlaşma merkezleri kurdu. Bu merkezler, eski rejim tarafından dağıtılan silahların iadesini kolaylaştırırken, savaş suçu işlememiş olanlara yasal koruma sağladı. Öte yandan, Suriyeli sivillere yönelik zulümlere karışanlar için yargılama sürecinin işletileceği belirtildi.
Esad yanlıları silahlı direnişe geçti
Bu barışçıl girişimlere rağmen, devrik Esad rejimine bağlı silahlı gruplar 6 Mart’ta Lazkiye ve Tartus kırsalında Suriye güvenlik güçlerine karşı eş zamanlı bir saldırı başlattı. Bu saldırıların, eski Esad rejimi subaylarından biri olan Mikdad Fetiha liderliğinde gerçekleştirildiği bildirildi.
Londra merkezli Al-Quds Al-Arabi gazetesine göre, Fetiha bir ses kaydında Rus güçlerinin isyandan haberdar olduğunu itiraf etti ve eğer isyan 24 saat boyunca devam ederse, Moskova’nın müdahale edebileceğini ima etti. Yaralı savaşçıların, Rusya’nın Hmeymim hava üssünde tıbbi yardım almaları talimatını verdiği öne sürüldü.
İsyanın başını çekenler arasında eski Tuğgeneral Ghiyath Dalla ve eski Tuğgeneral Yasser Salhab gibi rejimin kilit isimleri bulunuyor. Direniş grubu üç ana birimden oluşuyor:
- Esad’ın Kalkanı,
- Dağ Tugayı,
- Kıyı Kalkanı.
İsyanı kimler yönlendiriyor?
İsyana liderlik eden Ghiyath Dalla, 2012 yılında Büyük Darayya Katliamı olarak bilinen ve aralarında çocukların da bulunduğu 700’den fazla kişinin ölümüne neden olan saldırıya katılmıştı.
Dalla, 2013 yılında Şam kırsalında Muaddamiye bölgesine yönelik bir operasyon yürüterek, 2.000'den fazla sivilin ölümüne neden olmuş ve 3.000’den fazla insanı yaralamıştı.
Öte yandan, Sahil Kalkanı Tugayı komutanı Mikdad Fetiha, Esad rejimi için çalışan eski bir subaydı. Muhaliflerin Esad yanlısı orduyu mağlup ettiği süreci yorumlayan videolar yayınlayarak kendini öne çıkarmıştı. Ancak şubat ayında tekrar sahneye çıkarak, dağılan Suriye ordusunun özel kuvvetlerinden kalanlarla Sahil Kalkanı Tugayı'nı kurduğunu ilan etti ve yeni Suriye yönetimini tehdit etti.
İran’ın rolü
Suriye yetkilileri, İran’ı ülkeyi istikrarsızlaştırmak amacıyla Esad yanlılarına destek vermekle suçladı. Enformasyon Bakanlığı Halkla İlişkiler Müdürü Ali el-Rifai, İran’ın eski ordu ve güvenlik mensuplarını aktif olarak desteklediğini öne sürdü. Genel İstihbarat Başkanı Anas Khattab ise, bu unsurların sürgündeki isimlerin yönlendirmesiyle hareket ettiğini ve bu girişimin Suriye’yi yeniden kaosa sürüklemeye yönelik daha büyük bir İran planının parçası olduğunu iddia etti.
Çatışmalar ve insan hakları ihlalleri
Lazkiye'nin el-Da’tur mahallesi ve Cableh’in doğu kırsalı yoğun çatışmalara sahne oldu. Tartus-Lazkiye arasındaki yollar isyancılar tarafından ele geçirilirken, birçok Genel Güvenlik kontrol noktası pusuya düşürüldü.
Bunun üzerine, hükümet güçleri bölgedeki kontrolü yeniden sağlamak için askeri operasyon başlattı. Ancak operasyon sırasında disiplinsiz milislerin de devreye girmesi, yargısız infazlar, intikam saldırıları ve yağmalama vakalarının artmasına neden oldu.
Özellikle Banias, Jableh ve çevre köylerinde çekilen toplu infaz görüntüleri sosyal medyada hızla yayıldı. Suriye İnsan Hakları Ağı, yalnızca 48 saat içinde en az 200 kişinin öldüğünü, bunlardan 125’inin sivil olduğunu rapor etti.
8 Aralık'ta Esed’i deviren yani Şam hükümetinin ilk attığı adımlardan biri düzenli bir ordu kurmak ve devrim öncesinde var olan tüm askeri grupları entegre ederek bunları düzenli orduya dönüştürmekti. Ancak Esed yanlılarının bu darbe girişimi sürecin henüz başında gerçekleştiği için, birçok askeri grup henüz disipline edilememiş ve düzenli orduya tam anlamıyla entegre olamamıştır. Sorun büyük ölçüde buradan kaynaklanmaktadır.
Bölgede sivil katliamını ağırlıklı olarak Esed yanlıları gerçekleştirmiştir. Ancak bunun yanında, orduya henüz dahil olmamış bazı askeri grupların da sivillere yönelik saldırılar gerçekleştirdiği ve katliam yaptığına dair görüntüler sosyal medyada dolaşıma girmiştir.
Olayların durulması için, Şam’a bağlı güvenlik güçlerinin hem Esed yanlıları hem de bölgeye intikal eden düzensiz askeri gruplarla çatıştığı birçok güvenilir kaynak tarafından doğrulanmıştır.
Yeni hükümetten sorumluluk sözü
Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara, televizyonda ulusa seslenerek hem Esad yanlılarının saldırılarını hem de çeşitli grupların işlediği insan hakları ihlallerini kınadı. Şara, Suriye’nin tüm halklarıyla bir bütün olarak kalması gerektiğini vurgularken, sorumluların adalet önüne çıkarılacağını belirtti.
Aynı zamanda Savunma Bakanlığı, rapor edilen ihlallerin soruşturulması amacıyla askeri operasyonların geçici olarak durdurulduğunu açıkladı. Yetkililer, yeni Suriye yönetiminin temel önceliğinin adalet ve iç barış olduğunu vurguladı.
Öte yandan Suriye Cumhurbaşkanlığı, bugün (Pazar) yaptığı açıklamada, 6 Mart 2025 tarihinde Lazkiye ve Tartus kırsalında meydana gelen olaylarla ilgili bağımsız bir soruşturma komitesinin kurulduğunu duyurdu. Açıklamaya göre, 7 kişiden oluşan komitenin temel görevi, "sivillere yönelik ihlalleri araştırmak ve sorumlularını belirlemek" olacak. Açıklamada ayrıca, olaylara karıştığı tespit edilen kişilerin yargıya sevk edileceği ve insan hakları ihlallerine karışan herkesin hesap vereceği belirtildi.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.