Herkes Bir Gün Yaşamalı: Bosna’da Bayram

Gazeteci Emine Şeçeroviç Kaşlı, Bosna Hersek'teki bayramların geleneksel atmosferini ve Kurban Bayramı'nın paylaşma ve ziyaret kültürünü nasıl yansıttığını Fokus+ için kaleme aldı.
Emine Şeçeroviç Kaşlı
Herkes-Bir-Gün-Yaşamalı--Bosna’da-Bayram
4 Haziran 2025

"Ah nerede o eski bayramlar" lafı var ya, işte ona bir de "ah nerede Bosna’daki bayramlar"ı ekleyebiliriz. Elbette bayramın havası, neşesi ve huzuru her ülkede ayrı güzeldir; ancak Bosna-Hersek'te bunu bir başka şekilde, daha içten hissedebiliyorsunuz.  

Tabii Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı arasında da fark var ama ortak noktaları da var. Öncelikle neredeyse tüm camilerde o caminin cemaati tarafından bayram öncesi temizlik yapılır. Küçük, büyük, kadın, erkek, herkes caminin temizliğine bir el atar. Böylece bayram sabahı camiler pırıl pırıl olur.  

Bosna Hersek’teki tüm camilere beyaz ay yıldızlı yeşil bayraklar çekilir. Ramazan Bayramı’nda erkeklerin bayram namazına gitmeden önce bir şeyler yemeleri adettir; Kurban Bayramı’nda ise namazdan sonra yemek yenilir. Özel bayram ekmeğimiz de vardır; “paklama” denilir ve fırınlarda sadece bayramlarda bulunur. Namazdan sonra erkekler paklama ekmeğinden alıp eve dönerler. Ama, sadece ekmekle dönmezler.  

Ay Yıldızlı Yeşil Bayrak

Sosyal medya mecralarında ne zaman paylaşsam, Türkiye’deki hanımlar tarafından şimdi yazacağım adet çok beğenilir. Bayram günü çarşılarımız çiçekçilerle doludur. Erkekler namazdan sonra camideki tanıdıklarla, eş dostla bayramlaşırlar, belki çarşıda bir kahve içerler, sonra da birer çiçek alıp evdeki annelerine, eşlerine, kızlarına götürürler. Belki de bu yazıyı okuyan beyler bu bayramda bu adeti uygulamak isterler, eşlerine bir sürpriz yaparlar.

Bayram sabahı herkes en güzel giysilerini giyer, süslenir. Mesele sadece maddi imkanlar değildir. Alabilen yeni alır, alamayan da evdeki en güzel giysilerini giyer. Onu da bir gece öncesinden hazırlar. O yüzden bayram namazı sabahında camilerin etrafı küçük ve büyük takım elbiseli adamlarla süslenir. Hanımlar ise evi temizler, süsler ve çoğunlukla canlı yayınlanan bayram namazı televizyonlarda açık olur. Evlerde bayram tatlısı olarak en çok baklava, hurmaşitsa ve rujitse dediğimiz şerbetli tatlılardan yapılır. Ve evet, çoğunlukla da annelerimiz her seferinde tatlılar için o meşhur “tam da istediğim gibi olmadı’’ yorumunu yaparlar.  

Aileler bayram kahvaltısını çabuk yapar çünkü ilk misafirler nerdeyse gelecekler…

…derken, gelirler.  

İlk misafirler kapıyı çalarlar. Bosna’da bayramın ilk üç günü “erkek bayramı’’, dördüncü gün ise “kadın bayramı’’ olarak kabul edilir. Yani, ilk günlerde erkekler akrabaları, komşuları ziyaret ederler, kadınlar da gelen misafiri karşılarlar. Son gün ise kadınlar ziyaretlere giderler.  

İlk gelenler baklavanın tamamını çok kolay yerler. Fakat, öğleden sonra gelenlerde baklava yorgunluğu belli olur. Ama her ev sahibi hanım da baklavası yenmese alınır. O yüzden bayramlarda erkeklerin de işi zordur.  

Öğlen yemeği çoğunlukla ailenin en büyüklerinin evinde yenilir, o da anneanne veya babaannedir. Çocuklar, torunlar, herkes bir sofrada toplanır. Ziyaretler de ailenin büyüklerinden başlar, sonra komşular, hastalar ve elbette mezarlıklar ziyaret edilir.  

Çocuklar demişken... En “kârlı’’ bayram da onlarınki oluyor. Bosna’da banka ve bayramlık olayı hem Ramazan hem Kurban Bayramı’nda geçerlidir.  

Kurban kesiminin incelikleri

Kurban Bayramı’nı sadece ele alacak olsak, Bosna Hersek ile Türkiye arasındaki en büyük farklardan biri olarak kurban kesmeyi söylerim. Türkiye’de ilk geçirdiğim bayramlarda haberlere şaşkınlıkla bakardım. Bayram gelmeden sokaklarda, E-5’te, bahçelerde kaçan ve kovalanan kurbanları izliyoruz. Ve kurban günü… Kanın her tarafa akması, arazilerde 100 kurbanın birlikte yan yana kesilmesi... Bilmeden, yanlış şekilde kesilen kurbanların can çekişmesi, kurbanı keseceğim derken, kendini kesen acemi kasapların hastaneleri doldurmaları… Sanki ona tekme atan inek suçluymuş gibi kurbana küsmüş vaziyette, hastanede acı olduğu kadar komik görüntüler… Bu haberler bana “bu bayramda bir yanlışlık var’’ dedirtmişti.  

Çünkü Bosna Hersek’te kaçan kurban haberlerine hiç rastlamazsınız. Yahut yaralanan kasapların. Öyleki, adetlerden biri de kesilen kurban bir başka kurbanın kanını görmemelidir. Yani, hayvana da ayrı bir saygı ve sonradan dağıtılacak ete de ayrı özen gösterilir. Mesela, etlerin paketlenmesi için marketlerde bayramlara özel poşetler satılır. Üzerinde “Bayram şerif mübarek olsun’’ yazar. Tüm ülkede olan bir adet olmasa da, kimi aileler bu süslemeye bir kat daha ekler ki o ailelerden biri de benim ailemdir. Kendimi bildim bileli annem etlerin paketlenmesine apayrı bir vakit harcar. Daha bayramdan önce tebrik kartlarını hazırlarız. Üzerine soyadımız ve bayram tebriğimiz yazar. Etin üzerine çörekotu dökülür (hem sağlıklı hem sünnet, hem de süs olarak), sonra güzel bir kağıda paketlenir ve kurdele bağlanır. Kurban etlerini de sepetlere koyduktan sonra, üzeri dantelli bir örtüyle örtülür. Ve mahalle mahalle o sepetlerle dolaşılıp, komşulara et dağıtılır.

Yani, Kurban Bayramı aslında o kurbanı kesmekten ve etin dağıtılmasından çok daha fazlasıdır. Onu da Bosna Hersek’te hem yaşayıp görür hem de hissedebilirsiniz. Malum, kurban kesmeyi “hayvan katliamı’’ olarak görenler de var. Tabii, öyle düşünenlere yedikleri köftelerin, kebapların vs. neyden yapıldığını da sormak lazım. Ama, Kurban bayramı aslında yıl boyunca belki de ara sıra unuttuğumuz değerleri bize hatırlatmaktadır. Öncelikle paylaşmayı, ziyaretleri, unuttuğumuz büyüklerimizi, hastalarımızı hatırlatır, çocuklara İslam’ın ne kadar güzel olduğunu bir kez daha gösteren o neşeyi hissettirir.  

Bazı ülkelerde Ramazan, bayram gibi güzel günlerimizi insan daha çok gözle görmektedir. Ama Bosna Hersek’te daha çok ruhunuzla, kalbinizle o hissi yaşarsınız. Yaşamayanlar, bir gün illa bayramı Bosna Hersek’te yaşamalı diyorum ve bayram-şerifiniz mübarek olsun diyerek bu yazıyı bitiriyorum.  

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.