Avrupa'nın İkili Yüzü: Ukrayna'ya Destek, Gazze'ye Sessiz Kalış


Avrupa, Ukrayna ve Gazze” Konusundaki Tutumuyla Ahlaki Sınavı Geçti Mi?
Avrupa Birliği (AB) Antlaşması’nın (Maastricht Antlaşması) önsözünde, AB ülkelerinin bağlı olduğu insan haklarına saygı, demokrasi ve eşitlik gibi değerler dile getirilmiştir.
Söz konusu kısımda, “AB, insanın dokunulmaz ve vazgeçilemez haklarının evrensel değerlerini, özgürlüğünü ve demokrasisini geliştiren Avrupa’nın kültürel, dini ve insani mirasından ilham alarak kuruldu” ifadesi yer alır.
Avrupa, Rusya-Ukrayna savaşının sürdüğü üç yıl boyunca, Kiev hükümetinin “Rus savaş makinesine” karşı koyabilmesini sağlamak amacıyla sınırsız bir destek sağladı.
Bu destek, gelişmiş askeri teçhizat, son derece ileri istihbarat ve güvenlik teknolojileri ve tükenmez yardımların yanı sıra kader ve hedef ortaklığını yansıtan siyasi dayanışmayı da içeriyordu.
Öte yandan, İsrail de 2021 ve 2023 yıllarında Gazze Şeridi’ne karşı art arda iki savaş başlattı.
Avrupa aynı askeri malzemeleri, uzmanlığı ve siyasi desteği, bu “orantısız gücün kullanıldığı savaşta” saldırgan taraf olan İsrail’e sağladı.
Her iki savaşta da saldırgan taraf belli olsa da, Avrupa, Ukrayna ve Gazze arasındaki taraflı tutumlarıyla kendi içerisinde çelişti ve sahadaki ilişkilerinde, siyasi pozisyonlarında ve diplomatik hamlelerinde ise bu çelişkiyi en üst noktaya taşıdı.
İlk pozisyonlar
Avrupa Komisyonu ve Avrupa Konseyi, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşının ilk günlerinde, “Rusya’nın Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığını tanımasını” kınayan sert bir bildiri yayınladı.
Söz konusu bildiride ayrıca Rus güçlerinin Ukrayna’nın bazı bölgelerine gönderilmesi kınanırken, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve Rus saldırganlığına karşı kararlı bir duruşun önemi vurgulandı. Avrupa’nın bu pozisyonu, tutarlı bir şekilde bugüne kadar devam etti.
Öte yandan Avrupa, Hamas’ın düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu’nun ilk anlarından itibaren, İsrail ve onun kendini savunma hakkını kararlılıkla destekledi.
Hatta daha da ileri giderek, tıpkı Ukrayna’nın Rus saldırganlığından kurtulmak istemesi gibi, İsrail işgalinden kurtulmak isteyen Filistinli direniş gruplarını ortadan kaldırmak için küresel bir savaş cephesi oluşturdu!
Uluslararası yaptırımlar
Avrupa aynı zamanda, uluslararası mahkemelerin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yargılanması için başlattığı girişimlere hızla destek vererek, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Rus lider hakkında tutuklama kararı çıkarmasını memnuniyetle karşıladı.
Ancak diğer yandan Avrupa, UCM tarafından hakkında tutuklama kararı çıkarılmasına rağmen, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun eylemlerini desteklemeye devam etti.
Ukrayna ve Filistin halkları aynı şekilde işgal ve soykırım suçlarına maruz kalmasına rağmen, Avrupa’nın bu farklı tutumu yaşadığı çelişkinin bir başka örneğidir.
Avrupa’nın iki savaşa ilişkin tutumundaki ahlaki ve etik çelişki
Avrupa, ulusal kurtuluş ve halkların bağımsızlık hakkını savunmada, ilan ettiği ilkeleri, etiği ve ahlak anlayışıyla da çelişti.
Bu çelişki Avrupa’nın, başta meşru müdafaa hakkı olmak üzere, ilkeleri değerlendirmede konusundaki çifte standartında kendini gösterdi.
Örneğin Ukrayna konusunda meşru müdafaa hakkını savunurken, Filistin davasında ise reddetti.
Ayrıca sivillere karşı işlenen suçların nitelendirilmesinde de çelişkili standartlar ortaya koydu.
Avrupa, Rusya’nın Ukrayna şehirlerine yönelik saldırılarına karşı ortak bir duruş sergilerken, Gazze Şeridi’nde on binlerce Filistinli çocuk, kadın ve sivilin ölümüne ve köylerin haritadan silinmesine neden olan saldırıları soğukkanlılıkla izledi.
Bununla da yetinmeyip, Gazze Şeridi’ne uygulanan sıkı kuşatmayı görmezden gelirken, Ukrayna’ya yardım, tıbbi ve gıda desteği sağlamak için seferber oldu.
Her iki savaşta da Avrupa, saldırgan İsrail’i desteklediği kadar saldırgan Ukrayna’yı da destekleyen bir siyasi ve medya söylemi benimsedi!
Avrupa’nın Gazze ve Ukrayna arasındaki çelişkili tutumunun nedenleri
Avrupa’nın aynı parametreler ve ahlaki standarda sahip iki savaş konusundaki çelişkili tutumunu açıklayan hususlar şöyle özetlenebilir:
Jeopolitik kaygılar
Ukrayna savaşı, Avrupa’nın arka bahçesinde yaşanıyor ve Rusya ile devam eden çatışma, Avrupa’nın hem güvenliğini hem de stratejik dengelerini doğrudan etkiliyor.
Gazze’deki çatışma ise Avrupa’nın güvenliğini doğrudan etkilemeyen bir Orta Doğu meselesi olarak görülse de, Aksa Tufan Operasyonu’nun ardından patlak veren savaş tam tersine Avrupa’nın güvenliğini etkiledi.
Aynı şekilde Avrupa ticareti de, savaşın kıtanın çıkar ve nüfuz alanına genişlemesinden ciddi şekilde etkilendi.
İttifakların hareketi ve uluslararası ilişkiler
Avrupa, Batı nüfuzuna tehdit olarak görülen Rus nüfuzuna karşı, ABD ile ittifakını kullanarak Ukrayna’ya destek verdi.
Diğer yandan Gazze söz konusu olduğunda, Batı’nın stratejik bir müttefiki olduğu için İsrail’i desteklemeye devam etti.
Ancak Avrupa’nın yüksek çıkarlarını göz ardı eden Trump yönetiminin iktidara gelmesiyle birlikte bu durum değişti.
Ekonomik çıkarlar
Avrupa, Çin ile ittifakı yoluyla kendisiyle ekonomik olarak rekabet etme şansı azalacağı için Ukrayna savaşını Rusya’nın ekonomik gücünü tüketmek için bir fırsat olarak gördü.
Gazze söz konusu olduğunda ise Avrupa’nın ekonomik çıkarları, silah satışları ve İsrail’in yeni tip silahlar üzerindeki denemeleri sayesinde gelişen savaş teknolojilerine yönelik ticareti öne çıktı. Bu durum, fabrikaları ve şirketlerine gelir getirecek yeni anlaşmaların önünü açtı.
Ancak Avrupa, son dönemde askeri harcamalardaki yüksek tavan ve Ukrayna savaşının getirdiği büyük fatura yüzünden sıkıntı yaşamaya başladı.
Aynı zamanda ABD’nin Ukrayna minerallerine ilişkin hırsları da, Avrupa’nın savaştan sonra beklediği fırsatın kaçırılmasına neden oldu.
Avrupa ekonomi, siyaset ve nüfuz testlerinde başarısız olduğu gibi askeri kabiliyetlerin esnekliği, savaş hazırlığı ve caydırıcılık yöntemlerinin çeşitliliği konularında da Rusya ile girdiği yarışı kaybetti.
Diğer yandan Rus gazına uygulanan ambargo da gerginliğe yol açtı. Bu durum, Avrupa’yı diğer ülkelerden daha yüksek fiyatlarla ithalat yapmaya zorladı.
Sonuç olarak, özellikle koronavirüs salgını sırasında dünyanın uyguladığı karantina politikalarının neden olduğu durgunluktan sonra, enflasyon ve ekonomik daralma dalgalarına yol açtı.
Siyasi açıdan ise Ukrayna savaşı, birden fazla Avrupa ülkesinde güçlü bir şekilde iktidara gelen sağcı akımların büyümesini pekiştirdi.
Ancak “resmi” Avrupa’nın başarısız olduğu en önemli sınav ise ahlaki sınav oldu.
Buna karşılık, Avrupa halklarının büyük çoğunluğu Filistinlileri destekleyerek ve hükümetlerin resmi tutumlarını eleştirerek ahlaki bir denge sağladı.
Sonuç olarak Avrupa ahlaki savaşı kaybetti ve Orta Çağ’daki eski haline geri döndü.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.