1932 Arap Müziği Kongresi’nde “Türkiye Delegasyonu Mevlevi Topluluğu”

Dr. Murat Özyıldırım, 1932 yılında Kahire'de düzenlenen Arap Müziği Kongresi'ni ve bu kongrenin müzikal, kültürel ve siyasi bağlamını Fokus+ için kaleme aldı. 
Murat Özyıldırım
1932 Arap Müziği Kongresi’nde “Türkiye Delegasyonu Mevlevi Topluluğu” 
22 Kasım 2024

Mısır, Kral I. Fuad’ın himâyesinde 14 Mart – 03 Nisan 1932 tarihleri arasında muazzam bir toplantıya ev sahipliği yapmıştır; Mu’tamar el’mūsiqā el-’Arabiyye (Arap Müziği Kongresi). Kongre, Mısır’ın büyük başarısı ve özelde Arap, genelde Şark Müziği araştırmalarına müthiş katkısı olarak tarihteki yerini almıştır. 

Kahire’de en-Nâdi ûl-Mûsikiye’l Şarkıyye’de (Şark Müziği Enstitüsü) toplanan kongrede bilimsel çalışmalarla birlikte sanatçılar, dinî ve lâdinî eserler icra eder. Arap, Batılı birçok uzmanın yanı sıra Türkiye’den kongreye nazariyatçı ve bestekâr Râ’uf Yektâ Bey ile tamburî Mesûd Cemil Bey katılır. 

Râ’uf Yektâ Bey’in 08 Mart 1932’de İstanbul’dan hareketle başlayan, 11 Nisan 1932’de sonlanan, gün gün kongre hakkındaki gözlemlerini, görüştüğü kişileri, Kahire’ye ait bilgileri yazdığı, Türkçe birincil kaynak olan hatıratından bölümleri, İsmail Baha Sürelsan yayınlamıştır (1970 – 1972 ve 1984).  

Mısır, Müslüman ve Arap dünyasının liderliğini üstlenmeye istekli tavrını 1922’de Britanya protektorasından kurtulunca güçlü biçimde ortaya koymuştur. Türkiye’nin Şark kimliğini hızla bir tarafa bırakıp Batı’ya yönelme çabası ve hilâfetin ilgasıyla doğan siyasî boşluğu doldurmaya gayret eden Mısır, 1926’da Hilâfet Kongresi’ni Kahire’de toplamıştır. Kültürel olarak da Arap dünyasında söz sahibi olma arzusu, Mısır’ın Arap Müziği Kongresi’ni toplama nedenlerinden biridir. Kongrenin, Şark Müziği’nden Arap Müziği’ne doğru özelleşmeye işaret ettiği bir vâkıâdır. Merkezinde Arap Müziği tartışmalarının yer aldığı kongrede bazı Mısırlılar, yerelden evrensele ulaşmak için arayış ve çaba içinde olurken Batılılar, Arap Müziği’ndeki özgün unsurların olabildiğince korunması yönünde ısrarcıdırlar. 

Mısır’ın Arap milliyetçiliği itici gücü ile Kongre’yi topladığı, bazı kaynaklarda belirtilmektedir. Ancak Arap Müziği Kongresi’nin kayda alınan icracıları arasında Mısırlı Kıptîleri, Iraklı Yahudileri, Türkleri görmek mümkündür. Üstelik bizzat Kral dâhil, Mısır idareci sınıfında Türk soylu birçok isim yer almaktadır ve 1952’ye kadar bu böyle devam edecektir. Bu nedenle Arap milliyetçiliği bakımından kongreye dâir önermeler, dikkatli yapılmalıdır. 

Kongre’de sahne performanslarının -bizce paha biçilmez değerdeki- kayıtları tutulmuş, Fas, Tunus, Irak, Türkiye, Sudan, Mısır, Suriye, Lübnan, Cezayir’den gelen sanatçıların çalışmaları, kaydedilmiştir (Arabistan Yarımadası’ndan katılımcı olmaması dikkat çekicidir). I. Fuad, kayıtların kopyasını “en Bibliothèque Nationale en Phonotèque de France” koleksiyonuna hediye etmiş, nihayet 1990’larda Paris’te CD’ler yayınlanmış, bütün halde 2015’de Abu Dabi’de 18 CD’den müteşekkil 348 eser kaydı ve 250 sayfalık Arapça, Fransızca, İngilizce kitapçıkla birlikte yayınlanmıştır. 

Râ’uf Yektâ Bey ve Kahire Mevlevîhânesi 

Mevlevîhâneler, Osmanlı coğrafyasında birçok şehirde bulunmakta, tarikatın geleneği nedeniyle dinî müzik bakımından önem taşımaktadırlar. Mısır Mevlevîhânesi, dört asırlık mâzisiyle Kahire’dedir. Râ’uf Yektâ Bey’in notlarından, bu Mevlevîhâne’ye iki defa gittiği anlaşılmaktadır. İlk ziyaretini gerçekleştirdiği 18 Mart 1932’ye ait bilgiler şöyledir; “… Fuad Murâbıt Bey… (ile) ‘Câmi’u'l-Ezher’e gittik. Cuma namazını orada kıldık… ‘Mevlevihâne’ye gittik. ‘Bayati Ayini’ okundu. Mukaabeleden sonra Şeyh Efendi’nin odasına gittim… Maârif Nâzırı da gelmişti... Şeyh Efendi, Nâzıra: ‘Rauf Bey bizim mevlevi kardeşlerimizdendir’ dedi…”

Şeyh Ömer El Batş, Şeyh Ali Derviş, Sami El Şavva ve diğerleri de dahil olmak üzere usta müzisyenler (Halep, Suriye)

Râ’uf Yektâ Bey’in ikinci ziyaretinde ise Dede Efendi’nin Bestenigâr Âyini icra edilmiştir. Ancak Râ’uf Yektâ Bey, ziyaretlerinde icraya katıldığına dâir bilgi vermemiştir.

Kim bu “Türkiye Delegasyonu Mevlevi Topluluğu”? 

Michael Kinnear (ö. 2019) tarafından kongreye ilişkin derlenen diskografide “Türkiye Delegasyonu Mevlevî Topluluğu” başlığı yer almaktadır. Oysa Türkiye’den katılımcı olarak sadece iki isim bilinmektedir. O halde kimdir zikredilen Mevlevîler? Bilindiği gibi Türkiye’de 1925 yılında tekke ve zâviyeler kapatılır. Buna mukabil Arap Müziği Kongresi, dinî eserler arasında müzikal anlamda fevkalâde kıymetli Mevlevi geleneğini unutmadan söz konusu kaydı oluşturur. “Bayâtî Mevlevî Âyin-i Şerîfi” icrasını 30 Mart 1932’de Nâdi el-Musiki’de Mısır Mevlevîhânesi dervişleri yaparsa da diskografide “Türkiye Delegasyonu Mevlevi Topluluğu” olarak tarihî köklere not düşülmektedir. Başka bir bilgi ise “Âyin-i Şerîf”in Râ’uf Yektâ Bey ve Şeyh Ali el-Derviş (ö. 1952) -veya “Bibliothéque Nationale de France” kataloğuna göre sadece Ra’uf Yekta Bey’in- idaresinde gerçekleştiğidir. 

Hakkında Râ’uf Yektâ Bey’in de bilgiler verdiği, Halepli neyzen, bestekâr Şeyh Ali el-Derviş, Halep’te, babası İbrahim el-Mısrî gibi Mevlevî tarikatına intisap etmiş, ney aşkı burada başlamıştır. Ali el-Derviş, İstanbul’dan gelen neyzen Şerafeddin Bey’den ve Halep Mevlevîhânesi’nde kalan tamburî Küçük Osman Bey’den ve İstanbul’da Dârûlelhan’da bilhassa Rauf Yekta Bey’den dersler almıştır. Eğitimini tamamladıktan sonra, bir Türk’le evlendiği Kastamonu’da dokuz yıl müzik öğretmenliği yapmış, “en-Nazariyyâtû’l Hakîkîyye fî ‘ilmi’l kırâati’l mûsîkîyye” adlı kitabını yazmaya başlamış, ardından Kastamonu’dan Halep’e dönmüştür. Ali el-Derviş, Kahire’de Nâdî el-Musîki’de Muhammed Abdülvahab, Riyâd el-Sunbatî ve Ümmü Gülsüm’ün hocası olmuş, Arap Müziği Kongresi’nin toplanmasında ve komisyonlarda görevler üstlenmiştir.  

Michael Kinnear’ın diskografisinde ve kongrenin kayıtlarında belirtilen Râ’uf Yektâ Bey ve Ali el-Derviş’in Âyin-i Şerîf’i idare ettiği bilgisiyle ilgili sorun, Râ’uf Yektâ Bey’in -bildiğimiz kadarıyla- hâtıratında konuya değinmemesidir. Râ’uf Yektâ Bey’in Mevlevihâne’yi 18 Mart’taki ziyaretinde ve kongrenin 30 Mart’taki kaydında Bâyâtî Mevlevî Âyin-i Şerîfi icra edilmesine karşın bestekârın notlarında Âyin-i Şerîf’i idare ettiğine, kayıt yapıldığına ilişkin bilgi yoktur. Ancak Kongre’nin Türk davetlisi, Mevlevî, nazariyatçı, bestekâr, neyzen kimliği ile Râ’uf Yekta Bey’in Âyin-i Şerîf’te yer alması, beklenen bir tavır olmasına karşın notlarında konuya temas etmemesi, durumu belirsizleştirmektedir.   

Dünyanın ilk Mevlevî Âyin-i Şerîf kaydı  

Yapılan kayıtla “Türkiye Delegasyonu Mevlevi Topluluğu”, yani dört asırlık mâziye sahip Mısır Mevlevîhanesi’nin mutmain dervişleri, Derviş Kûçek Mustafa Dede Efendi’ye (ö. 1688) ait Bâyâtî Mevlevî Âyîn-i Şerîfi’ni icra etmişlerdir. Dervişlerin isimleri de kaydedilmiştir; vokaller Mustafa Fahreddin Dede ve Mehmed Efendi Nâfî, ney Ali el-Derviş, kudüm Mehmed Hayri Dede (Congrès de Musique Arabe du Caire. The Cairo Congress of Arab Music. Mu'tamar al-mûsîqâ al-'arabiyya fî al-Qâhira, 1932). 

Eserin bir kısmının Türkiye’de ilk defa yayını ise Sayın Murat Bardakçı tarafından “Tarihin Arka Odası” programında 2010’lu yıllarda gerçekleştirilmiştir. Sayın Bardakçı, bu satırların yazarı ile paylaştığı bilgilere göre, Kahire'deki kaydı otuz sene önce Bibliotheque Nationale'in o sırada yeni kurulan Sonotheques Nationale bölümünde bularak kopyasını almıştır. Sayın Murat Bardakçı, ilk yayının ardından gelen seyircilerin istek mesajlarına binâen arşivindeki kıymetli kayıtları, "Tarihin Arka Odası"nda iki veya üç programda tekrar dinlettiğini ifade etmiştir.

“Karar Perdesi” programında (TRT 2, 66. Bölüm) Sayın Dr. Gönül Paçacı Tunçay “Şark Musikisi Kongresi’ne gittiği zaman Râ’uf Yektâ ve Mesud Cemil Bey Kahire’ye, oradaki Mevlevîhâneden alelacele getirtilen birkaç müzisyenle oradaki icra, Bâyâtî Âyîni’dir. Fransa’da 15 CD halinde basılmış… Oradaki icralar tabi ki bugün anladığımız temizlikte, perdeler, nazariyat falan asla öyle bir şey yok ama çok samimi, otantik” demekte, Kahire’deki kayıttan “Üçüncü Selâm” dinletilmektedir.  

Bilhassa Halep Müziği konusunda uzman olan Arap Müziği araştırmacısı Sayın İbrahim Müslimani de “Halep ve İstanbul Musikilerinin Etkileşimi” başlıklı çevrim içi konferansında Kahire kaydındaki Mevlevîlerin Halep’ten gitmiş olabileceğini belirtirken görüşmemizde de “Halep hânendelerinin o dönemdeki tavrına, üslûbuna çok yakın bir icradır” bilgisini paylaşmaktadır. Ancak Mısır Mevlevîhânesi 1946’ya kadar faal olduğundan Ali el-Derviş -ve yer alıyorsa Râ’uf Yektâ Bey- hariç, bizce icracılar, Kahire’deki tekkenin dervişleridir.  

1932 Kahire Mevlevî Âyîni kaydının önemi 

Arap Müziği Kongresi kapsamında 1932 yılında Kahire’de kaydedilen Bâyâtî Mevlevî Âyîn-i Şerîfi, bestecisi maruf en eski Mevlevî Âyîn-i Şerîfî ünvanına, dünyada kaydedilen ilk Mevlevî Âyîn-i Şerîf ünvanını ekler. Eserin kaydının bir bölümünün Sayın Murat Bardakçı tarafından “Tarihin Arka Odası” programında yayınlanmasıyla kayıt, Türkiye televizyonlarında ilk defa dinleyici ile buluşmakta, böylece bir başka ilkle isminden söz ettirmektedir. 

Türkiye’de devrin gazetelerinde kongre hakkında çıkan toplam iki yazıda ve Râ’uf Yektâ Bey’in hatıraları ile Muhâdene Gazetesi’ndeki makalelerinin bir araya getirildiği “Mütâleat ve Erâe Havle Mu’temeri’l-Mûsikîyyi’l-Arabiyye” (Kahire, 1934) adlı kitabında Mevlevi Âyini kaydından söz edilmemektedir. Râ’uf Yektâ Bey’in notlarında kongre için kayıt alındığı veya topluluğu idare ettiği bilgisinin neden yer almadığı soruları, yanıt beklemektedir. Bir soru da âyîni kaydetmenin kimin fikri olduğudur. Bu konuda şimdilik sadece tahmin yürütebiliyoruz. Bizce iki Mevlevî, bestekâr, neyzen; Râ’uf Yektâ Bey ile Ali el-Derviş, kaydı önermiş olabilir.

Reddedilemez miras: “İmparatorluk Müşterek Musıki Zevki” 

Arap dünyası ve Türkiye arasındaki müzikal ilişkiler, sanıldığından çok daha kuvvetlidir. Arap ve Türk Müziği arasındaki makam, çalgı, icra, beste ilişkileri, benzerlikleri ve aynılıklarıyla bilinmektedir. Müzik konusunda İstanbul ve Osmanlı Devleti’nin Arap coğrafyasındaki şehirleri arasında 19. ve 20. yüzyılda birçok sanatçının gidip gelmesi, tesadüfî değildir ve izleri rahatça takip edilen “imparatorluk müşterek musiki zevki”ni ortaya koymaktadır. 

Kuşkusuz, önceki paragrafın özetlediklerini ve Arap Müziği’nin geleceğe dönük evrensel müzik içindeki tasavvurunu konumlandırmaya odaklı Kongre’de Türklerin yerini, önyargılı biçimde bir türlü kabul edemeyenlere karşın Türkiye’nin temsilcileri olarak Râ’uf Yektâ Bey, tamburî Mesud Cemil Bey ile birlikte kayıttaki “Mevlevî Topluluğu”, Kahire’dedir. 

“İmparatorluk müşterek musiki zevki” ile Şark Müziği şemsiyesi altında Türk Müziği ve Arap Müziği, birbirlerini etkilemeye devam ederek 1932’de yan yana durmaktadır. Öyle olmasa fikirleriyle Râ’uf Yektâ Bey’in, tamburuyla Mesud Cemil Bey’in ve Mevlevî Âyini’nin, daha geniş bakarsak Halep’te, İstanbul’da öğrenci, Kastamonu’da hoca olan Ali el-Derviş’in, “Padişahım Çok Yaşa!” adlı marşı besteleyen Lübnanlı Vedi Sabra ve başka isimlerin Arap Müziği Kongresi’nde ne işi vardı? 

*Konuyla ilgili görüş ve bilgilerini paylaşan Sayın Murat Bardakçı’ya, Sayın Dr. Jean Lambert’e ve “Türkiye Delegasyonu Mevlevî Topluluğu”nun 1932 Kahire kayıtlarını, Lübnan’dan ulaştıran Sayın Akram Al-Rayess’e, fikir alışverişinde bulunduğum ve Râ’uf Yektâ Bey’in Arapça makalelerini Gaziantep’ten gönderen Sayın İbrahim Müslimani’ye çok teşekkür ederim. 


Kaynakça  

  • “A Glance at Shaykh 'Ali al Darwish”- https://www.youtube.com/watch?v=SnMRLnb0GEg  
  • Michael Kinnear’ın 1932 Arap Müziği Kongresi’ne dair hazırladığı diskografi -  https://bajakhana-com-au.translate.goog/congres-de-musique-arabe-du-caire-1932-discography/?_x_tr_sl=en&_x_tr_tl=tr&_x_tr_hl=tr&_x_tr_pto=sc  
  • Congrès de Musique Arabe du Caire. The Cairo Congress of Arab Music. Mu'tamar al-mûsîqâ al-'arabiyya fî al-Qâhira, 1932 (texte: Bernard Moussali; édition: Jean Lambert et Pascal Cordereix) Coffret de 18 CD [Intégrale des enregistrements], livret trilingue français, anglais, arabe, 250 p.. Paris, Bnf ; Abu Dhabi, TCA  2015.  
  • Karaduman, İ., “Ra’uf Yektâ Bey’e Dâir Bilinmeyen Birkaç Belge”, Tarih Okulu Dergisi, S. XVI, 2013 - https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/144689  
  • Muslimani, İ., “Halep ve Istanbul Musikilerinin Etkileşimi” çevrimiçi konferans, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Istanbul Araştırmaları Enstitüsü, Istanbul ve Müzik Araştırmaları Programı - https://www.youtube.com/watch?v=scBd_BoBt_Q  
  • Öğüt, E., H., “Bir Modernleşme Projesi Olarak 1932 Kahire Arap Müziği Kongresi”, Müzik – Bilim Dergisi Bahar 2012.  
  • Özyıldırım, M., Arap ve Türk Musikisinin XX. yy Birlikteliği (Ed. V. Yıldırım), Bağlam Yay., İstanbul 2013.   
  • Sürelsan, İ.,B., “Rauf Yekta Bey’in Kaleminden ‘1932 Kahire Şark Musikisi Kongresi’ne Dâir Notları” - http://www.musikidergisi.net/?p=2547  
  • Tanrıkorur, B., “Mısır Mevlevîhânesi”, TDV İslâm Ansiklopedisi, Ankara 2004 - https://islamansiklopedisi.org.tr/misir-mevlevihanesi 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.