Mısır Doğal Gaz İhraç Eden Bir Ülkeden İthal Eden Bir Ülkeye Nasıl Dönüştü?

12.08.2025 - 12:04 | Son Güncellenme: 12.08.2025 - 12:10
Mısır, son yıllarda doğal gaz sektöründe kayda değer bir dönüşüme tanık oldu. Doğal gaz ihraç eden kendi kendine yeten bir ülkeden, iç ihtiyaçlarını karşılamak için başta İsrail gazı olmak üzere yeni ithalat kaynakları arayan bir ülkeye dönüştü.
Mısır, 2019 yılında İsrail ile yaptığı anlaşmayla, doğal gaz ihracatçısı konumundan ithalatçı konumuna geçti.
Kendi kendine yeterlilikten enerji kıtlığı krizine
2018 yılında, toplam üretiminin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturan Zohr sahası başta olmak üzere Akdeniz’de önemli keşifler yapmasının ardından, Mısır doğal gaz ithalatını durdurdu.
Gözden Kaçmasın
Üretimde yaşanan bu patlama, Kahire’nin “bölgesel bir enerji merkezi” olma hedefini destekledi.
Aynı zamanda, İsrail ve ABD gazının İdku ve Damietta sıvılaştırma tesisleri aracılığıyla Avrupa ve Asya’ya yeniden ihraç edilmesine olanak sağladı.
Ancak, 2020 yılında günlük 7,2 milyar metreküp olan rekor seviyedeki üretiminin, yaklaşık yüzde 24’lük bir düşüşle günümüzde yaklaşık 5,5 milyar metreküpe gerilemesiyle bu olumlu tablo bozulmaya başladı.
Üretimi artırma yönündeki aşırı baskının yol açtığı Zohr sahasındaki teknik sorunlar ve yabancı ortakların borçlarının birikmesi nedeniyle yeni keşiflere yapılan yatırımların zayıflaması bu duruma neden oldu.
Artan tüketim ve arz açığı
Üretimdeki düşüşe rağmen iç talep arttı ve Mısır’ın günde yaklaşık 5,9 milyar metreküplük tüketimi, günde yaklaşık 400 milyon metreküplük bir açık oluşturdu.
Hükümet, alternatif sağlama kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle küresel piyasalardan sıvılaştırılmış doğal gaz ithal etmeye başvurdu.
Bu bağlamda Mısır, İsrail’den yapılan gaz ithalatını yüzde 26 oranında artırarak, 2025 başlarında günlük 1,45 milyar metreküpe ulaştı.

Mısır’da, doğal gazın yüzde 57’si elektrik üretimi, yüzde 25’i sanayi, yüzde 10’u petrol sektörü, yüzde 6’sı konutlar ve yüzde 2’si de araba yakıtı olarak kullanılıyor.
Ülkenin dev enerji santrallerini çalıştırmak için yeterli gaz veya dizel bulunmadığından, ülke 2023 yazında 45 santigrat dereceyi aşan sıcak hava dalgaları nedeniyle uzun süreli elektrik kesintileri yaşadı ve bu durum kamuoyunda yaygın öfkeye yol açtı.
Mısır’ın İsrail’e ihracatı, ithalata dönüştü
1990’ların sonlarında İsrail, fosil yakıt ihtiyacının tamamını ithal ediyordu, bu nedenle hükümet doğal gaz kullanımını teşvik etmeye karar verdi.
İsrail hükümeti, bu amaçla Mısır’a başvurdu ve o dönemde bir anlaşma imzaladı.
Anlaşma, İsrail’e önce sıvılaştırılmış doğal gaz tedarik edilmesini, ardından planlanan Arap Gaz Boru Hattı’nın deniz altı bölümü aracılığıyla ulaştırılmasını öngörüyordu.
Boru hattının bu bölümü, daha sonra Mısır’dan İsrail’e doğrudan uzanan Ariş-Aşkelon boru hattına dönüştürüldü.
2008’den, Mısır’da Arap Baharı’nın ardından siyasi huzursuzluğun patlak verdiği 2011’e kadar boru hattı, İsrail’in doğal gaz ihtiyacının neredeyse yarısını karşıladı.
Öte yandan, Sina’dan geçen boru hattı defalarca tahrip edildi ve 2012 yılında kapatıldı.
Son yıllarda dikkat çeken bir değişim, Mısır’ın yalnızca sıvılaştırma sonrası yeniden ihracat için değil, aynı zamanda iç pazardaki arz açığını kapatmak için de İsrail gazına giderek daha fazla bağımlı hale gelmesiydi.
Bu gaz, on yıl önce Mısır gazını İsrail’e taşıyan Ariş-Aşkelon boru hattıyla Leviathan ve Tamar sahalarından geliyor.
Kahire ile Tel Aviv arasında imzalanan, 15 yıl vadeli ve 19 milyar dolar değerindeki anlaşmalar, Mısır’a gazı yeniden ihraç etme ve döviz kazanma konusunda esneklik sağlıyor.
Ancak aynı zamanda tek bir dış tedarikçiye olan bağımlılığın da arttığını ortaya koyuyor.
Ekonomik ve stratejik yansımaları

Mısır’ın sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatı 2023 yılında yaklaşık yüzde 70 oranında azalarak 8,4 milyar dolardan yaklaşık 2,5 milyar dolara düştü.
Bu da ülkenin bölgesel bir enerji merkezi olma yolundaki gidişatı açısından olumsuz bir gösterge olarak görüldü.
Ayrıca, bir kısmına yönelik ihracatın devam etmesine rağmen, İsrail gazının ithal edilmesi, sürdürülebilir öz yeterlilik sağlamaktan ziyade ticaret ve yeniden ihracata dayalı bir stratejiyi yansıttı.
Ekonomik açıdan, gaz ithalatı, yeniden sıvılaştırılması ve ihracatı, Mısır’a sıvılaştırma ücretlerinden gelir elde etme fırsatı sunuyor. Ancak, yurt içi üretimdeki sürekli düşüş, ödemeler dengesi üzerinde baskı oluşturuyor ve petrol türevlerini satın almak için döviz ihtiyacını artırıyor.
Mısır’ın son on yıldaki gaz deneyimi çarpıcı bir paradoksu ortaya koydu. İsrail’in gaz ihtiyacının yarısını karşılayan bir ülkeyken, iç açığını kapatmak için İsrail’den ithalat yapan bir ülkeye dönüştü.
Kahire bölgesel bir enerji merkezi olma konumunu korumaya çalışırken, bu hedefe ulaşması üretim ve tüketim arasındaki dengeyi yeniden kurma, tedarik kaynaklarını çeşitlendirme, arama ve üretime büyük yatırımlar çekme yeteneğine bağlı olmaya devam ediyor.
Üretimdeki düşüşün nedenlerine kökten bir çözüm getirmeden bu yolda devam edilmesi, Mısır’ın stratejisini “bölgesel gaz ticaret merkezi” olmaktan çıkarıp, uzun vadeli ekonomik ve siyasi sonuçları olan salt bir “yeniden ihracat terminaline” dönüştürebilir.





