İsrail Ekonomisi Kan Kaybediyor: Eşi Benzeri Görülmemiş Mali Açık ve Yıllarca Sürecek Kayıplar

İsrail ekonomisi, 7 Ekim 2023 sonrası savaş ve seferberlik nedeniyle “eşi benzeri görülmemiş” bir mali açık ve uzun vadeli kayıplarla karşı karşıya. Yedioth Ahronoth’a göre maliyet 330 milyar şekel’e ulaştı; savaş bütçesi 140 milyar şekelin üzerine çıktı ve kredi notu görünümü negatife döndü. Hükümet vergileri artırırken, Merkez Bankası 2024 büyümesini %1 öngörüyor; savaş uzarsa borç/GSYH’nin %71’e çıkabileceği belirtiliyor.
Fokus+
İsrail Ekonomisi Kan Kaybediyor Eşi Benzeri Görülmemiş Mali Açık ve Yıllarca Sürecek Kayıplar

12.10.2025 - 13:52  |  Son Güncellenme: 12.10.2025 - 14:01

İsrail, kırılgan bir ekonomik yapıyla girdiği Gazze savaşı sonrasında, eşi benzeri görülmemiş bir mali açık ve yıllarca sürecek ekonomik kayıplarla karşı karşıya kaldı.

2023 yılı, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yargı reformu ve siyasi krizleri nedeniyle ülke içinde derin kutuplaşmaların yaşandığı bir dönemdi.

Yolsuzluk davaları da bu durumu daha da kötüleştirerek, yatırımcı güvenini sarsarak kredi notunun düşürülme riskini artırmıştı.

Küresel düzeyde enflasyon ve para politikalarındaki belirsizlik de İsrail ekonomisini kırılgan bir zemine sürükledi.

7 Ekim 2023’te başlayan ve işgal tarihinin en uzun süren çatışmasına dönüşen savaş, İsrail’in ekonomik dengesini temelden sarstı.

Ülke, masraflarını karşılayarak Gazze ve Lübnan sınırından 150 binden fazla kişiyi tahliye etti.

1973’ten bu yana ilk kez, büyük bir masrafla 300 binden fazla yedek askeri göreve çağırdı.

İsrail

Bu süreçte yerel ve uluslararası şirketler iş gücü sıkıntısı yaşarken, ekonomik faaliyet ciddi biçimde daraldı.

Bu arada, ülkenin kredi notunun peş peşe düşürülmesiyle birlikte uluslararası bir boykot ve ekonomik izolasyon kampanyası başlatıldı.

Bu durum, yatırımlarda daralmaya ve askeri sanayi dışındaki tüm ekonomik sektörleri etkileyen krizlere yol açtı.

Yedioth Ahronoth’un verilerine göre, savaşların bugüne kadar İsrail’e maliyeti yaklaşık 330 milyar şekel (yaklaşık 100 milyar dolar). Bu tutar, devletin 2025 yılı için revize edilen 650 milyar şekel olan bütçesinin yarısından fazlasına denk geliyor.

İsrail Genelkurmay Başkanlığı’nın eski mali danışmanı Reem Aminash’a göre sadece İran’a karşı yürütülen her bir savaş gününün ülkeye 1 milyar dolara mal oldu.

Bu rakam, uzun vadeli ekonomik yansımaları ve altyapı hasarlarını içermiyor.

Artan harcamaların İsrail ekonomisi üzerindeki etkisi

The Times of Israel’in analizine göre, askeri harcamalar 2023-2024 döneminde 70 milyar şekelin üzerinde gerçekleşti ve 2025’te en az 30 milyar şekel daha artması bekleniyor.

İngiliz ekonomist Howard Rosen, savunma harcamalarının önümüzdeki on yılda İsrail’in GSYİH’sinin ortalama yüzde 10’unu oluşturacağını öngörüyor.

ABD’nin sağladığı askeri yardım, savaş öncesinde savunma bütçesinin yüzde 5’ini karşılıyordu.

ABD’nin Nisan 2024’te sağladığı 8,7 milyar dolarlık ek yardım, İsrail’in 2023 ve 2024’teki artan savunma harcamalarının yaklaşık yüzde 12’sini oluşturuyordu.

İsrail’de savaşın ekonomik etkileri yalnızca askeri harcamalarla sınırlı kalmıyor. Savunma dışı kalemlerdeki artış da bütçeyi tarihi düzeyde zorluyor.

Uzmanlara göre, ülke önümüzdeki yıllarda hem yeniden yapılanma hem de toplumsal rehabilitasyon maliyetleriyle karşı karşıya kalacak.

Ekim 2023’e kadar olan beş yıldaki artış oranının aynı hızda devam edeceği varsayılsa da, bu senaryo birçok ekonomiste göre fazlasıyla iyimser.

Çünkü savaşta yaklaşık 25.000 kişinin rehabilitasyonu, ülke genelinde binlerce hasarlı veya yıkılmış yapının yeniden inşası ve sağlık hizmetlerine ek yük dikkate alındığında, harcamalar tahminlerin ötesine geçebilir.

Ekonomist Howard Rosen, mevcut eğilimlerin sürmesi halinde 2026–2029 yılları arasında toplam kamu harcamalarının GSYİH’nin yüzde 38’ine ulaşacağını öngörüyor. Bu oran, COVID-19 öncesi dönemin ortalamasından üç puan daha yüksek.

Rosen’e göre, bütçe açığı bu on yılın geri kalanında GSYİH’nin ortalama yüzde 14,5’ine, kamu borcu ise yüzde 66,5’ine yükselecek. Bu durum, İsrail ekonomisinin uzun vadede sürdürülebilirliğini tehdit ediyor.

israil

Savaş genişledikçe mali yük de artıyor.

İsrail, Tahran ve birçok Arap ülkesine yönelik saldırıların ardından Eylül ayında savaş bütçesini 30 milyar şekel (yaklaşık 9 milyar dolar) artırdı.

Böylece cari yılın savaş bütçesi 140 milyar şekelin (41 milyar dolar) üzerine çıktı ve bir önceki yılın 160 milyar şekellik (47 milyar dolar) seviyesine yaklaştı.

Artan harcamalar ve zayıflayan gelir dengesi, Standard & Poor’s, Moody’s ve Fitch gibi uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının İsrail’in notunu “negatif”e çekmesine yol açtı.

Bu tablo karşısında hükümet, mali disiplini yeniden sağlamak amacıyla kemer sıkma politikalarına yöneldi.

Hükümet, bütçe açığını kapatmak için vergileri artırma yoluna gitti.

Katma Değer Vergisi (KDV) oranı yükseltildi; çalışan maaşlarından kesilen sağlık vergileri ve Ulusal Sigorta primleri artırıldı. Buna rağmen, olumsuz göstergeler ekonomiye hakim olmaya devam ediyor.

İsrail Merkez Bankası, 2024 yılında büyümenin yüzde 1 civarında kalacağını, savaşın sona ermesi durumunda ise 2025’te yüzde 3,5’e çıkabileceğini öngörüyor.

Merkez Bankası Başkanı Amir Yaron, savaşın altı ay daha uzaması hâlinde büyümede yüzde 0,5’lik bir düşüş yaşanacağını, borç/GSYİH oranının da yüzde 69’dan yüzde 71’e yükseleceğini açıkladı.

Mart ayında yüzde 3,3 olan enflasyon, Nisan’da yüzde 3,6’ya yükselerek hedef aralığın (yüzde 1–3) üzerinde kaldı.

Ekonomistler, enflasyonun Mart ayındaki yüzde 3,3’ten Nisan ayında yüzde 3,6’ya yükselmesi ve yüzde 1-3 hedef seviyesinin üzerinde kalmasıyla birlikte, referans faiz oranının 2026 yılı başlarında yüzde 4,5’ten yüzde 4’e düşmesini bekliyor.