Devrim Sonrası Suriye’de Dini Figürlerin Aşamalı Yükselişi

Gazeteci İbrahim Bozan, Suriye’de 8 Aralık devrimi sonrasında dini liderlerin aşamalı biçimde öne çıkarılarak mezhepsel ve etnik ayrışmalar üzerinden ülkenin birliğini zayıflatmaya yönelik stratejik sürecin nasıl işletildiğini Fokus+ için inceledi.
İbrahim_Bozan (1).jpg
Devrim Sonrası Suriye’de Dini Figürlerin Aşamalı Yükselişi

28.10.2025 - 15:47  |  Son Güncellenme: 28.10.2025 - 15:51

Suriye'deki din adamlarının kademeli öne çıkarılmasını, uzun zamandır takip ediyorum. Bu konuyu bugüne kadar kaleme almama nedenim, sürecin hangi din adamının öne çıkarılması ile netlik kazanacağını daha net anlamaya çalışmamdı…

2011 yılında başlayan Suriye Devrimi, yalnızca siyasi bir değişim sürecini değil, aynı zamanda ülkenin toplumsal yapısında köklü dönüşümleri de beraberinde getirdi. Devrim sonrası dönemde yaşanan uzun süreli çatışmalar, mezhepsel ve etnik fay hatlarını derinleştirerek toplumun bütünlüğünü zayıflattı. Bu kırılgan zemin hem iç hem de dış aktörler tarafından toplumsal yönlendirme ve algı operasyonları için uygun bir ortam haline getirildi.  

Bu süreçte dikkat çeken en önemli unsurlardan biri, belirli dini şahsiyetlerin aşamalı biçimde ön plana çıkarılması oldu. Özellikle, 8 Aralık sonrası Dürzi Ruhani lideri Hikmet Hicri ile başlayan süreç, Alevi Yüksek İslam Konseyi Başkanı Şeyh Gazel Gazel ve Kürt kökenli Haznevi tarikati şeyhlerinden Şeyh Mürşid Maşuk Haznevi ile devam etti. Bu strateji, Suriye toplumunu hem mezhep ve hem de etnik taassup köşesine sıkıştırarak toplum için kapatılamaz uçurumlar açma ve Suriye’nin toprak birliğini hedef alan stratejisinin bir parçasıdır.  

Bu strateji hangi güçlerin gelecek projelerine zemin hazırlıyor?  

Suriye kırılgan bir dönemden geçiyor. Ülke inanç ve etnik köken olarak birçok mezhep ve etnik guruba ev sahipliği yapıyor. Böyle bir ortamda ülkede yaşanmış 14 yıllık savaş toplumlar arasında da yaralara yol açtı. 

Suriye hükümeti ilk kurtuluş döneminden itibaren Aleviler, Dürziler ve Hristiyanlara yönelik açılımlar ve karşılıklı güveni tesis etmeye yönelik adımlar attı. Bu durum 14 yıldır bombalar, ölümler, işkenceler, tehcir, kimyasal silahlara maruz kalmış ve ağır bedeller ödeyen devrimci kitlenin tepkilerine yol açtı. Hükümet bu doğru adımını, halk kitlesine doğru ve sağlıklı bir şekilde anlatmakta yetersiz kaldı. Özellikle sosyal medyada bot hesaplar üzerinden yürütülen mezhep ve nefret söylemlerinin yayıldığı dönemler de Devlet yetkilileri ile halk arasında daha sıkı bir diyalog yürütülebilir ve Suriye'yi toplumsal ayrışmalara sürüklemeye çalışan algılara karşı halkı bilinçlendirebilirdi. 

Ülkede mezhep ve etnik ayrımcılığın körüklenmesi için her alanda seferber olan İsrail, bir taraftan Dürzi Ruhani lideri Hikmet el-Hicri'yi ön plana çıkarırken, bir yandan da etnik ayrımcılık ve mezhepçiliği körüklemeye çalışan medyadaki algı operasyonlarını yürüten ülke oldu.  

Hikmet el-Hicri 

Dürzi ruhani lideri Hikmet el-Hicri 

Hikmet el-Hicri, başka bir Dürzi din adamı olan Vahid Belus'un suikast sonucu ölmesinden önce aslında çok fazla tanınmayan bir isimdi. Belki de Vahid Belus'un öldürülmesi bile bu günler için kurulmuş planın bir parçasıdır.  

Hicri isminin daha fazla duyulmaya başlaması, Suveyda şehrinde devrik Esed rejimine karşı 2023 yılında başlayan protestolar sonrası başladı. 8 Aralık 2024 sonrası ise, Suriye'de Baas rejiminin devrilmesinin ardından, hükümet aleyhine yaptığı sert açıklamalar ve sürekli Uluslararası müdahale çağrısı yapan, hükümeti mezhepçilikle suçlayan açıklamaları sonrası adından sık sık söz ettiren bir isim haline geldi. Suveyda'daki İsrail bağlantılı devlet dışı silahlı gurupların da dini liderliğini yapıyor. Hicri, İsrail'in Suriye'ye yönelik planlılarının baş aktörüdür. Özellikle Arap dağı yerine 'Başan dağı' ibaresini kullanarak, Suriye hükümetini, Dera aşiretleri ve Suveyda bedevilerini tahrik ederek hata yapmaya zorluyor. Aynı zamanda, Suriye'de Adem-i Merkeziyetçi bir yönetim talep eden ilk din adamıdır.  

Alevi yüksek İslam konseyi başkanı şeyh Gazel Gazel  

Lazkiye'ye bağlı el-Haffa köyü doğumlu Alevi din adamı şeyh Gazel Gazel Fransa'da yaşıyor. Esed rejiminin devrilmesi sonrası, 4 şubat 2025 tarihinde kurulan Suriye ve Yurt dışındaki Alevi Yüksek İslam Konseyi Başkanı olarak seçildi.  

Şeyh Gazel Gazel  

Şeyh Gazel Gazel de aynı Dürzi din adamı Hikmet el-Hicri gibi, devrik Esed rejiminin işlediği katliamlarına hiçbir zaman ses çıkarmaması ile öne çıkıyor. Suriye sahilindeki devrik Rejim kalıntılarının, Suriye iç güvenlik güçlerine karşı düzenledikleri saldırılar sonrası yaşanan olayların akabinde yaptığı açıklamaları da Hikmet Hicri tarafından yapılan açıklamalarla örtüşüyor. Mikdad Fiteha liderliğindeki Rejim kalıntısı silahlı unsurlardan oluşan Sahil Kalkanı isimli örgütün lideri Mikdad Fiteha, Şeyh Gazel Gazel'i dini lider olarak görüyor. Gazel, Suriye sahil bölgesinde yaşayan Alevilere Uluslararası koruma talep ederek, devrik rejim kalıntılarının suçlarına ses çıkarmadı. Şeyh Gazel de, aynı Hikmet Hicri gibi Adem-i Merkeziyetçi bir yönetim modeli talep ediyor.  

 

Mürşid Maşuk Haznevi  

Mürşid Maşuk Haznevi  

1975 Haseke'nin Hazne köyünde dünyaya gelen Mürşid Haznevi, Suriye'de tanınmış sofi tarikatlardan Haznevi tarikatinin önde gelen isimlerinden biridir. Babası Şeyh Muhammed Haznevi 2005 yılında baas rejimi tarafından öldürüldü. Uzun zamandır Norveç'te ikamet eden Haznevi, Devrimin gerçekleşmesi sonrası öne çıkarılan üçüncü din adamı oldu. SDG'ye açık desteği ile tanınan Haznevi, mevcut Suriye hükümetine muhalif bir profil çizen üçüncü din adamı oldu. SDG tarafından 8 Ağustos tarihinde düzenlenen Haseke konferansı ise bu üç din adamının ortak buluşma noktası oldu. Haseke konferansına video bağlantısı ile katılan Şeyh Hikmet el-Hicri ve Şeyh Gazel Gazel ve konferansta hazır bulunan Şeyh Mürşid Maşuk Haznevi'nin ortak talepleri, Adem-i merkeziyetçi bir yönetim oldu. Haseke konferansı sonrası, Suriye Hükümeti ile SDG arasındaki 10 Mart anlaşmasının tıkanma noktasıydı. 

Özetle 

Suriye'de hükümete destek veren din adamlarının çok fazla medyada görülmemesinin aksine, azınlıkları temsil eden din adamlarının Radikal ve ayrıştırıcı söylemleri Suriye'deki toplumsal ayrışmayı körüklüyor. 8 Aralık devrimi sonrası Suriye'deki toplumsal dokuyu bozmak için din adamları öne sürüldü bu durum, Suriye'nin istikrara kavuşup kendi ayakları üzerinde durmasını engelliyor.  

Bugün geldiğimiz noktada, Suveyda'daki hükümet karşıtı İsrail bağlantılı silahlı gurupları dini liderliğini Hikmet el-Hicri, Sahil'deki devrik rejim kalıntısı silahlı milislerin dini liderliğini yapan Şeyh Gazel Gazel ve Suriye Kuzeydoğusundaki SDG bölgelerindeki dini lider boşluğu da Şeyh Mürşid Maşuk Haznevi ile dolduruldu. 

Bugün içinde bulunduğumuz durum bize gösteriyor ki, zayıf, istikrarsız, ekonomik olarak çökmüş, toplumsal birliği sağlanmamış, Tek Devlet, Tek Ordu, Tek Bayrak altında birleşmeye engel olan söylem ve eylemler, Gazze sonrası yönünü Suriye topraklarına çevirmeyi planlayan İsrail'e hizmet etmektedir.  

Bir sonraki yazım da, içeride birliğin sağlanmamasını sessizce fırsata çeviren ve bir çok basın kuruluşunun dikkatinden kaçan, Suriye güneybatısında yer alan Kunaytra şehrindeki kademeli İsrail işgalini kaleme alacağım. 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.