Trump’ın Sürpriz Göç Desteği: Yaklaşımlar ve Bölünmeler

Donald Trump, başkanlık kariyerinin başından bu yana göçmenlik politikalarında sert ve radikal bir retorik benimsedi. Yasa dışı göçü engellemek, sınır güvenliğini artırmak ve Amerikan iş gücünü korumak amacıyla sıkı önlemler almak üzerine kurduğu seçim kampanyası, onun kazanmasını sağlayan etkenlerin başında geldi, her sıkıştığında konuyu göçe getirirdi. Özellikle tüm yasa dışı göçmenleri kitlesel şekilde sınır dışı etme vaadini nasıl gerçekleştireceği hala merak ediliyor.  

İlk başkanlık döneminde H-1B vizesine erişimi kısıtlayarak nitelikli yabancı iş gücüne karşı pratik düzeyde hamleler yapmış olan ve bazı ülke vatandaşlarının girişlerini topyekün yasaklamasını içeren tutumuyla epey tepki de toplayan Trump’ın ortağının meseleye dair başından beri farklı bir yaklaşımı vardı. 

2. Dönemine şubat ayında başlayacak olan yeni başkanın kampanya döneminden bu yana yeni ortağı ve teknoloji dünyasının önde gelen isimlerinden Elon Musk, göç konusundaki açıklamalarında diğer nefret unsuru içeren fikirlerine nispeten gayet akılcı olan farklı bir perspektif sundu. Musk, nitelikli ve legal göçmenlerin Amerikan ekonomisine büyük katkılar sağladığını savunarak yasa dışı göç ile nitelikli göç arasında net bir ayrım yapılması gerektiğini vurguladı. Kendi deneyimini örnek gösteren Musk, H-1B vizesi sayesinde ABD’ye gelerek iş kurduğunu ve inovasyon yarattığını belirtti. Bu hafta, onun bu bakış açısından enstantaneler paylaşan Trump, kendinden beklenmeyen sürpriz bir haber verdi. 

H-1B Vizesi & Trump’ın bakışı

H-1B vize programı, Amerika Birleşik Devletleri'nde yüksek vasıflı yabancı işçilerin çalışmasına olanak tanıyor. Özellikle mühendisler ve bilgisayar bilimcileri gibi uzmanlık gerektiren alanlarda çalışanlar, bu program sayesinde ABD'ye gelip iş bulabiliyor. Program, Amerikan iş gücü pazarında eksikliği hissedilen becerilere sahip kişilerin işe alınmasını hedefliyor. 

ABD'nin eski başkanı Donald Trump, H-1B vizesi konusunda yıllar içinde farklı tutumlar sergiledi. İlk başkanlık döneminde H-1B vizesine erişimi kısıtlamak ve yasa dışı göçmenliği önlemek için katı politikalar uyguladı. Ancak 2024 seçim kampanyasında bu konuda daha ılımlı bir tavır takındı. Trump, nitelikli göçmenlerin ülkeye katkı sağladığını belirterek ABD'de üniversite eğitimi alan yabancı öğrencilerin mezuniyetlerinde otomatik olarak yeşil kart almasını destekleyeceğini açıklamıştı. Göç karşıtı olarak damgalanan başkanın bu açıklaması birçok kişi için yeni fırsatlara dair umut oluşturmuş ve epey ses getirmişti. 

Yılbaşı programında yaptığı bir açıklamada H-1B programına olan desteğini yineleyen Cumhuriyetçi lider, iş gücü piyasasında daha önce görülmemiş bir büyüme yaşandığını vurguladı ve bu büyümenin H-1B gibi programlarla desteklenmesi gerektiğini savundu. Trump, programın Amerikan iş piyasasına zarar vermediğini, aksine nitelikli iş gücü açığını kapattığını söyleyerek gelecek potansiyel eleştirilere de hitap etmiş oldu. 

MAGA’da bir çatlak 

Trump'ın H-1B vizesine yönelik olumlu açıklamaları, MAGA (Make America Great Again) hareketi içinde tartışmalara neden oldu. Bazı destekçileri, programın Amerikan vatandaşlarının işlerini tehdit ettiğini ve maaşların düşmesine yol açtığını savundu. Trump'ın eski danışmanı Steve Bannon, H-1B programını sert bir dille eleştirerek "dolandırıcılık" olarak nitelendirdi. 

Bir dönem Beyaz Saray’ın baş stratejisti olan global etkiye sahip aşırı-sağın ideologu Bannon, Trump’ın MAGA hareketi içerisinde bu hususa dair bir 'iç savaş' olup olmadığı sorulduğunda “Savaş filan yok, çünkü Elon Musk savaşacak sertlikte bir adam değil” dedi. 

Diğer yanda teknoloji sektörü liderleri, H-1B vizesinin Amerikan ekonomisine büyük katkılar sunduğunu savunuyor. Elon Musk ve Vivek Ramaswamy gibi iş insanları, programın ABD'ye büyük yetenekler kazandırdığını öne sürüyor. 

Hareketin tepe isimlerinin açıklamalarının tabanda ayrışmaya neden olduğu açıkça görülse de uzun vadede nasıl bir karşılık bulacağı ise hala merak konusu. Ancak Trump’ın açıklamaları şu anki kendisinin kredisi bakımından her zaman onu ikna edenin fikirlerini öncelikli kılıyor. 

H-1B vizesine karşı çıkanlar, programın Amerikalı işçilerin yerini daha düşük maaşlarla çalışan yabancı işçilerin almasına neden olduğunu iddia ediyor. Ayrıca Birleşik Devletler ile yarışan Çin’in bu şekilde bir politika yürütmediği halde başarılı olmasını örnek göstererek daha az demografik çeşitliliğin daha az kırılgan bir milli birlik yaratabileceğini savunanlar var. Vize dağıtımını destekleyenler ise teknoloji ve mühendislik gibi alanlarda yeterli Amerikalı çalışan bulunmadığını ve yabancı işçilerin ekonomik büyümeye katkı sağladığını, Amerika’nın özünde bu fikrin yattığını savunuyor. 

Trump’ın H-1B vizelerini desteklemesi, daha önceki kısıtlayıcı politikalarına ters düşen bir adım olarak yorumlanıyor. Bu değişim, bazıları tarafından pragmatik bir yaklaşım olarak görülürken, bazıları için MAGA hareketinin temel ilkelerinden bir sapma olarak değerlendiriliyor. 

Gelecekteki Beklentiler 

Trump'ın H-1B programına yönelik değişen tavrı hem politika çevrelerinde hem de kamuoyunda tartışmalara yol açıyor. Kongre'de göçmenlik politikalarıyla ilgili daha geniş kapsamlı reformların ele alınması beklenirken, H-1B vize programının geleceği belirsizliğini koruyor. 

Uzmanlar, Trump'ın göçmenlik politikalarının teknoloji sektörü ile işçi sınıfı arasındaki çıkar çatışmalarını dengeleme çabası içinde olacağını öngörüyor. Trump'ın, teknoloji devleri ve MAGA hareketi içindeki taban desteğini bir arada tutma mücadelesi, bu tartışmanın merkezinde yer almaya devam edecek. Ancak en azından iki farklı yerde desteğini açıklaması sebebiyle Trump’ın bu anlatıdan dönmeyeceği, bunun da bu vize türüne başvuranlar için bir fırsat kapısı açabileceği konuşuluyor. 

Sonuç 

Trump’ın bu konuda değişen tavrı, destekçileri arasında bölünmelere yol açarken teknoloji sektörü liderleri tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Durumun çözümlenme şekli, ABD'nin göçmenlik politikalarının gelecekte nasıl şekilleneceği konusunda önemli ipuçları verecek.