FIFA ve UEFA’nın Utanç Verici Sessizliği

23.10.2025 - 16:45 | Son Güncellenme: 23.10.2025 - 16:52
İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü abluka, yardım kısıtlamaları ve askeri operasyonlar nedeniyle derinleşen insani krize uluslararası birçok kesimden tepkiler geldi.
Bu tepkilerin yükseldiği yerlerden biri de bugün büyük bir endüstriyi temsil eden futbol müsabakaları. Dünyanın dört bir köşesindeki futbolseverler, statlarda, meydanlarda ve sosyal medyada Gazze’de soykırım uygulayan İsrail’i protesto ediyor.
Yaşananlar, dünyadaki tüm vicdan sahibi insanlar gibi futbol otoritelerini ve taraftarları rahatsız etse de Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ve Avrupa Futbol Federasyonları Birliği’nin (UEFA), 2 yıldır Gazze'ye yönelik saldırılarda bulunan İsrail'e herhangi bir yaptırım uygulamaması ise dikkat çekiyor.
Rusya’ya saldırının dördüncü gününde yaptırım uygulandı
Aynı UEFA ve FIFA, 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı saldırıları gerekçe göstererek Rusya’yı tüm turnuvalardan menetmişti. FIFA yönetimi, Ukrayna'ya askeri müdahalede bulunan Rusya'da uluslararası futbol maçlarının oynanmayacağını, karşılaşmalarda Rusya bayrağı ve marşının kullanılmayacağını açıkladı.
FIFA ve UEFA, Rus kulüpleri ve milli takımlarının organizasyonlarına katılımını askıya aldı. Rus takımları, o günden bu yana uluslararası alanda müsabakalara katılamadı.
Gözden Kaçmasın
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısında olimpik ruh, barış ve insan haklarına saygı kavramlarıyla ilk günden harekete geçen ve 4. günde yaptırım uygulayan UEFA ile FIFA, 2 yıldır devam eden Gazze'deki saldırılar için herhangi bir yaptırım kararı almadı.
UEFA ve FIFA; ibadethaneleri, okulları ve hastaneleri bombalayan, 7 bini çocuk 11 bini aşkın insanın hayatını kaybetmesine neden olan İsrail'i görmezden geldi. Bunun yanı sıra toplumsal birçok olayla ilgili kınama mesajı yayınlayan ve maçlarda saygı duruşunda bulunma kararı alan bu kurumlar, Gazze için somut hiçbir eylemde bulunmadı.
7 Ekim 2023’ten bu yana “üç maymun”u oynayan UEFA ve FIFA, önce İsrail'in milli takım ve kulüp takımlarının oynaması gereken tüm uluslararası maçları erteledi. Akabinde İsrail'in talebi doğrultusunda, ülkede oynanması gereken müsabakalar, yine İsrail'in belirlediği başka ülkelere alındı.
Buna göre milli takım için Macaristan, kulüp takımlarından Maccabi Tel Aviv için Sırbistan ve Maccabi Haifa için Kıbrıs Rum Kesimi tayin edildi. Bu karar alınırken diğer takımların fikstürü ve yerel lig maçları dikkate alınmadı.
FIFA, kendilerine başvuran ve İsrail'in turnuvalardan menedilmesini isteyen Filistin Futbol Federasyonuna olumlu ya da olumsuz bir cevap dahi veremedi.
UEFA katilin "İsrail" olduğunu söyleyemedi
UEFA’nın İsrail’in hukuk tanımaz politikalarına yönelik ayrımcılıklardan biri de Filistinli eski futbolcu Al-Obaid’in kaybında yaşandı.
Geçtiğimiz ağustos ayında Filistin futbolu tarihinin en parlak yıldızlarından biri olarak gösterilen ve "Filistinli Pele" lakaplı Süleyman Al-Obaid, İsrail işgal güçlerinin Gazze'ye yönelik saldırısında hayatını kaybetti.
UEFA, Al-Obaid için yaptığı paylaşımda "Filistinli Pele Süleyman Al-Obaid'e veda. En karanlık zamanlarda bile sayısız çocuğa umut veren bir yetenek." ifadelerini kullandı. Faili belirsiz bir paylaşımla tepkileri bir nebze de olsa azaltmak isteyen UEFA, bu konuda da tepkileri üzerine çekmeyi başardı.
UEFA’nın son derece ayrımcılık kokan paylaşımına en anlamlı tepkilerden biri de Liverpool’un Mısırlı yıldızı Muhammed Salah’tan geldi. Salah, UEFA tarafından yapılan veda paylaşımına "Bize nasıl, nerede ve neden öldüğünü anlatabilir misiniz?" sorularıyla tepki gösterdi.

Tepkileri dindirmek isteyen UEFA yeni yollar ararken, 13 Ağustos'ta Paris St. Germain ile Tottenham arasında oynanan Süper Kupa finalinde "Çocukları, sivilleri öldürmeyi durdurun." pankartı açıldı. Başkan Aleksander Ceferin madalya seremonisine iki Filistinli çocukla katıldı.
Infantino’nun samimiyetsiz tutumu
Tüm bunlar yaşanırken bir yandan da spor kamuoyu UEFA ve FIFA’ya çağrılarına devam ediyor. İsrail’in spor müsabakalarından men edilmesi çağrısına şu ana kadar olumlu bir dönüş yapılamadı.
Bunun sebeplerinden biri de ABD ve İsrail’in yaptığı baskıya bu kurumların boyun eğmesi. Bunun somut örneklerinden biri olarak ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun “UEFA'nın İsrail'i organizasyonlardan menetmemesi için tüm gücümüzü kullanacağız” ifadelerini gösterebiliriz.
Malum FIFA Başkanı Gianni Infantino, ABD Başkanı Trump'la olan yakın ilişkisiyle biliniyor. Hatta Trump Tower’da FIFA’ya ofis açtığı için oldukça eleştirilmişti. Infantino’nun yakın zamanda yaptığı, "FIFA bir futbol örgütü olarak jeopolitik sorunları çözemez." açıklaması da bu konuda sorumluluk üstlenmek istemediğine dair açık bir kanıt.
Bu açıklamaları yapan Infantino’nun 13 Ekim’de Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenen Gazze Barış Zirvesi’ne katılması ise samimiyetsiz tutumunun devamı niteliğindeydi. Zirveye Trump’ın davetiyle iştirak eden Infantino’nun “FIFA’nın küresel barışa katkı sunabilecek bir platform olduğu” sözleri ise iki yüzlülüğün bir başka göstergesi.
Tüm bunların yaşandığı denklemde “Futbol asla sadece futbol değildir” klişesi bugünlerde daha bir anlamlı geliyor.





